Arguvanın bir Alevi Köyü olan Kızık Köyü Düğün Geleneği

Arguvanın bir Alevi Köyü olan Kızık Köyü Düğün Geleneği

Malatya Arguvan Kızık Köyü Düğün Geleneği

A+A-

DÜĞÜNE İLK ADIM

Köyümüz Malatya Arguvana bağlı Kızık Köyü  ve çevre Arguvan Köylerinde evlenme yaşı eskiden 19-20 idi. Küçük yaşta evlenme geleneği, gençlerin kendi tercihlerinden ziyade ailelerinin kararına bağlıydı. Aileler bir taraftan çocuklarının mürüvvetini görmek için, diğer taraftan da evliliğin aileye katacağı iş gücünü hesaba katarak çocuklarını erken evlendirirlerdi. Hatta yörede “Erken kalkan yol alır; erken evlenen döl alır.” ifadesi yaygındır.

Günümüzdeyse aileler evliliklerde kendi tercihlerinin yanında çocuklarının da tercihlerini dikkate alırlar. Genel olarak görücü usulü olmamakla yapılan evliliklerde kararlar birlikte alınır. Evlenme yaşı erkeklerin askerliklerini bitirmeleri ve bir iş sahibi olmalarına bağlıdır. Kızlar eskiye oranla daha büyük yaşlarda evlendirilirler. Günümüz evliliklerinde erkeğin de, kızın da mutlaka onayları alınır. Çocuğunu evlendirmek isteyen aile, öncelikle oğlunun fikrini sorar. Kendi tercihi varsa ve bu tercihin aile tarafından da uygun görülmesiyle birlikte kız istenir. Ve böylelikle düğüne ilk adım atılmış olur.

KIZ İSTEME

Köyümüzde evlilikler genellikle görücü usulüyle yapılmaz. İlk önce bir kadın aracılığıyla kız evinin ağzı yoklanır. Bu ağız yoklamasından kızın kesinlikle haberi olmaz. Eğer kız evi, kızı vermeye razı gibiyse oğlanın annesi ile aracı kadın tekrar kız evine giderler. Kadınlar arasında söz kesimi tamamlanınca oğlan tarafının ileri gelen büyükleri kızı istemeye giderler. Ve usule uygun olarak “Allah’ın emri peygamberin kavliyle” kız istenir. İsteme esnasında kız, dünürcülere kahve ikram ederek kendini gösterir. Kız evi bu istemeye hemen cevap vermez. Biraz düşünme ve yakın akrabalarına danışma süresi ister. Kız evi amcanın, dayının ve en büyük erkek kardeşin fikrine başvurur. Bir müddet sonra oğlan evi tekrar giderek kız tarafının cevabını alır. Bütün bunlardan sonra kız verilir ve “kalın” kesilir. Oğlan evi yün ve kalın hariç, hiçbir şeye karışmaz. Kalın kesildikten sonra kızın tatlısı yenilir. Tatlıdan sonra sıra artık nişandadır. Kızın verildiğini içeride öğrenen gençler dışarı çıkarak damadın kulağını çekerek ondan bir bahşiş alırlar. Günümüzde ise kalın veya başlık adı altında alınan süt parası ( veya para ) ortadan kalkmıştır. Çağın gereklerine uygun olarak düğün harcamaları kız ve oğlan evi tarafından ortak olarak yapılmaktadır.

NİŞAN:

Nişan için hazırlıklar yapılır. Kız eviyle oğlan evi birlikte alış-verişe giderek kıza elbise ve takı alınır. Nişan eğlenceli bir şekilde yapılır. Yakın dost ve akrabalar davet edilir. Davette yemekler verilir ve tatlılar ikram edilir. Oğlan evi ve akrabaları kıza altın takarlar. Nişandan sonra düğün tarihi kararlaştırılır. Oğlan evi kız evinden izin ister. Kendilerinin belirlediği tarihlerin uygun olup olmadığını kız evine sorar. Onların da onayı alındıktan sonra düğün işlemlerine geçilir.

ÇEYİZ AÇMA:

Köyümüzde çeyizin önemli bir yeri vardır. Küçük yaşlardan itibaren kızlar. Çeyiz düzmeye başlarlar. Bunlar arasında el işlemeleri, nakış, oya, mutfak eşyaları sayılabilir. Hazırlanan çeyizler sandık ve camekân içerisinde muhafaza edilir. Evlilik çağına gelen her genç kız bu hazırlıkları yapar. Düğünden birkaç gün önce, hazırlanan çeyizler kız evinde sergilenir. Düğüne davet edilen kişiler (kadınlar) ve konu-komşu çeyiz görmeye gelerek hediyeler sunarlar. Kızın çeyizinde eksik bir eşya varsa tamamlanır. Gelin çıkarılmadan bir gün önce çeyiz, davul-zurna eşliğinde oğlan evine götürülür.

