Naklen cem ayinlerinin düşündürdükleri

Naklen cem ayinlerinin düşündürdükleri

Naklen cem ayinlerinin düşündürdükleriHAYRİ ÇALAĞAN * Alevi açılımı açılamazken, bir ibadet olan cem ayinini seyirlik...

A+A-

Naklen cem ayinlerinin düşündürdükleriNaklen cem ayinlerinin düşündürdükleri

HAYRİ ÇALAĞAN *

Alevi açılımı açılamazken, bir ibadet olan cem ayinini seyirlik hale getirmenin, Aleviliğe yarardan çok zarar verdiği hatta rencide ettiği bilinmelidir.

Muharrem ayının özelliği gereği ve hükümetin sözde açılımı nedeniyle, tv’lerde Alevilik; ‘İslam’dır, İslam değildir; dindir, değildir vb.’ birçok açıdan tartışılırken, cem ayinleri de naklen yayınlanmaktadır.

Söylenecek çok şey var elbette; ama yazımızın sınırları buna yetmediği için kısaca şunu söyleyebiliriz:

Alevilik; Allah-Muhammed-ya Ali amentüsüne sahip olduğu için kendine özgü bir İslam’dır. Sünni İslam’ın etkilendiği tarihsel inanç ve kültürler tartışma konusu yapılmazken, Aleviliği bu kadar bileşenlerine ayırmak Aleviliğin tarihsel mücadeleci geleneğine haksızlık olur. Çünkü bu insanlar yaklaşık altı-yedi yüzyıldır, tevhit dinine inanmışlar, Muhammed’i peygamber bilmişler ve bu uğurda ölümü göze almışlardır. Dolayısıyla bu inancı dile getirenleri olduğu gibi kabul etmek tarihsel bir zorunluluktur. Mezopotamya ve Anadolu gibi insanlığın aklının ve vicdanının mayalandığı bir coğrafyada oluşan Aleviliğin, bu coğrafyanın kültüründen arınmış olması elbette düşünülemez. Ancak son tahlilde Alevilik, Hz. Ali taraftarı İslam’dır. Söz konusu inanç sistemini bileşenlerine ayırmak tarih ve sosyoloji bilimi için önemli olabilir, ama inanç için hiçbir önemi yoktur. Tıpkı kurabiye, un ve şekerden yapıldığı için nasıl ki undan dolayı “Kurabiye aslında buğdaydır” ya da şekerden dolayı “Kurabiye aslında şeker pancarıdır” diyemiyorsak, Aleviliğe de içerdiği nüanslardan dolayı başka bir ad koyamayız.

Diğer bir problem de son dönemlerde tv’lerde yayınlanan cem ve semah görüntüleridir. Problemdir, çünkü toplumda yüzyıllardır oluşan kimi önyargıları kırmak varsayımıyla yayımlanan cem görüntüleri, Alevilik inancının temel tezlerinden biri olan ibadetin gizliliğini ifşa etmektedir. Bu durum izleyenler açısından, kötü şeyler değil ama anlaşılmaz bir şeyler yapılıyormuş izlenimi vermekte;ibadetten çok eğlence, hatta ortaoyunu sergileniyormuş inancını yaymaktadır. Cem ayinine girmesi mümkün olmayanlara, ayinde yapılanlardan bihaber olanlara bunu izletmek, Alevilik inancının temel argümanlarına aykırıdır. Cem ve semah tanıtım amacıyla, Mevlevilikte olduğu gibi eğitilmiş insanlarla seyirlik olarak sunulabilir, sunulmalıdır da. Ancak bir ibadet olan cem ayinini seyirlik hale getirmenin, Aleviliğe yarardan çok zarar verdiği hatta rencide ettiği, bilinmelidir.

Diğer taraftan yayınlanan cem ayinlerinde inançla örtüşmeyen haller icra edilmektedir. Bunların başında da semahın yapılış şekli ve yapanların durumu gelmektedir. Kimi cemlerde herhangi bir folklor gösterisi gibi hazır kıta, sportmen ve dans eğitimi almış genç insanlar çıkarılmakta; kiminde ise cemde bulunan, eğlenmek için çıktığı her halinden belli olan insanlar semaha kalkmaktadır. İki durum da yanlıştır. Eğer cem ayini seyirlik yapılıyor ise elbette dans eğitimi görmüş insanların semah dönmesi estetik açıdan daha doğrudur. Eğer cem seyirlik değilse, inancın en temel ritüellerinden biri semaha kalkma seremonisinin doğru uygulanması ve anlatılması gerekir. Semaha gitmenin; zakir, deyiş ve semah havası çaldığı için “Hadi bir semah dönelim!” deyip dansa kalkmak olmadığını bu inancı yaşayanlar çok iyi bilirler. Öyle ki, semaha kalkanlara yol verilirken, okunan gülbengde açıkça, “Semahınız seyir için değil, hak için olmalı!” denmektedir.

Bilmeyen insanları suçlamak değil amacım. Fakat cem düzenleyenler öncelikle bu kuralları topluma anlatmak gibi bir sorumlulukları olduğunu bilmelidirler. Alevilik inancında bilinenin aksine, tüm ritüel ve inanç eğitimi “dede” tarafından verilmemektedir. Alevilik eğitimi ve ritüelleri düal bir önderlikle (dede ve rehber) yürütülmekte olduğundan sorumluluk sadece dedelere yüklenemez. Burada “dede” Seyittir, yani Ehlibeyt’e dayanır. Dolayısıyla babadan oğla geçer ve kutsiyeti temsil eder. Rehber-baba ise bilgiye dayandığı, yani zaviyede yetişerek usta çırak ilişkisi içinde ‘el alınarak’ olunduğu için “yol”u öğretme sorumluluğu rehberdedir. Dede ve rehberin katılımıyla oluşan büyük ceme, divan denir. Divana gelen her birey diğer bireylerden rıza almak zorundadır. Bu rızayı almakta problem yaşayan bireyler DARA kalkarlar, dara kalkanların kabahatleri ve diyetleri söylenir. Ancak büyük kabahat işleyenlerin ceme tabii olabilmeleri için semaha gitmeleri gerekir. İşte bu sırada darda duranların yüklerini paylaşmak isteyenler onlara katılır, böylece semaha gidilir. Zikir tamamlanınca ceme dahil olurlar.

Sonuç olarak Alevi açılımı açılmazken Alevi cemlerinin bu kadar ifşa edilmesi, Aleviliği yaralamakla kalmıyor. Toplum içinde Alevi bireyi, cevaplayamayacağı sorularla karşı karşıya bırakıyor. Bu da Aleviyim demeyi yeniden çekinilecek bir hale getiriyor.

* Elektrik Mühendisi /

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy92755 = 'hayriclgn' + '@';

addy92755 = addy92755 + 'hotmail' + '.' + 'com';

var addy_text92755 = 'hayriclgn' + '@' + 'hotmail' + '.' + 'com';

( '' );

92755 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

Taraf - 8 Ocak 2010

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.