İzleyiciden Ashura'ya tam not

İzleyiciden Ashura'ya tam not

İzleyiciden Ashura'ya tam notAshura, 16 günde kapalı gişe oynayarak 2 bin 400 sanatseverle buluştu.Dünyada 4 yıldır çeşitli festivallerde...

A+A-

İzleyiciden Ashura'ya tam notİzleyiciden Ashura'ya tam not

Ashura, 16 günde kapalı gişe oynayarak 2 bin 400 sanatseverle buluştu.

Dünyada 4 yıldır çeşitli festivallerde sahnelenen 5. Sokak Tiyatrosu'nun ''Ashura'' adlı oyunu, Muharrem ayı dolayısıyla İstanbul'da sahnelendiği 16 günde kapalı gişe oynayarak 2 bin 400 sanatseverle buluştu.

Anadolu'nun kültürel çeşitliliğinin bir mozaikten öte aşureye benzetilebileceğine vurgu yapılan oyunda, Pontus, Kıptice ve Sefarat dili gibi bir kısmı kaybolmuş 12 dilde şarkılar söyleniyor, oyun sonrasında ise oyuncular kazanın başına geçip sıraya giren izleyicilere aşure dağıtıyor.

5. Sokak Tiyatrosu sanat yönetmenliğini birlikte yürüten ''Ashura''nın oyuncularından Övül ve Mustafa Avkıran çifti, oyuna ilişkin bilgi verdiler.

Övül Avkıran, oyunun 16 gün boyunca kapalı gişe oynamasının, hem Muharrem ayının başladığı Ocak ayında sahneye konması nedeniyle bir ''denk gelişle'', hem de yapılan iyi işlerin seyircisini bulmasıyla açıklanabileceğini söyledi.

Prodüksiyonu zor bir oyun olduğu için bütün sezon oynamak yerine, bir ay içinde ard arda temsiller koyarak sezonu kapatmayı düşündüklerini belirten Avkıran, ''Fakat öyle bir döneme denk geldi ki, güncel konu oldu. Aşure, aslında bir denk geliş oldu. Bunu yadsımamak gerekir. Oyun, söylediği söz, içeriği itibariyle de gündemde olan bir konuyla örtüştü'' diye konuştu.

Avkıran, oyunun yurt dışında sahnelendiği tiyatro festivallerinde de ilgi gördüğünü ve son olarak sahneledikleri İtalya'da seyirci ödülünü aldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

''Bu ilgiyi görmesinin sebebi, sadece bu topraklara, bu ülkeye ait bir oyun değil. Bu, evrensel bir iş, çağdaş bir iş. Tabii ki bu topraklar üzerinden bahsederek, bu topraklardan kaynaklı bu oyunu ürettik, ancak ürettiğimiz söz, dünyaya ait bir söz. Dolayısıyla gittiğimiz her ülkede karşılığını buluyor. Dünyanın her yerinde bunun karşılığı var, kültürler, dinler, diller yok ediliyor, yok edilmeye çalışılıyor, yok oluyor. Dolayısıyla çok büyük ilgi görüyor. Çünkü her gittiğimiz yerde insanlar kendilerinden bir şey görüyorlar.''

Oyunun politik yorumlamalara açık bir konusu olmasına rağmen izleyicilerden ya da farklı kesimlerden hiç ters tepki görmediklerini de vurgulayan Avkıran, oyun sonunda aşure dağıttıkları seyircilerle birebir iletişim kurma, her birinin tepkilerini alma şansını bulduklarını, bundan da çok heyecan duyduklarını dile getirdi.

Zaman zaman bazı sanatçılar tarafından dile getirilen Türk tiyatrosunun zor durumda olduğu ve izleyicinin giderek azaldığı şeklindeki yorumlara katılmadıklarını da ifade eden Avkıran, kendi söylemlerinin hiçbir zaman bu şekilde olmadığını söyledi.

Övül Avkıran, ''(Tiyatronun seyircisi yok) gibi acıklı söylemlerin hiçbirini kullanmadık. Buna da inanmıyoruz. Doğru yol izlenirse, iyi iş üretirseniz, doğru yerde, doğru zamanda, doğru bir kitleye ulaşırsanız her zaman için o ilişki kuruluyor. İyi iş her zaman seyircisini bulur. Biz, bir tek tiyatroya inanıyoruz ve inandığımız tiyatroyu yapıyoruz. Eğer iyiyse yaptığımız iş, her zaman seyircisiyle buluşuyor diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

ÖTEKİNİ ANLAMAK

''Seyircinin şu andaki ilgisini Türkiye'de azınlıklar meselesi, öteki olma hali gibi konuları, devlet katında en üst düzeyden sokaktaki insanına kadar herkesin bu kadar çok konuşma haline bağlıyoruz'' diyen Mustafa Avkıran da insanların artık konuşma ihtiyacı duyduğu ve konuşmaktan korkmadığı bir dönemde oyunu sahnelediklerini anlattı.

Avkıran, oyunla verdikleri mesajın ne olduğuna yönelik de ''(Ötekini anlamak mümkün) diyoruz. Karşınızdakini eğer dinlemeyi başarırsanız anlarsınız aslında. Karşıdakini anlamaya çalışın. Birlikte yaşamayı başarabilmek çok zor değil aslında. Bu başarılabilir, çok da kolay başarılabilir'' diye konuştu.

Avkıran, Türkiye'nin çok kültürlü yapısına yönelik kullanılan ''kültür mozaiği'' kelimesini tercih etmediklerini de belirterek, şöyle devam etti:

''Biz bir mozaikten söz etmiyoruz. Çok cansız, renklerin birbirine girdiği, karıştığı bir şeyden söz etmiyoruz. Biz bir organizmadan, hakikaten yaşayan, yaşaması gereken bir şeyden söz ediyoruz. Biz müzelik olma halinden bahsetmiyoruz. Hakikaten çok canlı bir şeyden bahsediyoruz. Oyunda bir sanat türü olarak taziye yapıyoruz, ama oyunu taziye olarak bitirmiyoruz.''

''ASHURA'' OYUNU

Konsepti ve kurgusunu Mustafa Avkıran'ın, yönetmenliğini ve oyunculuğunu ise Avkıran çiftinin birlikte yaptığı ''Ashura''da, ses sanatçısı Sema, İhsan Kılavuz ve Harun Ateş de rol alıyor.

Müzik tasarımı İhsan Kılavuz ve Sema'ya, sahne-kostüm tasarımı Ali Cem Köroğlu'na, ışık tasarımı Yüksel Aymaz'a ait oyunda, perküsyonda Moğollar Grubu'ndan Engin Yörükoğlu ve Umut Pelit, klarnette Selim Sesler ve Andreas Dormann, viyolonselde Çağlayan Çetin, kontrbasta Selahattin Yazıcıoğlu eşlik ediyor.

Başlangıçta sadece bu ay sahnelenmesi planlanan oyun, seyirciden gördüğü ilgi nedeniyle Şubat ayında da az sayıda temsille izleyici karşısına çıkmaya devam edecek.

GERÇEK GÜNDEM - 27 Ocak 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.