DÜĞÜN:

Düğün için “okuntu” ”saçı”denilen davetiyeler gönderilir. Buna “yol” da denir. Yol, daha çok yakın akraba ve dostlara gönderilir. Diğer çağrılacaklar ise ”saçı” gönderilerek düğüne çağrılır. Bu ”Saçı” ”Okuntu” çok yakın ve akrabalık derecesine göre değişir. Yakınlığına göre elma diğer davetlilere ise şeker gönderilir. Günümüzde ise bunu yerini davetiyeler almıştır. Düğün, geleneksel olarak cuma günü öğlende başlar pazar günü öğleye kadar devam eder. Düğünün başladığı günden itibaren düğün evine Türk Bayrağı çekilir. Düğün süresince damadın arkadaşlarından birisi “sağdıç” seçilir. Sağdıç, damada rehberlik eder. Düğün sonrası için öğütler verir. Damadı berbere götürür. Düğün eğlencelerini sağdıç yönlendirir. Aynı zamanda bayraktar görevini de üstlenir. Bayrağın düğün evinin damından kaçırılmamasına çok dikkat eder.(Nedeni ise eğer düğün evinin damından bayrağı kaçırırlarsa sağdıç bir bahşiş ödemek mecburiyetinde kaldığından ) Başka köylerden gelen misafirler davul zurna eşliğinde yolda karşılanır. Bu misafirlerde davulcu ve zurnacıya bahşişler verirler. Birinci gün sac vurulur gelenler hayırlı olsun der ve ekmek pişirenlere bir bahşiş atarak düğün sahibinede hayırlı olsun temennilerini bildirirler. İkinci gün düğünün en hareketli günüdür. Oyunlar hemen hemen hepsi ikinci günü oynanır. Akşam ise geç vakitlere kadar içkiler içilir. Davetlilerin yeme-içme ve barınma ihtiyaçları düğün evi tarafından karşılanır. Davul-zurna eşliğinde oyunlar oynanır, halaylar çekilir.

KINA GECESİ:

Düğünden bir gün önceki gecedir. Bu gece düğünün en renkli ve en eğlenceli gecesidir. Kına gecesi öncesi bir koç süslenerek kız evine gönderilir. Erkek tarafından bir grup kadın, geline kına yakmaya giderler. Türkü ve maniler eşliğinde kına yakarlar. Kına bir tasta yoğrulur. Gelinin eline ve ayaklarına kına yakılır. Ayrıca Damatında eline kına yakılır. Orada bulunanlardan isteyenler de kına yakarlar. Kına yakma esnasında türküler söylenir.

GELİN ALMAYA GİTME

Sabah erkenden erkek evinin önünde zurnacı ağıt, mani ve türkü çalar. Bu bir nevi köylülere haber vermedir. Toplanın gelini almaya gidiyoruz duyurusudur sanki. Köylüler erkek evinin önünde toplanırlar. Herkes geldikten sonra Bayrak önde davul zurna çalarak köylüler peş peşe kız evine yollanırlar. Kız evinin kapısı bir yakını tarafından kilitlenir. Düğün alayı içeri alınmaz. Davul zurna kız evinin önünde ağıtlar çalmaya devam eder. Düğün kâhyası kapıyı kapatanlarla anlaşma sağlamak için bazı hediyeler önerir ve anlaşırlar. Kapı açılır ve kız ailesi tarafından bayraktar, davulcu ve zurnacıya hediye verir. Böylece kız evinde düğün başlar. Bayrak kız evinin damına dikilir, halaylar kurulur. Düğün kâhyası ve bir grup ileri gelenler gelinin nikâhını kıyarlar ve mehri mecal (nikâhın ve kız tarafından geline verilen çeyizin yazıldığı ve şahitlerin imzaladığı tutanak) hazırlarlar. Kadınlar gelini hazırlamaya başlarlar. Gelinin beli erkek kardeşi tarafından bir kuşakla bağlanır ve geline annesi ve babası tarafından helallik verilir kardeşleriyle vedalaşır ve davul zurna eşliğinde gelin dışarı çıkarılır. Dışarı çıkarken köylüler kapıda Allah hayırlı etsin diye alkışlarlar. Gelin ata bindirilir ve erkek çocuğu olsun diye kucağına bir erkek çocuk oturtulur. Düğün alayı bayrak önde gelin atı arkasında ve davul zurna çalarak erkek evine yollanır. Erkek evine gelindiğinde yüksek bir yerden para veya şeker gelinin başı üzerinden atılır. Gelin attan inmez ve kaynana gelir çeşitli vaatler verir. Gelin attan iner. İnerken hayırlı olsun diye atın üzenginde kaşık, küp veya bardak kırılır. Gelin ve damat ayrı bir odaya oturtulur. Erkek evinde öğlen yemeği hazırlanmış olup yemekler yenir ve geline ve damada hediyeler takılır Allah hayırlı etsin utandırmasın derler. Şerbetçi tepsisini ortaya koyar ve herkes tepsiye para atar, davulcu davulunu ortaya koyar ve davula para atılır bu paralar onlara kalır. Düğüne gelen misafirler düğün sahibi tarafından davul zurna eşliğinde yollanır.

YÜZ GÖRÜMÜ

Birinci gün sabahı geline kaynana tarafından yüz görümlüğü verilir. Gelinin evde rahat davranması için uygulanır.

GELİNİ SUYA GÖTÜRME

Gelin belli bir süre sonra köy çeşmesine kaynana, görümceler ve eltiler tarafından çeşmeye götürülür ve su taşıttırılır. Köylülerin içinde rahat davranması, ailenin gelinden memnun olduğunu göstermek ve erkek evi işlerinde çalışmasını sağlamak için düzenlenir.

GELİNLİK ETME

Gelin haftası dolduktan sonra babası evine damat kaynana, kayınbabası birkaç yakını ile kız evine giderler. Kız evinde yemek yerler. Kız evi kızına maddi durumuna göre çeşitli hediyeler verir. Böylece gelin ve damat baba evine gitmiş olur. Belli bir süre Gelin kayınbaba, kaynana ve büyük kaynının yanında, büyüklerin yanında sessiz konuşarak gelinlik eder. Belli bir zaman sonra kaynana geline bir hediye vererek gelinlik etmemesi için duyurur ve gelin sesli konuşmaya başlar.

 

Derleyen ve Yazan:

Mehmet ARI

Muharrem KARAKUŞ
Kaynak: kizik.net sitesi

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler