PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç SODEV Ödülünü Aldı

PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç SODEV Ödülünü Aldı

PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç SODEV Ödülünü AldıSosyal Demokrasi Vakfı'nın Geleneksel Yılsonu Kokteyli Taxim Hill Otel'de kalabalık bir davetli topluluğu...

A+A-

PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç SODEV Ödülünü AldıPSAKD Genel Başkanı Kazım Genç SODEV Ödülünü Aldı

Sosyal Demokrasi Vakfı'nın Geleneksel Yılsonu Kokteyli Taxim Hill Otel'de kalabalık bir davetli topluluğu ile gerçekleştirildi. Saat 19'da başlayan kokteyle Ercan KARAKAŞ, Erdoğan AYDIN gibi çok sayıda tanınmış isimde katılarak destek verdi. SODEV'in her yıl verdiği İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülünün bu yılki sahibi PSAKD Genel Başkanı Kazım GENÇ oldu. SODEV Genel Başkanı Aydın CINGI yaptığı konuşmada ödülün veriliş gerekçesini şu sözlerle açıkladı: 1982 Anayasası’nın getirdiği sorunlardan birisi de zorunlu din dersleridir. Zorunlu din dersleri, kuşkusuz ki, salt bir toplumsal kesimin, örneğin Alevilerin sorunu değildir. Bu sorun, vicdan özgürlüğüne ve özgür görüşlü kuşakların yetişmesine elveren bir eğitimi yaşamsal önemde sayan her yurttaşın, laik demokratik anlayışlara bağlı her insanın öncelikli sorunlarındandır. Bu bağlamda hukuk savaşımı veren ve girişimini ısrarla ve cesaretle takip ederek olumlu sonuç üreten kişi ve hukukçuların toplum için ne ölçüde önemli ve yararlı bir örnek işlevi görmüş oldukları açıktır. Bu nedenlerle SODEV'in her yıl verdiği İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma ödülünün, "zorunlu din dersleri"ne ilişkin hukuk mücadelesinden ötürü Sayın Avukat Kazım Genç'e verilmesi kararlaştırılmıştır.

PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç SODEV Ödülünü Aldı

PSAKD Genel Başkanı Av. Kazım GENÇ yaptığı teşekür konuşmada;

"Sayın Başkan, SODEV’in değerli yöneticileri,  üyeleri SODEV gönül vermiş olan dostlar; öncelikle, sizleri Hacı Bektaş Veli’nin Bilgeliği, Yunus’un Hoşgörüsü, Pir Sultan ABDAL’IN bilinci, direnci ve inancıyla selamlıyorum.

SODEV’in 2007 yılı “İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma” ödülünün, 12 Eylül rejiminin, ülkemizi; Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmek adına hazırladığı, 12 Eylül Anayasasının 24. maddesindeki, “Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersine karşı yürütmüş olduğumuz mücadele nedeniyle Başkanı olmaktan onur duyduğum Pir Sultan Abdal Kültür Derneği  ve Büyük bir medeni cesaret ve özveri örneği göstererek Zorunlu Din Derslerine karşı dava açan Değerli ZENGİN ailesi adına şahsıma verilmiş olmasından dolayı; teşekkürlerimi sunuyorum.

Davanın AİHM’de yürütülmesi sırasında; Bizden hiçbir desteklerini esirgemeyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Örgütlülüğüne, Alevi Bektaşi Federasyonuna, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonuna, özellikle Fransa Alevi Birlikleri Federasyonuna ve ayrıca bireysel destek veren tüm dostlara  da katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Davanın davacısı konumunda olan, yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen vermekte oldukları demokrasi mücadelesinden bir adım dahi geri adım atmayan ZENGİN ailesi; bu duruşlarıyla en çok teşekkürü ve alkışı hak etmişlerdir. Onlara iyi ki sizin gibiler var diyor ve ZENGİN ailesine sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Zorunlu dün derslerine karşı yürüttüğümüz demokrasi mücadelesinde, “bu sorunu sadece Alevilerin değil, Türkiye’nin sorunu”  olarak gördük. Bu nedenle de Alevi örgütleri dışındaki bir örgütlülükten, zorunlu din dersine yönelik hukuk mücadelesinin ödülle değerlendirilmesi; bizim açımızdan çok anlamlı olmuştur.

SODEV’in bu ödülü verme gerekçesindeki değerlendirmelerinin ülkemizdeki demokrasi mücadelesine güç katacağını da belirtmek istiyorum.

Değerli Canlar;

Pir Sultan Abdal, Halka yönelik baskıların yoğun olarak yaşandığı, sömürünün dayanılmaz boyutlara ulaştığı, yoksulun daha yoksul, azgının daha azgın olduğu bir ortamda Anadolu insanının kolektif belleğinin, toplu eyleminin, söyleminin bir simgesi olarak elinde “Telli Kuranı” Sazıyla bu topraklarda halkı kurtuluşa götürecek özlemlerin, umutların ve davranışın taşıyıcısı olmuştur.

