Koray Kaya 28 yaşında

Koray Kaya 28 yaşında

Koray Kaya 28 yaşında KADİM ÜLKER / Açık Gazeteİsmail ağabey o zamanlar okulumuzun Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde çalışıyordu....

A+A-

Koray Kaya 28 yaşında Koray Kaya 28 yaşında

KADİM ÜLKER / Açık Gazete

İsmail ağabey o zamanlar okulumuzun Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde çalışıyordu. Bizim bölümün hemen üst katındaydı. Zaman zaman ziyaretine gider, sohbet ederdik. Saz çalar türkü söyler olduğunu da öğrenmiştik. Arkadaşım Saki’nin de sazı sesi çok güzeldi, yumuşak, rahatlatıcı bir sesi vardı. Onun sesi çoğu zaman meditasyondu bizim için. Biraz ciddiye almış olsaydı, ses renginin benzediği Yavuz Bingöl’den daha başarılı olurdu diye hep düşündüm. Turizm rehberliği ile meşgul oldu.

İsmail Kaya’nın ziyaretine her defasında Saki ile giderdim. Ben İsmail ağabeyin yakın köylüsü, Saki ise İsmail ağabey tarafından sevilerek türküleri dinlenen dinlen birisiydi. Bunlar bizim başlangıçta ortak noktalarımızdı. İsmail ağabeyin sazı, sözü yakın çevresi tarafından bilinirdi. Biz de o çevreden sayılırdık.

Bir gün İsmail ağabey, Saki ve bana bir konsere çıkacağını, evine gelip türkülerini dinlememizi söylemişti. Sanırım onun ciddi olarak sahneye ilk çıkışı olacaktı. Dinlememizi ve düşüncemizi belirtmememizi istiyordu. Seve seve dedik ve gün belirledik. Ankara Dikmen’deki bir gecekonduda kalıyordu. Adresini verdi. Kararlaştırmış olduğumuz günde kapısını çalmıştık. İsmail ağabey bizi içeri buyur etti. İki tarafı kanepelerle çevrili misafir odasına aldı. Kısa sohbetten sonra, Ankara’da bir kapalı spor salonunda Sivas Kıyımı’nda en üretken olduğu dönemde aramızdan alınan Muhlis Akarsu da o konsere katılacakmış. Heyecanlıydı. Musa Eroğlu, Yavuz Top ve Arif Sağ ile birlikte başlatmış oldukları müzik kariyerinin zirvesindeydi Muhlis Akarsu. 12 Eylül’ün karanlığında yasaklanan ve söylenemeyen halk türküleri için “Muhabbet” çalışmaları 12 Eylül karanlığından aydınlığa açılan kapı olmuştu. Heyecanlanmakta İsmail ağabey haklıydı, zira dönemin en büyük ozanlarından Muhlis Akarsu ile aynı konserde sahne alacaktı.

Türkü ile beslenen ve soluk alan iki arkadaştık ve bir şekilde sanki bizim olurumuzu almak istiyordu. İsmail ağabeyin eşinin hazırlamış olduğu çayın eşliğinde hem sohbet ediyor hem de onu dinliyorduk. İsmail ağabey çaldı ve söyledi, biz dinledik. Güzel söylüyordu. Hiç çekinmesine gerek yoktu. Orada konserde söyleyeceği türkülerin seçimini de beraber belirledik. Konserde de olacağımızı belirttik. Bizim konserde olmamız İsmail ağabeyi rahatlatacaktı. Zira öyle de oldu, konser öncesi yanımıza geldi, oldukça heyecanlı görünüyordu.

Çayımızı içip İsmail ağabeyi evde dinlerken bir ara beş altı yaşlarında koca koca kara gözlü bir çocuk geldi içeri. İsmail ağabey “Oğlum” , “Oğlum Koray” dedi. Oynamadan geliyormuş, baba gururluydu oğluyla. Kucaklaştık, Koray yanımızda oturdu biraz. İsmail ağabey, Koray’ı anlatmaya başladı, sazını bırakmıştı yanına. Koray okula gitmemesine rağmen, okuma ve yazmayı sökmüştü. Koray’ın saza da ilgi duyması ve bazı türküleri saz ile çıkarması İsmail ağabeyin diğer sevinç kaynağıydı. Oğlunu anlatırken gözleri parıldıyordu İsmail Kaya’nın, fakat bu durumdan Koray rahatsız olmuştu sanki. Biraz sonra yavaşça yanımızdan uzaklaştı.

Biz ise sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik. Bir de kızının olduğunu söyledi. İki çocuk babasıydı, bir oğlan bir kız, Menekşe ve Koray. Halinden mutlu ve memnun görünüyordu.

Koray’ı biz bir daha görmedik. Okulumuz bitmiş, yollarımız ayrılmıştı. Sivas olaylarında katledilen dostlarımızın isimleri arasında Koray ve ablası Menekşe Kaya’nın da isimleri vardı. Koray Madımak Oteli’nin en küçüğüydü. Madımak Kıyımı’ndan bir sene önce doğmuş oğlum bile koskoca delikanlı oldu, annesi ve babasından alındığında 13 yaşında olan Koray Kaya bu sene Mart ayında 28 veya 29 yaşında çakı gibi bir delikanlı olacaktı. Ama şimdi anne ve babaların yeni doğan çocukların isimlerinde ve gönüllerde yaşıyor.

Günümüzde 16 yıldır devam edem Sivas yangını hala devam ediyor ve her defasında Koray’ı hatırlıyorum. Korayların acısının hiç dinmediği 16 yıl içinde Taraf Gazetesi’nde buluşan dönek solcular, 2 Temmuz 1993 yılında Madımak Oteli önünde bulunan bugünün iktidar sahipleri ile Sivas Yangını’ndan sağ çıkanlara tuzaklar kurarak, Madımak Yangını’na odun taşımaktalar.

Yandaş medya, Taraf ve onların dostları bugün 28- 29 yaşlarında olması gereken Koray’ın katillerini unutturmaya çalışıp, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” diyenlerle Cumhuriyetçilere karşı savaş açarak, Sivas katilleri ile kol kola hareket etmekteler. Temmuz ayında Sivas Şehitlerini anarken, Sivas Yangını’nı unutmamanın, unutturmamanın ve yeni Sivas Yangınlarına karşı durmanın yolu gene Sivas’ta kurulan Cumhuriyet’i savunmaktan geçmektedir. Başka yol yoktur.

Bir not: “O gün Sivas’ı yangın yerine çeviren şeriatçıların yayın organı olan ‘Taraf’, 15 yıl sonra Ahmet Altan ve Yasemin Çongar gibi AKP işbirlikçisi dönek solcuların çıkardığı günlük gazetenin adı oldu!” Atilla Aşut, ERGENEKON SAVCILARI NEDEN SİVAS KIYIMINI DA SORUŞTURMUYORLAR? www. odatv.com

KADİM ÜLKER
<

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy10546 = 'kadim' + '@';

addy10546 = addy10546 + 'acikgazete' + '.' + 'com';

var addy_text10546 = 'kadim' + '@' + 'acikgazete' + '.' + 'com';

( '' );

10546 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

>
acikgazete.com - 06 Temmuz 2009

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.