''Farklı'' ve ''muhalif'' olanlara politika yapma hakkı yok!

''Farklı'' ve ''muhalif'' olanlara politika yapma hakkı yok!

"Farklı" ve "muhalif" olanlara politika yapma hakkı yok!DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün’ün, demokratik haklarını kullanan TAYAD’lılara yapılan saldırıyla...

A+A-

"Farklı" ve "muhalif" olanlara politika yapma hakkı yok!"Farklı" ve "muhalif" olanlara politika yapma hakkı yok!

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün’ün, demokratik haklarını kullanan TAYAD’lılara yapılan saldırıyla ilgili açıklaması:

(...) Gazi’de Aleviler, Hatay’da Kürtler, Selendi’de Romanlar, Ankara’da Kent-Aş işçileri, Tophane’de sanatçılar, Bolu’da TAYAD’lılar ve daha pek çok kentte “ötekileştirilen”, “farklı ve muhalif” görülenler, devletin ırkçı/gerici/milliyetçi “beslemelerinin” saldırılarının hedefi olmuşlardır ve her an hedeftedirler...

Cezaevlerinde uygulanan tecridin kaldırılması için Ankara'ya yürüyen Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri, Bolu'da bir grubun saldırısının ardından Ankara’da da polisin şiddetiyle karşılaştı.

Türkiye’de öteden beri siyasi iktidarların “muhalif” veya “farklı” olanlara karşı kullandığı politik şiddet yöntemlerinden biri de sivil ırkçı/gerici/faşist güçlerin “devreye sokulması”dır.

Bu politikanın en uç noktaları Sivas, Maraş, Çorum katliamları ve işletilen siyasi cinayet ve suikastlerse, diğer noktaları ise muhalif/farklı kimliklere yaşama ve politika yapma hakkının tanınmamasıdır. Ve hiç kuşku yok ki bütün bu noktaların birleştiği yer, toplumsal sorunların demokratik çözümlerini sağlamak yerine “ötekileştirilerek” kontr politikalarla yok edilmeye çalışılmasıdır.

Rize’de mevsimlik Kürt işçilerine karşı tutumla Tophane’deki saldırı ve Hatay’daki, Trabzon’daki, Selendi’deki saldırılar arasında; gösterilerden sonra ara sokaklara dağılanlara yapılan “sivil” görünümlü saldırılarla Ahmet Türk’e yapılan saldırı arasında veya KENT-AŞ işçilerine yapılan saldırıyla TAYAD’lılara yapılan saldırı arasında bir fark yoktur. Devletin ırkçı/gerici/şovenist politikalarından beslenen bu saldırıların dozu ve görünümü farklı olsa da niteliği aynıdır!

İzmir’den Ankara’ya yürüyen KENT-AŞ işçilerine “Ya tam susturacağız, ya kan kusturacağız!” diye saldıranlar, Bolu’da da TAYAD’lılara bayrak açarak, mehter marşı çalarak saldırmışlardır.

Gazi’de Aleviler, Hatay’da Kürtler, Selendi’de Romanlar, Ankara’da Kent-Aş işçileri, Tophane’de sanatçılar, Bolu’da TAYAD’lılar ve daha pek çok kentte “ötekileştirilen”, “farklı ve muhalif” görülenler, devletin ırkçı/gerici/milliyetçi “beslemelerinin” saldırılarının hedefi olmuşlardır ve her an hedeftedirler.

Bir taraftan, “farklı” veya “muhalif” olanlar bırakın düşüncelerini açıklama haklarını kullanmalarını, en temel “yaşama hakkı”nı dahi kullanamaz hale gelirken, diğer taraftan ellerine sopalar ve silahlar alarak her an sokağa çıkan sırtı sıvazlanmış kalabalık güruhlar etrafa korku saçıyorlar.

Hemen her gün farklı bir şehirde demokratik haklarını kullananlara karşı linç girişimleriyle karşılaşıyoruz. AKP iktidarı bu saldırıları durdurmak yerine, saldırıya uğrayanları cezalandırmakta ve saldırganları cesaretlendirmektedir.

Demokratik haklarını kullanan TAYAD’lalara yapılan saldırıyı kınıyor, siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz!.. Toplumsal çatışmalara neden olacak, “bardağı taşıracak” damlalara dönüşecek gerici/ırkçı/şövenist saldırılara zemin hazırlama ve yönlendirme politikalarından vazgeçin!..

DİSK Basın Bürosu - / Alevihaber.com - 02.10.2010

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.