Fikri SAĞLAR : Madımak sanat merkezi olmalı!

Fikri SAĞLAR : Madımak sanat merkezi olmalı!

Fikri SAĞLAR : Madımak sanat merkezi olmalı!   Dünkü Milliyet Gazetesinde, Sivas Katliamının en önemli simgesi olan "Madımak...

A+A-

Fikri SAĞLAR : Madımak sanat merkezi olmalı!Fikri SAĞLAR : Madımak sanat merkezi olmalı!  

Dünkü Milliyet Gazetesinde, Sivas Katliamının en önemli simgesi olan "Madımak Oteli" altındaki lokantanın kaldırılması ile ilgili haberler vardı. ... Vali Veysel Dalmaz; "bu yılsonu itibariyle kirası sona eren lokantanın buradan taşımasını istediklerini ve lokanta sahibinin de kabul ettiğini" açıklıyordu. Vali; "Buranın çiçekçi olarak yeniden oluşturulacağı ve bir kenarına o günün anısına plaket asarak etrafını güllerle süsleyeceği" bilgisini de ekliyordu...

Geç kalınmış olsa da bu girişim desteklenmeli. Ancak, çiçekçi olması kabul edilmemeli... Daha doğrusu, burası bir ticarethane olarak kalmamalı!.. Orası "Kültür ve sanatın yeşerdiği bir Sanat Galerisi" olmalı!.

•••

Sivas "Madımak katliamı," Türkiye için bir "yüz karasıdır." Aydınlarımız orada yanarak "hakka yürümüşlerdi." Yıllardır olay incelenmiş, birçok şey gün ışığına çıkarılmaya çalışılmıştı. Sadece, Alevi-Bektaşiler değil, duyarlı ve insan onuru taşıyan tüm yurttaşlarımız bu "katliamı" lanetleyerek peşini bırakmamışlardı. Özellikle 1993'ten itibaren kurulan Alevi-Bektaşi örgütleri, Türkiye'nin siyasal ve sosyal hayatında "Alevilerin varlığını" kanıtlamışlar," Alevi kimliğinin "yüceliğini" göstermişler ve sorumlularının bulunması için "yılmaz" takipçi olmuşlardı.

Hepsi olmasa da, bazı "eli kanlı" failler yakalanmış ve yargılanmıştı. Sonradan "adalet bakanı" olan siyasiler ve etkin bürokratlar savunman olarak duruşmalara katılmış, yargıya "baskı" yapmaya kalkışmışlardı. Bunlara rağmen, 33'ü idam olmak üzere, faillerin çoğunluğu müebbet hapisle cezasına çarptırılmıştı. Ancak, mahkeme sonuçları vicdanlarımızı rahatlatmamıştı. Çünkü gerçek failler yerine "tetikçiler ve maşalar" yakalanmış ve cezalandırılmıştır!..

•••

Yapılanlar, söylenenler ve verilen cezalar, ölen gençlerimizi, aydınlarımızı ve sanatçılarımızı geri getiremeyecek... Mühim olan, Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışmasını körükleyerek "mevcut susurluk düzenini" devam ettirmek isteyenlerin yok edilmesi.demokrasi, insan hak ve özgürlüklerin önündeki "Derin Devlet" anlayışının bitirilmesidir...

•••

Sivas katliamı gecesinin şafağında Vali Ahmet Karabilgin'in şu açıklaması, bilinen "sırrın" ifşası idi. Karabilgin; "Emniyet Müdürünün kendisini aldattığını, emirlerine karşı 'halkla polisi karşı karşıya getirmeyelim' diyerek beklediğini, zorla müdahaleye karar verildiğinde ise, iş işten geçtiğini" anlatmıştı. Ve asıl vahim olanı; otelin yakılması sırasında, Jandarma Alay Komutanının "erlerim acemi" diyerek saldırganların önünü kesmek bir yana geri çekildiğini, ancak yangın oteli sardıktan sonra harekete geçtiği ve gerekli gücü de tam olarak kullanmadığını belirtmişti... Bazı "yasadışı resmi örgütlerin" de içinde bulunduğu bir hazırlık sonrası bu katliamın gerçekleştirildiği açık!..

"Kahramanmaraş ve Çorum katliamlarının" gerçek failleri saklandığı gibi, Sivas Katliamının gerçek nedeni ve suçluları arasında olduğu sanılan "Susurluk Çetesi" yakalanamamıştır... Gazi olaylarının üzerine tam gidilebilseydi bu katliamda çözülebilirdi!...

•••

Faillerin bulunması, düzenin yıkılması ile mümkün!.. Bilinçli toplumlar "kara düzenlerin" farkına varır ve onunla sonuna kadar mücadele ederler. Bilinç ise, tarihi bilerek oluşur. Geçmişin yanlışları gelecek için ders olur!..

Vali Veysel Dalmaz, lokantanın yerine çiçekçi açılmasını "Kültür Merkezi olursa burası ayrıştırma unsuru olacaktır" düşüncesi ile açıklıyor. Bu son derece yanlış ve tehlikeli bir anlayıştır. Kültür ve sanatın önemi vali tarafından bilinmiyor demektir!.. Aksine kültür ve sanat, güzeli, doğruyu ve barışı oluşturur. Sanat, insana hayranlıkla yaklaşmayı sağlar. Farklı kültürlerin tanışması zenginlik getirir. İnsanın üretimi, insan sevgisini çoğaltır!.. Birbirini "tanımayan" kişilerin, bir birilerini "sevmeleri" mümkün değildir.

•••

Sanat galerilerinde her gün, yeniden yaşamın güzellikleri, düşüncenin renkleri ve de özgürlüğün sevinci oluşacaktır. Katliam kültürünün çığlıkları yerine toplumsal "barışın" türküsü söylenecektir... "Kucaklaşma" bilincinin yükseltilmesi, insanların birbirlerine daha sıkı sarılmasına, dostun sıcaklığı, kardeşin kokusu, yeni renklerin yaşam bulmasını sağlayacaktır.

Bu nitelikler çiçekçi dükkanında bulunmaz!.. Üstelik, Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Behçet Aysan ve ismini yazamadığım şehitlerimiz birer sanatçı, şair ve yazardılar...

Biz, Hacı Bektaş'ta onları "anıtlaştırdık." Onlar zaten nadide bir çiçek. Satılmak değil, Madımak Oteli'nde, şiirleri ve türküleri ile yani, sanatları ile gelecek kuşaklarla buluşmak istiyorlar!..
 
Fikri Sağlar 

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy75521 = 'fikrisaglar' + '@';

addy75521 = addy75521 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text75521 = 'fikrisaglar' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

75521 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 11 Aralık 2007

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.