İslamcı Misyonerler bu kez Abdal Musa dergahında sahne aldılar!

İslamcı Misyonerler bu kez Abdal Musa dergahında sahne aldılar!

Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal adına düzenlenen panel, bu değerlerin yüzyıllardır yaşatmaya çalıştıkları Alevi-Bektaşi inancının tam aksine Türkiye'deki meşhur Şia misyonerlerinin asimilasyon gösterisine dönüştü.

A+A-

Pirha'nın haberine göre; Abdal Musa Anma Törenleri’nin 2. gününde, ‘Alevi Bektaşi İnancında Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal’ adlı panel gerçekleşti. Panelin katılımcıları, konuları ve verilen mesajdan çok net bir şekilde anlaşıldığı üzere özgün Alevi kimliğinin en önemli değerlerinden olan 'Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal’ adına düzenlenen panel, bu değerlerin yüzyıllardır yaşatmaya çalıştıkları Alevi-Bektaşi inancının tam aksine Türkiye'deki meşhur Şia misyonerlerinin şer'i asimilasyon gösterisine dönüştü.

İslamcılara ve iktidara yakınlıklarıyla bilinen ve onlar tarafından kurdurulduğu iddia edilen tabela örgütler niteliğindeki sözde Alevi örgütleri Abdal Musa Kültürünü Geliştirme ve Yaşatma Derneği ile Alevi İnanç Birliği’nin ortaklaşa düzenledikleri bu panel Tekke Köyü cemevinde gerçekleşti.

Bu panelin konuşmacıları arasında olan Bolu İzzet Abant Üniversitesi öğretim üyesi Ali Yaman'ın Avrupa'daki Şiacı örgütlenmenin de akıl hocalarından birisi olduğu bilinmekte. Milli Eğitim Bakanlığının İslamcı Alevilik tezlerini uygulamaya geçirmek için kullandıkları asimilasyon kitaplarında da Ali Yaman'dan sıklıkla alıntılar mevcut. Adıyaman İmam Hüseyin Derneğinin şiacı dernek başkanı Hüseyin Alagöz de panelistler arasında yerini aldı.

Açılış konuşmasını yapan Alevi İnanç Birliği Genel Başkanı Faruk Ali Yıldırım, “Musa Abdal bizi korusun, inşallah şefaat alırız. Dünya resmen bizimle savaşıyor. Bu topraklar fethedilemedi. Hz Muhammed’in ve İslam sevgisinin temeli sağlam atıldı. Daha çok ümitli olmalıyız. Devletimiz olmadan ne birliğimiz, ne inancımız ne de sevgi kalıyor” dedi.

Alevi İnanç Birliği Vakfı Ozanlar Başkanı İrfani Yıldırım da, “Abdal Musa peygamberimizin soyundandır. Değerli bir ozandır. Dünya malı bizim için değildir. Hz. Ali ve peygamberimiz de bir abdaldır.” diye ifadeler kullandı.

Faruk Ali Yıldırım'ın İran'daki bir dini üniversitenin molla rektörüne Türkiye'deki bazı cemevlerinde Şia tebliğinde bulunması için aracı olduğu biliniyor. Bu cemevlerinde ziyaretlerde bulunan rektör ve kendi birliklerinden temsilciler aracılığıyla Alevi gençlerine İran'da burs, ücretsiz din eğitimi teklifinde bulunduğu söylenmekte. Alevilerin Ehlibeyte olan itikadını bir zaaf olarak kullanmaya çalışıp, Şia'nın geleneksel ezberlerini Aleviliğe uyarlayıp gerçek bilgiye, ilme ve birliğe ancak bu şekilde ulaşabilecekleri söylemi üzerinden öncelikle Alevi gençlerini hedef almaktalar. 

Öte yandan İran Alevileri (Kızılbaşları) olan Ehlihaqlara (Yarsanlara) dair yüzyıllardır kendi topraklarında dinsizlikle itham edip gerçekleşen katliamlar ve asimilasyonlar hiç yaşanmamış gibi, Anadolu Alevilerine sanki yüzlerce yıl sonra buldukları kayıp din kardeşleri muamelesi yaparak Alevi asimilasyonunu cemevlerinden başlatıp en sinsi şekilde ilerlemekteler. 

Son zamanlarda şiacıları Alevi otoritesi olarak tanıtma ve paneller yaptırılmanın yaygınlaşması Alevi kamuoyunda ciddi tepkilere neden oldu. Pirha'nın bu şiacı panelle ilgili haberinin akabinde sosyal medyadan gelen yoğun tepkilerin bazıları şu şekillerde dile getirildi:

- "Haberi okuyunca çok şaşırdım. Asimilasyon artık dergahımızı yönetir olmuş. Hacı Bektaş dergahını özgürleştirelim derken bizde olan Abdal Musa dergahını kendi elimizle asimilasyona teslim etmişiz"

- "Sanki özellikle farklı illerden İslam misyonerleri secilmis ve önüne metni yazilip konulmus sen bunu oku diye...Abdal Musa gibi Alevi Ziyaretini İslam dergahina veya camiye cevirenler bir yana, orayı protesto etmeyen Aleviler, buna sessiz kalan Aleviler bir yana..Ne desem boş."

- "Devlet destekli asimilatörlerden A. Y. adeta Alevilerden yobaz yetiştirme yedi emini yemini île bu işe girişmiş. Konuşmalarinda alevilik dişinda herşey var."

- "Panelistlerden bir yiğit çıkıp, Kaygusuz Abdal'ın bir şiirini okuyup tercümesini yapabilseydi?
Yapamaz...
 

Yücelerden yüce tanrı
Gündüzlerden gece tanrı
İsmin vardır cismin yoktur
Sen benzersin hiçe tanrı

Senin kulların anılır
Atası anası ile
Senin anan baban yoktur
Benzersin bir piçe tanrı

Ali ile bir olmuşsun
bir mektepte okumuşsun
ali olmuş hafız kelam
sen okursun hece tanrı

kıldan bir köprü yapmışsın
gelsin kullar geçsin deyu
hele biz şöyle duralım
yiğit isen sen geç tanrı

Seni her yerde görürüm
İçin dışını bilirim
Sırrın halka faş edersem
Halin nice olur tanrı

Yücelerden yüce gördüm
erbapsın sen koca tanrı
bu allahlığı sen nerden
satın aldın kaça tanrı

yaratmışsın bağ-u cennet
kulların etsinler sohbet
cehennemi ne yarattın
be akılsız koca tanrı

unuttuk diye namazı
bizi ateşe atarsın
kul yanması abes değil
gel bas kızgın saca tanrı

Kaygusuz’um der buradan
cümle mahluku yaradan
kaldır perdeyi aradan
gezelim beraber tanrı"

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum