İzzettin Doğan kimdir, Misyonu nedir?

İzzettin Doğan kimdir, Misyonu nedir?

Anadolu alevileri kendi dilinde sevgiyi tanımlar ve derki biz bedenleri baharlaşmaya sevgi dedik. Sevgi, emek, duyumsama, eylem, olgu gereğin somuta dönüşümü,...

A+A-

Anadolu alevileri kendi dilinde sevgiyi tanımlar ve derki biz bedenleri baharlaşmaya sevgi dedik. Sevgi, emek, duyumsama, eylem, olgu gereğin somuta dönüşümü, yarin dudağındaki gülüş, canın olgu gerçeğin somuta dönüşümü yarin dudağındaki gülüş, canın çoğullaşması, çoğunun canlanması binlerce yılın renklere ayrışmasının taşınıp aktarılması, yüreğin şah damara sevdalar sunmasıdır.Günümüzde yaşamın her alanında görülen kapitalist sistemin herşeyi metalaştıran işleyişi sonucu olan sevgisizlik, burkaçlaşarak insanı umutsuz, kırılmış, yanlız, bunalımlı insana dönüştürür. Zamanla önce kendine sonra içinde bulunduğu topluma yabancılaştırır. Kendisine yabancılaşan sistemin ideolojisini içselleştirme egemen sınıfların aracı olan devletin dayatması sonucudur. Sistemin amacı kendisinin devamı için böl, parçala yönet kuralını uygulamak ve bunun içinde tüm gücünü bu yönde kanalize etmektir.

Bugün alevi toplumunun tarihte ilk defa sağlıklı örgütlenerek güçlenmesine karşı çıkan sistem kendisine uygun kişilikler yaratarak, alevilerin örgütlenmesine sekte vurmaktadır. Bunlar yine alevi geçinen, sistemden beslenen, iki yüzlü, riyakarlardır. Bu kişilikler alevilikte dem vururlar, asla samimi değildirler. Geçmişlerine baktığımızda nereden, nereye geldiklerini daha iyi anlarız. Bu kişiliklerden biride İzzetttin Doğan'dır.

Yıl 1983 12 Eylül faşizminin devamı olan faşist, ırkçı bir parti başkanlığını yine faşist cuntanın belirlediği Turgut Sunalp getiriliyor. İzzettin Doğan'da babasından kendisine miras kalan alevilere ihanet bayrağını devralarak, bu partinin kurucu üyesi olmuştur. Yeni nesil bu gelişmeleri bilmediklerinden yazmakta yarar görüyorum. Özellikle 12 Eylül'de cezaevlerinde devrimci ve alevi kızlarına her türlü işkence, tecavüz, taciz yapılmaktaydı. Bu tecavüzler sonucu yaşamına son veren genç kızlarımız ve kadınlarımız olmuştur.

1983'te cezaevinde solcu, devrimci, alevi kızına copla sarkıntılık yaparak kanama sonucu yaşamını yitirmesine sebep olunduğu dönemde, Turgut Sunalp ve İzzettin Doğan seçim faaliyetlerini sürdürmekteydiler. Bu esnada bir gazeteci İzzettin Doğan'ın genel başkanına cezaevinde copla tecavüz edilerek yaşamını yitiren bir kızın durumunu sorar. Turgut Sunalp'ın verdiği cevap aynen şöyledir. 'Alaycı bir ağızla neden cop sokalım, taş gibi askerlerimiz ne güne duruyor.'

İzzettin Doğan bir hukukçudur. İnsan haklarından bahseder. Taş gibi askerlerimiz var diyen Turgut Sunalp paşa İzzettin Doğan'ın genel başkanydı. Herkesin elini vicdanına koyması lazım böyle bir kişilik, aleviliği savuna bilirmi, mazlumdan yana, insan hakları savunucusu olabilirmi. Dedim ya babası gibi katliamcılarla kol kola girmişti.

Babası 1950'de Malatya'da CHP'de alevi oylarla Millet Vekili seçilmiştir. Seçimlerden hemen sonra gizli bazı anlaşmalarla Demokrat Parti'ye geçmiştir. 1954'de yine Demokrat Parti'den aday olmuştur, aleviler oy vermediği için seçilememiştir. 1957 seçimlerinde yine Doğan ailesi Millet Vekiliadayı olmak ister Demokrat Parti artık aleviler sana oy vermiyor diyerek aday yapmamışlardır.

