Necdet SARAÇ : Maraş

Necdet SARAÇ : Maraş

Necdet SARAÇ : Maraşİzmir'de Papaz Adriano Francini'yi bıçaklayan genç, tanınmak için din adamını bıçakladığını...

A+A-

Necdet SARAÇ : MaraşNecdet SARAÇ : Maraş

İzmir'de Papaz Adriano Francini'yi bıçaklayan genç, tanınmak için din adamını bıçakladığını söylemiş. Siyasi cinayet işleyenlerin kahraman muamelesi yapıldığı, 37 yıllık öğretmenin, farklı inancından ve düşüncelerinden dolayı okulundaki bir öğretmeni öldürmesinden sonra mahkemede bile 'hocam' diyerek saygı gördüğü bir ülkede bu tür yaklaşımlar zorunlu olarak olağanlaşıyor ve maalesef doğallaşıyor. Çünkü Türkiye'de sola, aydınlara, Alevilere, farklı inanlara yönelik olarak işlenmiş bir çok siyasi cinayet yapanın yanına kâr olarak kalmasının ötesinde cinayeti işleyenleri de kahramanlık mertebesine yükseltti. Bu durumun en tipik örneklerinden biri de Maraş katliamıdır.

19 Aralık 1978 tarihinde başlayan, 24 Aralık'ta doruk noktasında ulaşan Maraş katliamına karışan, planlayan, o dönem yönetici olan kişilerin önemli bir bölümü bugün saygı gören, devletten emekli maaşı alan kişiler pozisyonunda. 0 dönemde bilinen ama hep bilin-miyormuş gibi davranılan katliamın arka planında ClA'nın, MİT'in, MHP'nin yer aldığı bugün belgeleriyle orta yerde olmasına rağmen katliam dosyasının yeniden açılmaması nasıl izah edilebilir.

16 Aralık 1978 Çiçek Sineması'nda, gösterilen 'Güneş Ne Zaman Doğacak' filmi sırasında telefonla gazeteleri arayarak "Komünistler sinemayı bombaladı" haberini veren Ökkeş Kendir (Şendiller) şimdi nerede? Dönemin Maraş emniyet müdürü ve her dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ne yapıyor?

Soruları ya da tereddütleri yeniden yeniden yazmanın ve uzatmanın büyük anlamı yok. Çünkü 1 Mayıs gibi, Çorum gibi, Sivas gibi birçok katliamın yanı sıra Maraş katliamının asıl sorumluları, planlanma aşamaları ve uygulamaları adım adım bilinmesine, dergilere, gazetelere yansımasına rağmen bu davaların yeniden açılmaması yeni cinayetleri ve katliamları beraberinde getiriyor. Bu sürece 'dur' diyenlerin çığlıkları ise duyulmasın diye özel bir çaba harcanıyor. Son yıllarda 1 Mayıs'tan Sivas'a, Kızıldere'den Kaypakkaya'ya kadar 'karanlıkta' kalmış birçok dava dosyasının yeniden açılması için yoğun bir çaba harcayan 78'liler Girişimi'nin tavrı ve ısrarcılığı takdire değer boyutlarda. 78'liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can'ın Maraş katliamının yıldönümünde 'Maraşların yaşanmaması' için yayınladığı bildiri yüzleşmeden ısrarla kaçanlar için öğretici:

"12 Eylül sonrasında Maraş olayları hakkında açılan davalar tam bir hukuk skandaliydi. (...) 1991'de çıkan Terörle Mücadele Yasası'nda yapılan değişiklikle katliam sorumlularının hepsi salıverildi. Böylece Maraş Katliamı dava dosyası sessiz sedasız kapatılmış oldu. Bundan sonra da bu dosya hiç açılmadı. Tarihe kara bir leke olarak geçen katliam unutulmaya bırakıldı. Unutuldu da!

Maraş'ta öldürülenlerin çocukları, eşleri, anne, babaları katliamdan nasıl etkilendiler, bugün nerede ve nasıl yaşarlar, bilmiyoruz. Maraş'taki solcu, Alevi halkın yüzde sekseni büyük kentlere ve yurtdışına göçerek köklerinden koptular. Bu insanların yaşadığı evsizlik ve memleketsizlik nasıl bir haldir, yarattığı kırılmalar, eziklikler, travmalar nedir ve nasıl yaşanır, araştırmadık.

Maraş'ın filmini, tiyatrosunu yapamadık. Romanını yazamadık. Maraş katliamı üzerine kaç şiir yazıldı, bilemiyoruz. Maraş üzerine bir ağıtımız yok. Ağlayamıyoruz.

Maraş'ta yaşananları bugünkü kuşakların havsalasının alamayacağı gerçeğini ifade ettik. Bu denli unutkanlık, umarsızlık, mazisizlik nasıl bir şeydir, nasıl yaşanır? Canıyla kanıyla yaşayan bir insandan, hem-türleri tarafından işkenceyle, tecavüzle, boğularak, yakılarak öldürülen bir insanın yokluğuna nasıl geçilir, geçişte hiç mi evrim olmaz? Yok mudur? Olması gerekmez mi? Evet, bunlar genç kuşakların havsalasının alamayacağı şeylerdir ama gerçektir.

Kim bilir, belki Maraş katliamı başta bizim kuşağımız olmak üzere, toplum olarak hepimizin yüzünü kızartıyor, vicdanımızı kanatıyor. Zayıflığımızla, güçsüzlüğümüzle, çaresizliğimizle yüzleşmekten korkuyoruz. Belki de bu yüzden kimsenin ulaşamayacağını düşündüğümüz derinliğimize gömdük Maraş katliamının izlerini... Bu ruh hali bir şekilde katliamla ve katliamcılarla suç ortaklığı yaptığımız gerçeğinin üstünü örtmüyor.

Bir yüzleşme, sorgulama ve yargılama yoksa adalet nasıl sağlanacaktır? 2 Temmuz Sivas katliamı, aynı makûs tarihin tekerrürü değilse nedir? Süren linç kampanyaları aynı makûs tarihin ayak sesleri değilse nedir? Gerçek, adalet, toplumsal barış ve demokrasi için, sonuç alıncaya kadar Maraş katliamını kamuoyunun gündeminde tutmayı 78'lilerin tarihi sorumluluğu olarak kabul ediyoruz."
 
Necdet Saraç  

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy65379 = 'necdetsarac' + '@';

addy65379 = addy65379 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text65379 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

65379 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

 
23 Aralık 2007 - BİRGÜN

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.