İçimizdeki Alevifobikler

İçimizdeki Alevifobikler

İçimizdeki AlevifobiklerDilek KURBAN / Radikal18 yaşında, Sünni ve 'Allah'ın kendisini dindar olarak kabul etmesini uman' bir okurum,...

A+A-

İçimizdeki Alevifobiklerİçimizdeki Alevifobikler

Dilek KURBAN / Radikal

18 yaşında, Sünni ve 'Allah'ın kendisini dindar olarak kabul etmesini uman' bir okurum, 'dindar' ifadesini kullanmamı eleştirdi.

Sünni dindarların endişeleri’ başlıklı yazımdaki ‘dindar’ ifadesine bir okurdan haklı bir itiraz geldi. Son derece nazik, karşısındakini anlamaya ve hakkını teslim etmeye çabalayan bir dille yazılmış olan mesaj, Sünni Müslüman çoğunluğa mensup ve ‘Allah’ın kendisini dindar olarak kabul etmesini uman’ 18 yaşındaki bir gence ait.

‘Sünni çoğunluğun Alevilere karşı uzun yıllardır süregelen tutumundan bir Sünni olarak utandığını’, ‘azınlıklara karşı var olan potansiyel linç eğiliminden endişelendiğini’ belirten okur, gerçek Sünni dindarların da kendisiyle aynı hisleri paylaştığına inanıyor. Sünni çoğunluğa mensup kişilere dair kastettiğimin “toplumda yaygın olan ‘dindar’ anlayış olduğunun farkında olduğunu”, gerçek dindarların Alevilere karşı tepkili olamayacağını belirtiyor. Gerçek bir dindar olabilmişse dindar azınlığın içinde olduğunu, benimse ‘Sünni dindarlar’ ifadesiyle onu ve onun gibileri ‘mücadele ettikleri çoğunluğun içine katmamın’ onu üzdüğünü ifade ediyor.

Bu, iki nedenle çok haklı bir eleştiri. Birincisi, okurun da belirttiği gibi ‘Sünni dindarlar’ ifadesi, Aleviler konusunda Sünni çoğunluğun içerisinde var olan fikir ve tutum farklılıklarının üstünü örten genellemeci bir tabir. İkincisi, dindarlara vurgu yapmak, kimlik olarak Sünni olsa da dindar olmayan ve laik yaşam tarzı ve felsefesini benimseyen kesimin içerisindeki Alevi karşıtlığını görmezden geliyor. Dolayısıyla bir yandan Alevilere karşı yapılan adaletsizliklerin karşısında duran Sünni dindarlara haksızlık ederken diğer yandan laik kesimin içerisindeki Alevi karşıtlarını hak etmedikleri biçimde aklıyor.

Alevileri araçsallaştırmak

Türkiye’de AK Parti’nin iktidarı nedeniyle İslami değerlerin ve yaşam tarzının daha görünür ve meşru hale gelmesinden endişe duyan kesimler, bu durumdan en fazla zarar gören kesimler olarak Alevileri, kadınları ve eşcinselleri öne sürerler. Sünni muhafazakâr ideolojinin bu üç gruba ilişkin sicilinin savunulur bir tarafı olmadığı ortada. Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından düzenlenen ‘Alevi Çalıştayı’nda birçok Sünni muhafazakârın dile getirdiği görüşler, bu kesimin bir bölümümün hâlâ ne denli Alevi karşıtı ve ayrımcı olduğunu görmemi sağlaması açısından son derece öğreticiydi.

Öte yandan, homofobi, Alevilere ilişkin önyargılar ve kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın Sünni muhafazakârlara özgü olduğunu ileri sürmek, laik yaşam tarzı ve ideolojiyi benimsemiş kesimin içerisindeki eşcinsel ve Alevi karşıtları ile kadınlara şiddet uygulayanlara layık olmadıkları bir paye veriyor. Alevileri, eşcinselleri ve kadınları AK Parti üzerinden Sünni muhafazakâr kesimi eleştirmek için araçsallaştırmak, dindar olmayan kesimlerin içerisindeki eşcinsel karşıtlarını, Alevi sevmezleri ve kadınlara tahakküm edenleri saklıyor.

Ya laik kesim?

Alevi meselesinde, dine mesafeli olan ve hatta dinden hazzetmeyen laik kesimdeki birçok kişi, örneğin, kendileriyle aynı işyerinde çalışan Aleviler söz konusu olduğunda, muhafazakâr Sünnilerden aşağı kalmayan bir hassasiyet gösterebiliyorlar. İşyerindeki bir çalışanın Alevi olması, örneğin, karşısındaki muhataba ve konjonktüre bağlı olarak olumlu veya olumsuz olarak kullanılmak üzere her daim işlevsel bir ‘bilgi’ olarak not edilir. Yeri geldiğinde, sadece o işyerinin ‘hoşgörü’ ortamının değil, aynı zamanda bunu dile getiren Sünni ama laik kişinin de liberal olduğunun bir göstergesi olarak dillendirilmek üzere. Yeri geldiğindeyse, laf arasında ‘kayda düşülür’ içerideki Alevi’yi deşifre etmek üzere.

Her toplumda olduğu gibi bizde de en yaygın, ancak en az görünür olan gündelik hayattaki bu banal ayrımcılık ve ırkçılıktır. Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu’nun halkın eleştirilerine duyarlı bir siyasetçi olarak telefon açtığı Radikal okurunun ‘yüksek yargıyı Alevilerden temizlemeye’ ilişkin sözleri bunun bir örneği olarak çok tartışılacak, tartışılmalı da. Ancak laik kesim için daha zor olan içimizdeki Alevi karşıtlarını deşifre etmek.

Radikal - 29 Aralık 2010

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.