İzzettin Doğan böyle bir mirası devralmıştır. Bir hukukcu olarak hukuğa saygısı olmuş olsaydı, Turgut Sunalp taş gibi askerlerimiz ne güne duruyor dediğinde o partiden istifa edip alevi kızın ailesinin yanında yer alması gerekmezmiydi. O ne yaptı, görevine devam etti. Alevileri asimile etmek için, devletin sadık kulu olmaya devam etti. Cem Vakfı'nı kurdu. Burada da takiyecilik yapmıştır. Aleviler Cem Evi sandı. Oysa ki, o Cumhuriyetçi Eğitim Vakfı'nı kurmuştur. Kısaca Cem ismini kulanmıştır. Bu vakfın temel görevi alevileri bölüp, parçalamak ve asimile etmektir.

İzzettin Doğan kendi dışındaki tüm alevi kurumlarına düşmandır.

İzzettin Doğan diyanetin asimilasyon politikasına karşı çıkma yerine diyaneti savunmuştur.

İzzettin Doğan'a şeriatçı, gerici akımlar destek vermektedir.

İzzettin Doğan, Tansu Çiller'in döneminde gizli ödenekten ne kadar para almıştır, açıklamalıdır.

İzzettin Doğan aleviler zorunlu din derslerine karşı çıkarken, devletin politikasını protesto etmek için miting yapan alevilere, onlar provakatörlerdir diyecek kadar alevilere düşmandır.

İzzettin Doğan, Fettullah Gülen'i Nazım Hikmet'le aynı kefeye koyarak Fettullah Gülen'in yanında olduğunu ispatlamıştır.

İzzettin Doğan Türk İslam Sentezini savunmaktadır.

İzzettin Doğan alevilerin yurt dışında örgütlenmesinden rahatsız olur, devletle işbirliği yaparak, yurt dışında sağlıklı örgütlenen alevi örgütlerini parçalamak için özel paralı dedeler yollamaktadır.

İzzettin Doğan sistemden nemalanan onun kılıcını çalan Hızır Paşa'lardandır.

İzzettin Doğan alevi örgütlerine karşıdır. Çünkü; onlar İzzettin Doğan'ın ezberini bozmuşlar, çıkarlarına çomak sokmuşlardır.

İzzettin Doğan aleviliği kendi çıkarı ve kariyeri için kullanmıştır.

İzzettin Doğan Cem vakfında dedelere alevilik yerine arapça öğreterek, amacı devletin dayattığı aleviliği öğretmek ve alevileri asimile etmektir.

Alevi toplumunun asimile edilmesine seyirci kalmak, insan onuruyla bağdaşmaz, onun içindir ki hepimiz sorumluyuz. Bu sorumluluğu yerine getirmek zorundayız. Bunu yerine getirirken mutlaka belirli zorluklar olacaktır. Ama bu zorluklar bertaraf edilmeyecek zorluklar olmayacaktır. Alevi gençliği bu tip benzeri vakalarla karşılaşmaması için veya bunları bertaraf etmek için mutlaka kendi tarihlerini sorgulamalıdır.

Alevi tarihinde bu tip kişilikler tarih boyunca hep alevilerin örgütlenmesinden rahatsız olmuşlardır. Örgütlü olan bir toplumda bunlar nemelenamazlar. Çünkü; bunlar bireyciliğin, kısa yoldan köşe dönmeciğilin, kime ne olursa olsun, gemisini kurtaran kaptancılığın, bütün insani değerlerden uzaklaşmacılığın, bir veba mikrobu gibi halkımıza mussallat olmuş bu kişilikler alevi olabilirmi.Aleviler İzzettin Doğan gibilerini bertaraf etmeden yarınlara sağlıklı bir alevi toplumunu taşımaları mümkün değildir. Bu süreç çok önemlidir. Aleviler dostunu, düşmanını iyi bilmek zorunda. Aksi takdirde yarın bu günün hesabını veremazler. Bu sürecte tüm aleviler kendi tarihine karşı sorumludur.

BAydın

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.