Kendal DOĞAN : Yol Bilenin Rolü

Kendal DOĞAN : Yol Bilenin Rolü

Kendal DOĞAN : Yol Bilenin Rolü (...) Doğru örgütlülükte, kararlı yürüyüşü ile alevi hareketleri içerisinde...

A+A-

Kendal DOĞAN : Yol Bilenin Rolü Kendal DOĞAN : Yol Bilenin Rolü

(...) Doğru örgütlülükte, kararlı yürüyüşü ile alevi hareketleri içerisinde şimendifer görevi üstlenen Pir Sultan Abdal Derneği'nin son genel kurulunda, bu anlamda, kendisi için örgütlenen bir çok insanın alevi derneklerinde kendi kendilerini örgütlenme anlamında nasıl fesh ettiklerine şahit olduk. Adaylıkları bile tartışılan kişilerin, bu kararlı yapılarda hala ne iş aradıkları sorgulanmalıdır. Alevi örgütlülüğünü, Kürt Alevileri, Türk Alevileri olarak bölmeye ayrıştırmaya çalışan zatı muhteremlerin güçlerini abarttıklarını ayrıca hayretle izledik. PSA örgütlülüğü, bu kongreden dersler çıkarmalıdır.Yetmiş iki millete bir gözle bakan, Gök Kubbe altında yaşayan tüm insanlar kardeştir diyen bir felsefeden nasibini almamış, yetmezler, provakatörlükleri nedeniyle, yol erlerinin ve yol bilenlerin oluşturacağı bir divana havale edilmelidir. Havale edilmeli ki bir daha aday olma cesareti ve onurunda bulunamasınlar. Bu tür kişiliklerin ergenekoncu çetelerin düşüncelerinden ne farkı vardır?...

Kendal DOĞAN : Yol Bilenin Rolü

Toplumsal değişimlerin bireylerin  yada  siyasal grupların niyetleri sonucu gerçekleşmediği  hususu ile değişimin temelde nesnel koşulların olgunlaşmasına bağlı olduğu gerçeği toplumsal değişimin gerçekleşebilmesi için, değişimi gündeme getiren nesnel koşulların yanı sıra öznel koşulların da olgunlaşmış olması gerekmektedir.

Toplumsal gelişme, değişim esaslı sürece girdiğinde, değişimin öncüsü yada önderi bilinç ve örgütlülük düzeyi bakımından toplumsal dönüşümü gerçekleştirecek yada  ilerletecek bir durumda olmalıdır. Bunun anlamı toplumsal dönüşüme önderlik eden birey ya da iradede tüm yükün somutlaşmasıdır.

Toplumsal dönüşümün tüm koşulları arasında tartışmasız tam bir diyalektik ilişki mevcuttur.  Olağan ve olağan üstü tüm koşullarda tüm derinlikleri seze bilen bir önderlik söz konusu ise toplumsal değişim anlamda gelişme, umulmadık derecede gelişebilir ve sonuca hizmet eder. Aksi durumda toplumsal dönüşüm yerine gerileme ve çürüme başlar.

Bu bakış açısı, ortaya çıkan toplumsal tüm gelişme süreçlerinin sorgulanmasında, muhasebe yapma anlamında hayati bir öneme sahiptir. Toplumsal sorunlarını çözme gayesi ile bir araya gelen farklı toplumsal gurupların, örgütlülükte ulaştıkları seviyenin sarhoşluğunda bir şey yapamaz hale gelmelerinin nedeni de budur. Alevi derneklerinin artık proje üretemez duruma düşmesi, ilkesiz ve zeminsiz ayrışma yada buluşma ve dolaysıyla bu temelde örgütlenme çabaları, köy derneklerinin işlevlerinde yeni tanımsızlığa yönelmeleri örnek olarak birer veri niteliğindedirler.

Toplumsal mücadele tarihi incelendiğinde, olumlu anlamda toplumsal değişimlerin hiçbirinin  gökten zembille inmediği herkes tarafından bilinmektedir. Değişim, doğru ve kararlı bir proje safhasından sonra, toplum önderleri yada öncüleri tarafından hazırlanarak gerçekleştirilmektedir.