Bugün aktörleri ve uygulayıcıları değişmiş olsa da, halka yönelik baskıların, sömürünün ve şiddetin her geçen gün giderek artığı bir dönemi yaşamaktayız. Bu baskı ve sömürü düzenine karşı da bizler kolektif aklı ve bilinci geliştirmek ve halkımızı kurtuluşa götürecek bir eylemliliği hayata geçirmek zorundayız.

Bir dönemin belirleyicisi olan toplum önderlerinin mücadelelerinden, çağımızın gerektirdiği örgütlü topluma dönüşmek ve mücadeleyi de bu örgütlenmeler yoluyla vermemiz gerekmektedir.

Çağımızın değerlerinden olan demokrasiyi içselleştirmeli, demokratik değerleri herkes ve her toplumsal kesim açısından yaşanılır hale getirmeliyiz. Demokrasinin en temel tanımlamasıyla, bütün farklılıklarımıza rağmen, farklılıklarımıza saygı göstererek bir arada yaşama kültürümüzü geliştirmek ve bir arada yaşamak zorundayız.

Demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirmek için mücadelemizi tüm zorluklarına rağmen sürdürmeliyiz. Demokratik değerlerin sadece söylemsel bir olgu olmadığını, bunların bizler için neyi ifade ettiğini belirtmek ve anlatmak durumundayız.

Bütün bu değerlerin hayata geçirilmesi, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işletilerek devletin demokratikleştirilmesi durumunda, tüm toplumsal kesimlerin sorunlarının asgari düzeye indiği, barışın hakim olduğu, bir arada yaşama olgusunu sağlayacak ve geliştirecektir.

Bu anlamda, her biri demokrasi mücadelesinde birer nefer olan demokratik kurumlarımızın mücadelelerinde başarılar diliyor.

Son günlerde, PSAKD örgütlülüğüne ve Sivas-Madımak şehitlerimize yönelik saldırılara ilişkin de birkaç söz söylemek isterim. Son bir ay içinde, Genel Merkezimizin kapısında bulunan levha sökülmüş, Sivas-Madımak Şehitlerinin anıt mezarlarındaki pirinç levhalar tahrip edilerek çalışmış idi. Daha geçen hafta Genel Merkezimiz kapısında bulunan çeşitli afişlere, bizlere yönelik argo ve tehdit içerikli sözler yazılmıştı. Bizler, Anıt Mezarımızdaki pirinç levhaları yaptırarak 1.12.2007 tarihinde yerlerine takmıştık.

Bu gün İstanbul’a hareket etmeden önce arkadaşlar aradılar ve dediler ki; Sivas-Madımak Şehitler Anıtındaki pirin levhalar tekrar sökülmüş.

Şunu söylemek istiyorum; Madımaktaki et lokantası ile Madımak yangını, gerici bağnaz saldırılarla da toplumumuza saldırılar sürmektedir. Son günlerde Madımak’taki kebap salonunun çiçekçiye çevrileceği söylenmektedir. Ancak Madımak Oteli müzeye dönüştürülmeden, et lokantasının çiçekçiye dönüştürülerek, Madımak Katliamının geçiştirileceğini veya üstünün örtüleceğini sananlar veya bekleyenler, büyük bir yanılgı içindedirler. Bizim mücadelemiz, Madımak Oteli, katliamlara karşı duruşun anıtı ve Sivas Şehitlerimizin anısını yaşatacak müze oluncaya kadar sürecektir.

“Kadılar müftüler fetva yazarsa,

İşte kement işte boynum asarsa,

İşte hançer işte kellem keserse

Dönen dönsün ben dönmezim yolumdan”

diyen Pir Sultan Abdal’ın bilinci, direnci ve inancıyla hepinizi selamlıyorum." dedi.

ALEVİ HABER AJANSI / İstanbul

www.alevihaber.com

15.12.2007

SODEV Barış Ödülünü Avukat Kazım Genç'e Verdi

Sosyal Demokrasi Vakfı "İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü"nü zorunlu din dersleriyle mücadele eden Avukat Kazım Genç'e verdi.

Sosyal Demokrasi Vakfı'nın (SODEV) bu yılki İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü'nü Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Avukat Kazım Genç aldı.

Genç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) zorunlu din derslerinin din ve vicdan özgürlüğüne aykırı olduğuna karar vererek Türkiye'yi mahkum ettiği davada, Hasan Zengin ve kızının avukatlığını yaptı. SODEV ödülü, bu sonuçtan ötürü Genç'e verdiğini duyurdu.

Vakfın ödülü de verdiği, cumartesi (15 Aralık) gecesi düzenlediği yıl sonu kokteyline aralarında çok sayıda siyasi parti, meslek kuruluşu, sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de bulunduğu iki yüzü aşkın kişi katıldı. (TK)

BİA Haber Merkezi - İstanbul

17 Aralık 2007, Pazartesi

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.