İstanbul Barosu : Polisler için Kasten Yaralama Hükmü Uygulanmalıdır

İstanbul Barosu : Polisler için Kasten Yaralama Hükmü Uygulanmalıdır

İstanbul Barosu : Polis için Kasten Yaralama Hükmü Uygulanmalıdır1 MAYISTA İSTANBUL’DA YAŞANAN OLAYLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA1...

A+A-

İstanbul Barosu : Polisler için Kasten Yaralama Hükmü Uygulanmaldırİstanbul Barosu : Polis için Kasten Yaralama Hükmü Uygulanmalıdır

1 MAYISTA İSTANBUL’DA YAŞANAN OLAYLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

1 Mayıs emekçi bayramının ve 1977 yılı kutlamalarında yaşanan katliamın kınanması ve bu katliamda hayatını kaybedenleri anmak için çeşitli sendika ve sivil toplum kuruluşlarının Taksim meydanındaki girişiminin İstanbul Valiliği’nce sert bir biçimde bastırılması ve halkımızın bunun sonucunda yaşadığı büyük mağduriyeti hukuk devleti adına bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz.

Aslında resmi makamlarca ısrarla ortaya konulan güvenlik gerekçelerinin de inandırıcı olmadığını düşünüyoruz. Hatta Taksim’de böyle bir toplatının yasaklanmış olmasını toplumsal düzen açısından daha büyük bir risk olarak değerlendiriyoruz. Gerçekten de böyle akıl almaz ve çağdışı uygulama ile Taksim Meydanı dışındaki her yerin adeta kontrol edilemez bir hale getirilmekte olduğunu açıkça görüyoruz. Bunun ülkemizde terör eylemleri yolu ile toplumsal barışımızı bozmak isteyenlerin amacına ziyadesi ile hizmet edeceğini biliyoruz.

Kanımızca yıllardır gereksiz bir şekilde sürdürülen siyasal çekişmelerde anlaşılmayan ya da anlaşılamayan temel nokta; Taksim Meydanının emekçiler açısından taşıdığı manevi anlamdır. Her türlü sivil hareketin ilgi gösterdiği ve kullandığı bu alanı işçilerimizden esirgemek, başka toplantı noktaları göstererek,  bu hakkı kullandırtıyormuş gibi davranmak tek kelimeyle üzüntü vericidir.

İstanbul gibi büyük bir kentte toplu taşıma araçlarının çalıştırılmaması, belirli bölgelerde yolcu indirilmesine izin verilmemesi ve önlem adı altında, aralarında baromuz avukatlarının da bulunduğu çok sayıda kişilerin de gözaltına alınması, sıkıyönetim dönemlerini aratmamıştır. Şiddet içermeyen yürüyüş ve gösterilere valilik talimatı ile yapılan coplu ve gazlı müdahale bu önemli günü şiddete bürümüştür. Genç - Yaşlı birçok insan sağlık sorunu yaşamıştır.

Görülüyor ki, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde mevzuat değişiklikleri yapmak, modern bir toplum olmaya yetmemektedir. Yazılanlara da uymak gerekmektedir. Hukuk devletinde bu yükümlülük sadece bireylere ait değildir. Devleti temsil edenlerin bu noktada çok daha özenli olması gereklidir. Ne yazık ki izlediğimiz görüntüler hepimizi dehşet içerisinde bırakmıştır.  Gerçektende orantılı güç kullanmak zorunda olan güvenlik güçlerinin hastane ve sağlık ocağına yakın noktalarda dahi gaz kullanması kabul edilemez bir uygulamadır. Burada Ceza Kanununun 256. maddesinde yer alan suç tipi de açıkça ihlal edilmiştir. Daha açık bir anlatımla; görevin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanılmıştır ve anılan düzenlemenin amir hükmü gereğince güvenlik güçlerine yönelik olarak kasten yaralama hükümlerinin uygulanma olanağı doğmuştur. Bu konunun özellikle takipçisi olacağız. Özetle tüm bu yaşananları, deyim yerinde ise güvenlik terörü olarak değerlendirmekteyiz.

1 Mayıs dünya emekçi bayramının ülkemizde de resmen kabul edilmesi olumlu bir gelişme gibi görünse de, birçok yerde olduğu gibi tatil olarak kabul edilmemesini de üzüntü ile karşılıyor ve herkesi samimi davranmaya davet ediyoruz.

Sonuç olarak; halkımıza yapılan bu işkencenin sorumlularını kınıyor, güvenlik gerekçesi ile gözaltına alınanların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini ilgililere ve kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI

ALEVİ HABER AJANSI - 1 Mayıs 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.