Özveri isteyen, zorlu görev ile bu zorlu göreve talip olanlardan toplum çok şey bekler. Başta, toplumcu / kamucu ilkelerden ödün vermeyen, diğer yandan da taktik esneklik becerisi gösteren bir tarzı zeka becerisi olarak sunabilen bireyleri önder olarak görmek ister. Yaşamının tümünü toplumsal dönüşüme adamış, toplumsal gelişme karşısındaki güçlerle yani anamalcı düzenle barışık olmamayı ister. Bireyci aydın anlayışından bıkan kitleler, bu tür kişiliklerin mücadele alanlarında oportünizmi ürettiklerini çok iyi bildiklerinden , "bu aydınlara" ihtiyaç duymamaktadırlar.

Topluma ve örgütlülüğüne önderlik iddiasında olanlar yalnızca eğitmezler, mücadele içinde eğitileceklerini de bilmeleri gerekmektedir. Toplumsal değişim projesi kapsamında başarının yanın da, başarısızlıktan da öğrenmek ve süreçten ders almayı bilmek son derece önemlidir. Geçmişte yaşanan tarihsel hatalardan ders çıkartmaya niyetli ve kararlı olanlar tarihten öğrenebilir, eski dönemlerde düşülen hataların tekrarlanmaması için  gayret sarfederler.  "Yenilgi en önemli öğretmendir. Ancak en pahalı eğitici"dir. Her yaşanılan tarihi süreci iyi algılayarak, bir ileri süreci kurgulamak toplum önderlerinin temel sorunu olmalıdır. Kendisi için örgütlenen aydın modeli, toplumsal hiç bir çıkarda yeri bulunmamaktadır. Aydın aydınlanma sürecinin baş aktörüdür. Yaşamı ile tarzı ile toplumu yönlendirmedeki yeteneği ve ustalığı nedeniyle, tartışmasız ön kabul görmektedir. Aydın bunu kötüye kullanamaz. Kullandığı zaman süreçten dışlanır.

Doğru örgütlülükte, kararlı yürüyüşü ile alevi hareketleri içerisinde şimendifer görevi üstlenen Pir Sultan Abdal Derneği'nin son genel kurulunda, bu anlamda, kendisi için örgütlenen bir çok insanın alevi derneklerinde kendi kendilerini örgütlenme anlamında nasıl fesh ettiklerine şahit olduk. Adaylıkları bile tartışılan kişilerin, bu kararlı yapılarda hala ne iş aradıkları sorgulanmalıdır. Alevi örgütlülüğünü, Kürt Alevileri, Türk Alevileri olarak bölmeye ayrıştırmaya çalışan zatı muhteremlerin güçlerini abarttıklarını ayrıca hayretle izledik. PSA örgütlülüğü, bu kongreden dersler çıkarmalıdır. Yetmiş iki millete bir gözle bakan, Gök Kubbe altında yaşayan tüm insanlar kardeştir diyen bir felsefeden nasibini almamış, yetmezler, provakatörlükleri nedeniyle, yol erlerinin ve yol bilenlerin oluşturacağı bir divana havale edilmelidir. Havale edilmeli ki bir daha aday olma cesareti ve onurunda bulunamasınlar. Bu tür kişiliklerin ergenekoncu çetelerin düşüncelerinden ne farkı vardır?

Anadolu’nun mazlum halklarını biri birine düşman edecek, onların ortak sınıf çıkarını, ortak mücadele ve bin yıllardır bir arada yaşama isteğini zorlayacak hiçbir tutum ve düşünce alevi felsefesi tarafından kabul edilemez. Newroz kutlamalarını, bahane ederek, ilgisiz ve gereksiz bir düzlemde, muhtemelen konu bulmakta zorlanan ve babamın da oy verdiği sayın Sivas vekilinin de toplumsal sorunlara ne kadar ilgisiz olduğu, duyarlılığının, duyarlılığımızdan uzak olduğunu üzülerek izledik. Vermiş olduğu mesajlar halkımız tarafından kabul görmemiştir. Toplumuna yabancılaşma çabası, toplumundan kopma isteği ile ilgilidir. Toplumuna malik olamayanlarının sonunu hep birlikte görmüştük. Bizden söylemesi.

Kendal DOĞAN 
ALEVİ HABER AJANSI - 30 Mayıs 2008

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.