Melih ALTINOK : Ezberimiz değil kimyamız bozuluyor

Melih ALTINOK : Ezberimiz değil kimyamız bozuluyor

Melih ALTINOK : Ezberimiz değil kimyamız bozuluyor  George Orwell'in, meşhur romanı 1984'ü günümüz Türkiye'sini...

A+A-

Melih ALTINOK : Ezberimiz değil kimyamız bozuluyor  Melih ALTINOK : Ezberimiz değil kimyamız bozuluyor 

George Orwell'in, meşhur romanı 1984'ü günümüz Türkiye'sini düşünerek kaleme aldığına iyiden iyiye inanmaya başlıyorum. Her gün yeniden yazılarak deforme edilen tarih, hafıza kutularında öğütülen toplumsal bellek ve kavramların isimleri değiştirilerek içeriklerine müdahale etme politikası o kadar tanıdık ki. Ancak büyük yazar bir tek konuyu es geçmiş. O da bugünlerde bizde pek moda olan ezber bozma modası.

Muktedirlerin samimiyetsizliklerinin, riyakârlıklarının ve popüleristliklerinin birer yansıması olan bu ezber bozma girişimlerinin, gelecek nesiller tarafından ibretle değerlendirileceğine şüphe yok. 1 Mayıs'ı bahar bayramı ilan eden darbecinin, Kanlı ellerini gizleyerek kürsülerde Nâzım Hikmet'in kardeşlik şiirlerini okuyan milliyetçinin ve daha düne kadar yok saydığı Alevilere iftar yemeği veren başbakanın da bu külliyattaki katkıları unutulmayacaktır elbette. Nasıl unutulsun ki?

Ama medyanın münevverleri, uzlaşma adına daha şimdiden hakkımızı helal ettiler bile. Baksanıza Sabah'tan Mahmut Övür, Başbakanın Alevilerin Matem Orucu dolayısıyla iftar yemeği vermesini, ezber bozmak olarak yorumluyor. Övür'e göre bu ciddi bir demokratik açılım ve 'Türkiye'de İslamcı denilenlerin yüzlerce yıllık ezberi bozmasını' algılayabilmek sözde aydınların, demokratların ve gazetecilerin harcı değil. Tebrikler ve de bravo!

Peki ya Övür ve Övürgillere sormazlar mı, aynı başbakanın, Aleviliğin Sünni İslamın Hanefi mezhebiyle denk tutulmasına içerleyip, Aleviliğin 'yalnızca' bir kültür olduğu yönündeki açıklamalarını nereye koyacağımızı? Ya da AHİM'in zorunlu din dersinin insan hakları ihlali olduğuna dair kararına rağmen okullarımızda hâlâ din dersi olmasını nasıl açıklayacağız? Topu bağımsız yargıya atacaklarına, kuvvetler ayrılığı ilkesinden dem vuracaklarına adım gibi eminim; demokratlar ya. Hadi şimdilik, başka bir tartışma açmamak adına AKP'nin yargıya siyasi müdahalenin manifestosunu yazan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun nimetlerinden yararlanmakta bir beis görmemesini es geçerek, hükümetin yargı bağımsızlığına saygılı olduğunu kabul edelim. Milli Eğitim Bakanlığı, Aleviler başta olmak üzere toplumun ezilmiş ve dışlanmış tüm kesimlerini 'kucaklamak' iddiasında olduğunu dilinden düşürmeyen siyasal iktidara bağlı değil mi? Bağlıysa, bakanlığın en azından kapsayıcılık ve uzlaşma adına AHİM'in kararına etmemesi gerekmez miydi?

Listeyi istediğiniz kadar uzatabiliriz. Ama şimdilik son bir soruyla yetinelim. Sivil toplumun, Sivas'ta yitirilen canların anısına Madımak Oteli'nin müze olması gibi masumane bir talebini, 'Özel Müzeler ve Denetimler Hakkında Yönetmelik'i bahane göstererek reddeden Kültür Bakanı da mı hükümetten bağımsız? Yoksa Anayasa'yı değiştirecek güce sahip olan AKP'nin, uyduruk yönetmelikler karşısında aciz olduğuna inanmamızı bekliyorsunuz?

İliştirilmişlerin iddia ettiği gibi bu ve benzeri girişimler ezber bozmak değil, yıllardır harfiyen uyulan ezberin daha güçlü kılınmasına hizmet etmekten başka bir anlama gelmiyor. Sistem, kum havuzunun dışında gördüğü ötekileri makul sınırlara çekmek için tüm mevzilere göz koymuş durumda. Sırada Nevroz'un milli bayram ilan edilmesi, 8 Mart'ın Hanımlar Günü olarak kutlanması, Ermeniler için camilerde Gağant kutlamalarının düzenlenmesi, Kendilerini ifade etmemek koşuluyla eşcinsellere 'kısmi' yaşam hakkının tanınması gibi ezber bozma girişimleri var.

Ayın 19'u sevgili Hrant'ın katledilişinin yıldönümü. Tüm ülkede kitlesel anmalar düzenlenecek. Umarım birilerinin kapsayıcılık ve ezber bozma adına 19 Ocak'ta mevlit okutup pilav dağıtmak gibi bir planı yoktur.

Bu oyunu bozalım; gölge ettirmeyelim. Düzeltme ve özür: 8 Ocak'ta yayınlanan 'Sarıkamış'tan Dağlıca'ya' isimli yazımda yanlışlıkla, Hüseyin Çelik yerine Cemil Çiçek'in adı geçmişti. Gazete, hatanın düzeltilmesi için yaptığım uyarıyı dikkate almayınca ne yazık ki hata gazetede yer aldı. Adı geçen bakan Cemil Çiçek değil Hüseyin Çelik'tir. Düzeltir, özür dilerim.

Melih Altınok  

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy22289 = 'melihaltinok' + '@';

addy22289 = addy22289 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text22289 = 'melihaltinok' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

22289 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

 
BİRGÜN - 15 Ocak 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.