Necdet SARAÇ : Memlekette Alevi aşkı artıyor

Necdet SARAÇ : Memlekette Alevi aşkı artıyor

Necdet SARAÇ : Memlekette Alevi aşkı artıyor  Bir kaç seçim bildirgesine yansıyan talepler dışında, bütün Cumhuriyet tarihi...

A+A-

Necdet SARAÇ : Memlekette Alevi aşkı artıyor  Necdet SARAÇ : Memlekette Alevi aşkı artıyor 

Bir kaç seçim bildirgesine yansıyan talepler dışında, bütün Cumhuriyet tarihi boyunca Alevilere yönelik ilk kez hükümet adına öneriler ortaya kondu. AKP adına henüz teyit edilmese de AKP'nin soldan, anarşizme, anarşizmden bir başka uca Susurluk çizgisine, oradan siyasal İslama transfer olan, AKP Reha Çamuroğlu eliyle sunulan 'Alevi açılımı' kamuoyunda ciddi ses getirdi. AKP ve Çamuroğlu'nun yada ABD'nin Kürt meşesinden sonra Alevi mesesindeki bu açılımı niyetler ne olursa olsun iyi oldu. Bugüne kadar bu konuda tek bir cümle bile yazmamış olanlar dahi Aleviliği yazı yazmaya başladılar. Televizyonlar bu konuda programlar yapmak durumda kaldılar. Memlekette Alevi aşkı arttı.

Alevilerin ve Alevi gerçeğinin gündeme taşınması, mevcut sorunların çözülmesi için yıllardır mücadele eden Alevi hareketinin önemli kuruluşları muhatap alınmasa da, yok sayılsa da, 'hırçın muhalif ilan edilseler de kamuoyunda süren tartışmalar bir gerçeğin teyidi anlamına geliyor: Alevi gerçeği konusunda artık geri dönüşü mümkün olmayan bir sürece girildi!

Alevi gerçeğinin gündeme taşınmasında belirleyici rol oynayan Alevi kuruluşları bu süreçte yok sayıldığı gibi, taktiksel bir yaklaşımla, yalnızca Alevi Bektaşi Federasyonu gibi yaklaşık 200 bin Aleviyi temsil eden örgütlenmeler değil, kendisini ısrarla sistem içinde ifade eden, Alevi İslam ve Türk Alevi vurgusunu ısrarla öne çıkaran CEM Vakfı bile hırçın, kavgacı, uzlaşmaz örgütler olarak gösteriliyor.

Alevi örgütlerini, hırçın ve kavgacı gösterme çabası gerçeğin ters yüz edilme çabasından başka bir şey değil. Taha Akyol gibi bir çok kişi bu nedenle 'derdiniz üzüm yemek değil' diye yazıp duruyor. Sanki sorunları yaratan Alevilermiş gibi Alevilere akıl veriyorlar. Bu doğru değil: Alevi yelpazesinin sağında, solunda, ortasında, neresinde olursa olsun yer alan bütün Alevi örgütleri, tereddütsüz Cemevleri'nin inanç merkezi olarak tanınmasını istiyor ve AKP'ye, 'eğer samimi isen buyur adım at, mecliste de çoğunluğun var' diyorlar. Bu konuda kimse kavgacı değil, tersine 'buyur yap, biz de destek sunalım' deniliyor. Yıllardır bu talebi öne çıkaranların, 600 bin imza toplayanların bu talebe karşı çıkmaları düşünülemez bile! Buna rağmen gazetelerde ve televizyonlarda bilinçli olarak çok ciddi bir manipülasyon çabası var. Hırçılık konusunda dikiş tutturamayanların başvurdukları ikinci bir taktik daha var: İşin içinden çıkamayan, Alevi gerçeğini olduğu gibi kabul etmekte zorlanan bir çok kişi ve çevre sanki Sünniler yada bir başka inanç tek parçalıymış gibi Alevilere akıl veriyorlar: "E canım Aleviler de kaç parça belli değil. Önce tek bir görüş altında birleşsinler, ne istediklerini söylesinlerki ona göre konuşalım" diyorlar. Bakın Taha Akyol, dönüp Sünni İslam'a bir kez bile bakmadan nasıl akıl veriyor: "Bizim arzumuz bu 72 milyon içindeki Alevi kardeşlerimizin temsilcilerinin artık bir araya gelip Aleviliğin İslam inancı içinde mi olduğu, yoksa İslamdan ayrı bir din mi olduğu yolunda karar vermeleridir". Doğruluğu bir yana samimi gibi gelen bu yaklaşım samimi değil. Birileri çıkıp örneğin Sayın Akyol' a şunları sorsa, acaba ne cevap verir: "Sen Aleviler karar versin diyorsun ama hangi İslam? Hizbullah'ın savunduğu İslam mı, Suudi Vahabilerin İslamı mı? Fettulah'ın İslamı mı? Nakşibendilerin İslamı mı? Yoksa Euro İslam mı?, hangisi?" Sayın Akyol ne dersiniz? Taha Akyol acaba hangi İslamı tercih ediyor, bunlardan birini mi, yoksa başka birini mi? Lütfen söyler misiniz?

Siyasal iktidar da, bu iktidarı destekleyenler de, Alevi gerçeği ile yüzleşme yerine yeni bir devlet Aleviliği yaratmaya, Sünnileştirmeye, siyasal islamın yedek bir güç yapmaya çalışıyorlar. Samimi olmadıkları söylendiğinde de bunu söyleyenleri hırçınlıkla suçluyorlar. Çünkü dün çerçeveyi belirleyen, Aleviliği kendine göre belirleyen onlardı, bugün de bu belirlemenin bir-iki küçük değişiklikle kalmasını istiyorlar. Sorun burada! Kaldı ki, Amasya'da Alevi kökenli kız öğrencilerin ciddi bir baskı altında oldukları bölgedeki cümle alem tarafından bilinse de AKP'nin 'demokrat' profosörü zafer Üskül bile 'hayır böyle bir baskı yok' diye rapor yazıp açıklama yapabiliyorsa, 'Cemevi'ini cami ile ev arasında bir kademe olduğu' ilan ediliyorsa hırçın olmamak da mümkün değil!
 
Necdet Saraç  

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy88853 = 'necdetsarac' + '@';

addy88853 = addy88853 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text88853 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

88853 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


01.12.2007 - BİRGÜN

Etiketler : , , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.