Hacı Bektaş'ı Kendilerine Benzetttiler !

Hacı Bektaş'ı Kendilerine Benzetttiler !

Hacı Bektaş'ı Kendilerine Benzetttiler !"SÜNNİ MÜSLÜMAN-TÜRK HACI BEKTAŞ VELİ : ABDEST ALIR, NAMAZ KILAR, SÜNNETE FARZA...

A+A-

Hacı Bektaş'ı Kendilerine Benzetttiler !Hacı Bektaş'ı Kendilerine Benzetttiler !

"SÜNNİ MÜSLÜMAN-TÜRK HACI BEKTAŞ VELİ : ABDEST ALIR, NAMAZ KILAR, SÜNNETE FARZA UYAR !"  

(Alevi Haber ) - Geçen haftalarda gazetelerde "Hacı Bektaş'ın kayıp tefsiri bulundu" başlığıyla verilen haberde şu bilgiler yer alıyordu : "Araştırmacı ve edebiyat tarihçilerinin varlığından bahsettiği Hacı Bektaş-ı Veli'nin iki kayıp eseri bulundu. Bugüne kadar nerede olduğu bilinmeyen 'Fatiha Tefsiri' ve 'Kırk Hadis'in orijinal metinleri Londra'daki British Museum Library'de bulundu. Alevilik ve Bektâşilik konusundaki çalışmalarıyla tanınan Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hüseyin Özcan, İngiltere'de kayıp eserlerin izine rastladı." Bu haber dinci basında büyük bir sevinç ve ilgiyle karşılandı. Nedendir diye merak ettik. Dinci basın bu haberi neden manşetlere çıkararır? Hacı Bektaş-ı Veli ile ilgili bir habere neden bu kadar ilgi gösterir? Sorularımızın cevabını çok geçmeden bulduk. Zaman Gazetesi köşe yazarı Abdullah AYMAZ'ın "Hacı Bektaş'ın Fatiha tefsiri" başlıklı yazısı dinci basının sevincini anlamamıza vesile oldu. AYMAZ yazısında "Hacı Bektaş'ın kayıp tefsiri" nden bazı aktarımlar yapıyor. Bakın Hacı Bektaş Veli neler demiş !!!

Hacı Bektaş'ın Fatiha tefsiri

ABDULLAH AYMAZ

Köylere, kasabalara dağılan büyük bir kaynak suyunun esas çıkış noktası çok mühimdir. Çünkü kanallara ve kanaletlere ayrılan kollarının teferruatı içine hariçten bazı şeyler karışabilir ama ana kaynağa ulaşan asıl âb-ı hayatla buluşmuş olur.

Maalesef yazılı olmayan sözlü aktarmalarla asıl meselenin içine zamanla değişik yorumlar karışabiliyor ve aslın hakikati başka renklere girebiliyor. Onun için yanılmama adına her zaman ana kaynaklara dönmek gerekir...

Yard. Doç Dr. Hüseyin Özcan Bey "Alevî /Bektâşî Kültürüne Bakışlar" (2003), "Alevî / Bektâşî İnancına Bakışlar" (2007) ve "Hâver-nâme" (2008) isimli basılmış eserlerine, bir yenisi olarak "FATİHA TEFSİRİ, Hacı Bektaş Veli" isimli araştırma eserini ilave etti. Bu güzel çalışma inşaallah hayırlı gelişmelere vesile olacaktır.

Birbirlerini tam olarak tanımayan Alevî ve Sünnî toplumlar, bu çeşit kaynak eserler vasıtasıyla birbirlerinin inanç ve anlayış temellerini öğrendikçe aralarında hiçbir uçurumun olmadığını, hepsinin de aynı kaynaklardan beslendiklerini görerek mânasız ayrılık ve gayrılık anlayışlarından sıyrılmaya çalışacaklardır.

Hüseyin Özcan Bey, Hacı Bektaş-ı Veli'nin "Fatiha Tefsiri"ni, hocası Abdurrahman Güzel'in tavsiyesiyle 1989'da Tire'deki yazma eserler ile ilgili kütüphaneden bulmak ve üzerinde çalışma yapmak istemiş, maalesef bulamamış, ancak 19 sene sonra 2007 yılında Londra'da British Museum Library'de bulmuş ve daha sonra İstanbul'da Süleymaniye Kütüphanesi'nde aynı eserin başka nüshasını bulup karşılaştırmış ve bazı kelimeler dışında iki eserin hemen hemen aynı olduğunu tesbit etmiştir. Hacı Bektaş'ın Fatiha Tefsiri'nden bir fikir vermek için bazı bölümleri aktarmak istiyorum. (Sadeleştirilmiş şekliyle):

"Ayrıca şöyle bil ki, her kim namazı kılmasa dini yoktur. Kendisine tesbih edilen Yüce Allah, Musa Peygambere (a.s.) münâcâtı Tur dağında verdi. İbrahim Peygambere (a.s.) mescitler ve ateş içinde verdi. Yunus Peygambere (as) münâcâtı balık karnında verdi. Yusuf Peygamber'e (a.s.) münâcâtı kuyu içinde verdi. Ve iki cihanın övüncü Muhammed Mustafa'ya (sas) münâcâtı namaz, mescitler içinde verdi. Her kim namaz kılsa, Yüce Allah ile konuşmuş gibidir, kendisinden Tanrı'ya övgüler sunar." (...)

"Hak Taâlâ altı nesneyi dost tuttu. Önce, el yıkamayı (abdest almayı), (kim) böyle yaparsa, elini neye sürse, bereketlenir. İkinci, sabır kılmayı dost tuttu (...) Üçüncüsü, sünnet ve farzı işlemeyi dost edindi. Cenneti onlara bağışladı, onları cennete atıverdi. Dördüncü, tevekkül etmeyi dost edindi. Cümle işi bitirmek için, bu, yol oldu. (...) Beşinci, şükür kılanı dost edindi. Nimet artığını ona verdi." (...)

"Bütün kitapların esası Kur'an'dır Kur'an'ın esası Fâtihâ'dır. Hz. Resulullah (sas) buyurdu: 'Hak Taâlâ Tevrat, İncil ve Zebur'da her ne anlattıysa tamamı Kur'an'dadır. Kim Fâtiha'yı doğru samimiyetle okursa İncil'i, Zebur'u, Tevrat'ı ve Kur'an'ı okumuş gibi sevap bulur."

Hacı Bektaş ile ilgili sözleri yine Hüseyin Özcan Bey'in değerlendirmeleriyle bitirelim:

"Gözden kaçırılmaması gereken en önemli temel unsur Hacı Bektaş-ı Veli'nin Müslüman kimliğidir. Her mutasavvıf gibi onun da asıl referans kaynakları Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerdir. Bu durumu Makâlât ve benzeri eserlerinde açıkça görmekteyiz. Hacı Bektaş-ı Veli eserlerinde konuları işlerken ilgili âyet ve hadislere sıkça yer vermiş, bu temel kaynakları kullanmıştır. Hakkında yazılan velâyetnameler incelendiğinde de onun aşk ve cezbe sahibi bir şahsiyet olduğu, Kur'an ve sünnet'e uygun bir hayat yaşadığı, bu kaynaklardaki hükümler ışığında tebliğ ve irşâd faaliyetlerinde bulunduğu açıkça görülür."

Bu mübeccel çalışmalarından dolayı Hüseyin Bey'i takdir ve tebrik ediyoruz.

ABDULLAH AYMAZ
ZAMAN - 07 Eylül 2008, Pazar

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.