Eşit yurttaşlık hakkı

Eşit yurttaşlık hakkı

Eşit yurttaşlık hakkı  AKP Hükümetinin içi dışı çalıştay oldu. Kürt çalıştayı, Alevi çalıştayı, işçi...

A+A-

Eşit yurttaşlık hakkı Eşit yurttaşlık hakkı
 
AKP Hükümetinin içi dışı çalıştay oldu. Kürt çalıştayı, Alevi çalıştayı, işçi çalıştayı vs. Ama her ne hikmetse hiçbir çalıştay, sorunları çözmek veya yol aldırmak işlevini oynamadı. Çalıştaylar, çözüm organı olmayabilir, ancak hiç mi somut çözüm önerileri tartışılmıyor orada? Peki tartışılmıyorsa ya da söylenenler, önerilenler havada kalıyorsa; bu çalıştaylar neden yapılıyor?

AKP, Alevilerin taleplerini görmezden gelemiyor. Lakin, çözüm gibi bir amacı, isteği de yok. O yüzden oyalama ve bekletme koridoruna alarak, sönümlendirmeye, etkisizleştirmeye, yok saymaya uğraşıyor.

Önce Hızırpaşa sofraları kurdular Alevilere, tutmadı. Alevilerin demokratik örgütleri ve emekçiler Hızırpaşa sofralarını tekmeledi. Sadece hükümetin işbirlikçileri ve bugüne dek her fırsatta Alevilerin demokratik mücadelesine ihanet etmiş düşkünler itibar gösterdi Hızırpaşa sofralarına.

Alevi vatandaşlarımızın inançlarını rahatça yaşayabilmeleri, ayrılıkları gidermek için çalıştaylar düzenliyoruz” diyordu, AKP'nin bakanı Faruk Çelik. İlk çalıştaylarda, Alevi örgütleri ve temsilcileri dinlendi, hükümet not tuttu. Peki sonra? Sonraları ise çalıştayın çehresi ve konuşulanlar tamamen değişti. İlahiyatçıları dinlediler çalıştayda. Laik hükümetin bakanı Çelik, ilahiyatçılarla yapılan çalıştayın ardından, oldukça verimli bir çalışma gerçekleştirdiklerini beyan etti.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 4. Alevi çalıştayında Alevi çocuklarını İmam Hatip Liseleri'ne çekecek projeler geliştirilmesini, Alevi dedelerinin hacca gönderilmesini önerdi. Gündoğdu, Alevi köylerinde aktif olan camilere gönderilen imamların, liyakatli ve iletişimi düzgün olmalarına özen gösterilmesi gerektiğini de eklemeyi unutmadı.

Gündoğdu'nun bu cin fikirleri, AKP Hükümetinin icraat ve istemleriyle tam uyum halinde. Öyle ki, hükümetin Alevi yandaşı görünen Kültür Bakanı Ertuğrul Günay dahi, Alevilere hakaret etmekten çekinmiyor, taleplerini saçmalık olarak niteliyor. Devletin resmi bir kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı, “zorunlu din derslerinin kaldırılmasını” mahkeme kararlarına rağmen, tehdit olarak algılıyor.

Aleviler, geçtiğimiz yıl 9 Kasım'da Ankara'ya hücum etti. Tam tamına yüz bin kişi. Zorunlu din dersi kampanyasıyla önlerini açan Aleviler, Ankara'dan yüklendi, demokratik ve insani olan taleplerinin kabul edilmesini istedi. Eşitlik istedi. Din ve vicdan özgürlüğü istedi. Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini istedi. Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istedi. Canların diri diri yakıldığı Madımak Oteli'nin müze yapılmasını istedi.

Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. 9 Kasım'da Aleviler, kör gözlere, sağır kulaklara seslendiler. “Biz buradayız, haklarımızı istiyoruz” diye. Ve ardından da AKP'nin çalıştaylar süreci başladı. Aradan bir yıl geçti. Peki ne değişti? Alevilerin taleplerinden hangisi veya hangileri karşılandı? Ortada kocaman bir hiç var. Sadece ve sadece ipe un serilen çalıştaylar var.

9 Kasım mitingi hükümeti köşeye sıkıştırdı, Alevileri görmek zorunda bıraktı. Şimdi 8 Kasım'la birlikte bu taleplerin karşılanması duruyor, Demokratik Alevi Hareketi'nin önünde. Alevi örgütleri iddialı, 1 milyon kişi bekliyorlar İstanbul'a. İstanbul Kadıköy'de yüz binlerin buluşması kuvvetle muhtemel.

Aleviler eşit yurttaşlık hakkı istiyor. Zorunlu din dersleriyle yolu açan, 9 Kasım mitingiyle hükümeti köşeye sıkıştıran, kırk takla attıran Aleviler, şimdi haklarını koparıp almak için yüklenecek. Artık laf değil, çözüm görmek istediklerini haykıracak.

Gün geldi, 1 Mayıslarda sokaklara çıktık; işçilerle emekçilerle birlik olduk. Gün oldu, Hrant'ın anmasında Ermeni olduk. Gün oldu, Kürtlerin demokratik mücadelesi için yanlarında yer aldık. 8 Kasım'da da hep beraber, Alevilerin demokratik taleplerine sahip çıkalım, kucaklaşma yaratalım, musahip olalım” diyor, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Av. Fevzi Gümüş.

8 Kasım günü Alevisi Sünnisi, Türk'ü Kürt'ü, erkeği kadını, yediden yetmişe Kadıköy'de olunmalı. Unutulmamalı ki, kardeşi özgür olmayan, esaret zincirlerinden kurtulamaz. Kardeşsek eğer eşit olmalıyız. Eşitliği, eşit yurttaşlık haklarını savunmak bir insanlık görevidir.

ATILIM - 5 Kasım 2009

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.