Genlere işlenmiş ayrımcılık!

Genlere işlenmiş ayrımcılık!

Genlere işlenmiş ayrımcılık!İHSAN ÇARALAN / Evrensel Aleviler, aylardan beri taleplerini dile getiriyorlar. Cumhuriyetin laiklik ilkesinin uygulanmasını,...

A+A-

Genlere işlenmiş ayrımcılık!Genlere işlenmiş ayrımcılık!

İHSAN ÇARALAN / Evrensel

Aleviler, aylardan beri taleplerini dile getiriyorlar. Cumhuriyetin laiklik ilkesinin uygulanmasını, din istismarcısı sermaye partilerinin üstünden devletin din karşısında laik bir çizgiyle çekilmesini istiyorlar. Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, din derslerinin zorunlu ders olmaktan çıkarılması, devletin imam yetiştirmekten vazgeçmesi ve Diyanetin kaldırılması gibi bir dizi taleple Alevi örgütleri, çeşitli eylemler yapıyorlar.

Son yıllarda demokrasi ve laiklik tartışmaları içinde, özellikle de RP-AKP iktidarlarının hem devletin dine, hem de tarikatlar ve hükümetin dini devletin işlerine karıştıran girişimleri, bu tartışmaları büyüttü. Bu tartışmalar içinde Alevilerin de giderek artan biçimde, daha mücadeleci bir hatta yöneldiklerine tanık olduk.

Hükümet ise bir yandan Alevilerin taleplerini “Haklı gördüğünü” söylerken öte yandan da Aleviliği Diyanet üstünden ya da AKP’deki Alevi kökenli milletvekilleri üstünden; maddi ve manevi rüşvetle, Alevileri sisteme ve AKP’ye bağlamak için çalıştaylar düzenlemektedir. Ancak AKP’nin sanki Alevilerin taleplerini ciddiye alıyor gibi görünen bu tavrı, tam tersine bir başka tavırla “dengelenip”, ayrımcılık derinleştirilmektedir.

Yargıtay, Danıştay, HSYK gibi yüksek yargı kurumlarında Alevi kökenli yargıçların çokluğunu, buraları “Alevilerin kadrolaşma üsleri” olduğu propagandası yapılmıştır. Bunu elbette AKP Hükümeti böyle söylememiştir ama AKP yandaşı basın ve AKP’nin kendi tabanı içinde “Yargıyı Alevilerden kurtaracağız” propagandası yapılmıştır. Yine son aylarda dinin sosyal yaşamda etkisini artırmak için; “Din adamlarının kanaat önderi gibi davranması” girişimleri ile bölgede dinin etkisini artırmak için yeni Kur’an kursları, yeni imam hatipler açılması ve imamların daha etkin biçimde halkı yönlendirmek için harekete geçirilmesi de sürecin tersine girişimleri olarak ortaya çıkmıştır.

18. Milli Eğitim Şurası’nda; “Din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması” bir yana, Aleviler, laik, ilerici demokrat güçler sanki daha çok “Din dersi” daha çok “İmam hatip” istiyorlarmış gibi, şimdikine ek olarak, “Seçmeli din dersi eğitimi” ve “İmam hatiplerin orta kısımlarını yeniden açacak atraksiyonlar için kararlar alınmıştır.

Aleviler, bir yandan çalıştayların iç yüzünü görerek bu çalıştayları teşhir ederken, öte yandan da alanlara çıkarak taleplerinde ısrar edeceklerini göstermektedirler. Nitekim geçen hafta; İstanbul-Kadıköy’de 24 saatlik bir oturma eylemiyle, “Din derslerinin zorunlu ders olmaktan çıkarılması” başta olmak üzere taleplerinde ısrar edeceklerini gösterdiler.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Cumhurbaşkanı Gül de; YÖK’te “Üniversitede türban serbest olsun” bildirisine imza atan profesörleri rektör atamayı tercih etmesi konusundaki eleştirilerini yanıtladı. Eleştirileri doğru bulmayan Gül, “Ben Alevi bir adayı bile rektör atadım!” diyerek inanılmaz bir savunma yaptı!

Şu açık ki; Cumhurbaşkanı, en az oy alan adayları, eğer AKP’ye yakın kişilerse, (Hele de YÖK’ten bir tercih gelmişse) rektör atarken, ölçütün “AKP’ye yakınlık” olduğu tartışılamayacak kadar açık. Ve Cumhurbaşkanının bu tutumu, kendisine sempati duyan çevrelerde bile hayal kırıklığı yaratmış buluyor. Ama bundan da öte Gül’ün, “tarafsızlığını” göstermek için “Alevi kişiyi bile rektör atadım!” yanıtı elbette, aşırı ayrımcılıktır. Çünkü bundan şu çıkar ki, Cumhurbaşkanı rektörlerin din, mezhep ve milliyetlerini de araştırıyor ve uygun gördüklerini atıyor anlamına gelir! Ve atanan onlarca rektör içinde sadece bir “Alevi adayı” atamış olması da ayrıca son derece ilgi çekicidir!

AKP ve onun geleneğinde Alevi karşıtlığı “genlerinde” olan bir şeydir ve bazen şu bazen bu biçimde bu karşıtlık kendini ortaya koymaktadır. Ne kadar bastırmaya çalışsalar da bu “genlerdeki” “güdü”, her fırsatta kendisini ortaya koymaktadır.

Şimdi de Cumhurbaşkanı Gül, “Rektörleri AKP’ye yakınlığa göre atamıyorum” demek isterken, “Alevi ve Sünni her vatandaşı aynı görmediğini” itiraf etmiştir.

Bu sefer fark; “Tarafsız Cumhurbaşkanı”nda bu genlerin kendilerini dışa vurmasıdır!

İHSAN ÇARALAN

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy2480 = 'caralan' + '@';

addy2480 = addy2480 + 'evrensel' + '.' + 'net';

var addy_text2480 = 'caralan' + '@' + 'evrensel' + '.' + 'net';

( '' );

2480 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Evrensel - 09.11.2010

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.