İsmail Cem ÖZKAN : İki parti tek parti midir, yoksa yanılsama mıdır?

İsmail Cem ÖZKAN : İki parti tek parti midir, yoksa yanılsama mıdır?

İsmail Cem ÖZKAN : İki parti tek parti midir, yoksa yanılsama mıdır? CHP üzerine düşüncelerimde henüz değişiklik olmadı, son süreçte...

A+A-

İsmail Cem ÖZKAN : İki parti tek parti midir, yoksa yanılsama mıdır?İsmail Cem ÖZKAN : İki parti tek parti midir, yoksa yanılsama mıdır?

CHP üzerine düşüncelerimde henüz değişiklik olmadı, son süreçte MHP ile aynı kulvarda paralel tepkileri vermesinden dolayı düşüncem değişmediği gibi görüşlerimde daha da katılaştığımı düşünüyorum.

CHP = MHP olarak algılıyorum. Olaylara verdikleri tepkiler benzerdir. Birbirlerinden ayıran en önemli unsur sadece parti adları ve sembolleridir. Parti başkanlarının fiziki görünüşü dışında davranış ve söylem olarak benzerliklerin çokluğuna dikkatiniz çekmiştir sanırım. Şimdi türban konusunda ayrılık varmış gibi gözükmektedir. MHP, AKP ile ortak davranarak yasanın geçmesine yardım etmiştir. Buna en büyük tepkiyi CHP vermiştir. Fakat satırlar arasına baktığınızda ise başka bir gerçek ile karşılaşıyorsunuz, çünkü CHP genel başkanı Bahçeli, pardon Baykal aslında türbana karşı olmadığını, isteyen istediği gibi örtünme ve ibadet etme özgürlüğü olduğunu vurguluyor, tek karşı durduğu şey, bu yasa değişikliğini AKP getirmesi ve getiriş biçimine ve zamanına karşıdır. Aslında karşı değildir, fakat sert muhalefet görünümü altında Erdoğan'ı desteklemektedir. Erdoğan ne zaman sıkışsa, Baykal'ın verdiği olanaklarla rahatlamakta ve kendi düşüncesine daha sistematik ve önceden düşünülmüş havası vermektedir. Aslında Erdoğan Baykal'a ne kadar teşekkür etse azdır.

Cumhuriyetimiz inançları belirli biçimde olması için müdahil olmuştur ve anlayışına göre laikliği biçimlendirmiştir. Baykal gibi özgürlükçü değildir. Cumhuriyetin kuruluş düşüncesinde tek din ve mezhep çoğunluk için geçerli görülmüştür. Azınlıklar haricinde olanlar bu pota içinde eritilmesi planlanmıştır. Bugün Baykal'ın durduğu gibi durmamaktadır, kuruluş felsefesi.

CHP demokratik bir parti gibi görülür, genel başkanı demokratik yollardan (seçim ile) kongrede seçilir. CHP gibi demokrasi aslında ülkemizin demokrasisi gibidir. Seçecekler önceden bellidir, seçileceklerde bellidir. Parti genel başkanı delegeleri belirler, o delegeler ilçe ve il parti yönetiminde olur. Eğer genel merkez beğenmediği ve kendi gibi düşünmeyen olduğunu düşündüğünde hemen değişim gerçekleşir. Seçilenler ve atananlar genelde genel merkezin düşündüğü gibi olanlar olur. Muhalif olacağı düşünülenler ya partiden uzaklaştırılır ya da parti disiplin kurulunun verdiği kararlar nedeniyle seçimlerde belirleyici olamazlar. Bu şekilde seçilen delegeler genel başkanını seçer. Genel başkan seçimle gelmiş demokratik bir kurumun başında olur. Demokrasi dediğimiz seçim değil midir?

Ülkemizde her şey kurallara uygun işler. Demokrasi kuralların işleyişi ile ilgilidir. Sonuçta seçilmişler karar verir, seçilmişlerin nasıl seçildiği sorgulanmaz. Meclisi oluşturan vekiller genel başkanın belirlediği adaylar arasından seçilmiştir, ön seçim yapılmış olsa dahi genel başkanın düşüncesi alınır ve onun onayı ile aday olunur. Seçilmişlerin yarışında genel başkanların performansına göre seçimler sonuçlanır. Genel başkan meydanlarda iyi ise seçmenin oyunun çoğunu alır, değilse kaybeder. Bir tek genel başkanları seçim bölgesine geldiğinde seçim otobüsünün üzerine çıkıp seçmenine el sallar, bir de genel başkan ile birlikte çektirdiği fotoğraflar anı olarak kalır. Genel başkanın taktığı rozet ceketinin yakasında gurur ile durur. Ülkemizde demokrasi hep yolunda gider!

CHP hala solcu olarak görünenler var. Üstelik tek alternatif olarak sunulur. Parti üyeleri özel sohbetlerde genel başkan aleyhinde konuşanlar, partili birinin yanında ise genel başkana övgüler ve methiyeler dizmekten de geri kalmazlar. (Ne olur, ne olur, ya genel başkanın kulağına giderse, o zaman karaya düşmüş balık gibi olur!) En büyük demokrat onlardır, eğer onları seçmezseniz gericiler iktidara gelir ve bütün kadınlarımızın başlarını bağlarlar, kafeslerin arkasına koyarlar. Onlar anayasanın bekçisidirler. Anayasa dediğimiz de 12 Eylül rejiminin yarattığı ve halkın büyük çoğunluğunun onay verdiği bugün değiştirilmesi istenen bir temel yasadır. AKP değişiklikten yanadır, kendi özgürlük ve demokrasi anlayışı içinde, CHP ise buna da karşı görünmektedir. MHP bu konuda ne tavır alacağına bakmaktadır sanırım.

İçimizde hala CHP sol bir parti olarak gören var mıdır? CHP gerçekten kimi temsil ediyor? CHP içinde kendilerine solcuyum diyenler ne yapmak istiyorlar, neden hala oradalar? Acaba Baykal'ı ikna etmek için mi oradalar, ne yapıyorlar? Soruları fazla uzatmayayım değil mi?

İsmail Cem Özkan
ALEVİ HABER AJANSI - 6 Mart 2008

Etiketler : , , , , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.