PSAKD : Yeni Anayasada Zorunlu Din Dersi olmamalıdır

PSAKD : Yeni Anayasada Zorunlu Din Dersi olmamalıdır

PSAKD : Yeni Anayasada Zorunlu Din Dersi olmamalıdır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ZORUNLU DiN DERSLERİNİN insan haklarına aykırı olduğuna ilişkin...

A+A-

PSAKD : Yeni Anayasada Zorunlu Din Dersi olmamalıdır PSAKD : Yeni Anayasada Zorunlu Din Dersi olmamalıdır

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ZORUNLU DiN DERSLERİNİN insan haklarına aykırı olduğuna ilişkin kararına istinaden, bu davayı yıllardır AiHM'de takip eden -sürdüren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği bir basın açıklaması  yaptı. Basın açıklamasını aşağıda yayınlıyoruz.

BASINA VE KAMUOYUNA

* Zorunlu Din Dersi Eğitimi; Eğitim Özgürlüğünün İhlalidir.
* Hiç kimseye, dini inancına aykırı eğitim verilemez.
* Laik ve demokratik rejime sahip devletlerin tüm dinlere eşit mesafede durması  zorunluluktur.
* Yeni Anayasada Zorunlu Din Dersi olmamalıdır.

12 Eylül Anayasası’nın 24. Maddesindeki “Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.”  Hüküm nedeniyle, yıllardan beri çocuklarımıza   olarak din dersi verilmekte ve bu yol ile Aleviler asimile edilmekte, çağdaş, bilimsel, demokratik eğitimden her geçen gün uzaklaşılmaktadır.

Zorunlu din dersleri temel insan haklarına aykırı olduğundan, Alevi örgütlerinin yıllardan beri kaldırılması için verdikleri demokratik mücadele, örgütlülüğümüzün önderliğinde verilen hukuki mücadele ile sürdürülmüştür. AİHM’nin vermiş olduğu karar; ülkemizin demokrasi ve laiklik mücadelesinde bir kazanım olarak yerini almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu için 2004 yılında açmış olduğumuz dava ile ilgili olarak AİHM kararını 09.10.2007 tarihinde açıklamıştır.

Bu kararda esas olarak;

a) Devletin değişik din, inanç ve kültürlere karşı tarafsız ve nötr olma yükümlülüğüne ve dini toplulukları tek bir çatı altında toplamak için önlem alma gereksimi olmadığına,

b) Demokratik bir toplumda sadece çoğulcu bir eğitimin öğrencilere din, vicdan ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde dini olgu hakkında eleştirel bir yön kazandırabileceğine, özgürlüğün, dini boyutu içinde, inananlar için olduğu kadar farklı inanç mensupları ve inanmayanlar içinde önemli olduğuna,

c) Devletin eğitim programlarına din dersi koyması halinde, öğrencilerin dini eğitim ile ebeveynlerinin dini veya felsefi inançları arasında kalmalarının engellenmesi gerektiğine,

d) Türkiye’de Hıristiyan ve Musevi öğrencilerin din derslerinden muaf tutulabildiklerini, ancak bunun için bu inançlardan olan ailelerin önceden okul yönetimini bilgilendirmeleri gerektiğini, bu durumun ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili maddesiyle çeliştiğine,

e) Türkiye’de din derslerinde İslam dini dışında başka bir dinden veya felsefeden olan çocuk ve aileler için hiçbir uygun seçenek olasılığı bulunmadığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin eğitim hakkıyla ilgili maddesiyle güvence altına alınmış özgürlüklerinin ihlal edildiğine,

f) Din derslerinden muaf tutulma uygulamasının da uygun bir yöntem olmadığı, zira bu uygulamanın öğrenci ve ailesini dini veya felsefi inançlarını açığa vurmaya zorlanacağına;
karar vermiştir.

AİHM’nin bu kararının, ülkemizde verdiğimiz demokrasi mücadelesinin bir kazanımı olduğu açıktır. Umuyor ve diliyoruz ki; ülkemizde yeni bir Anayasa tartışmaları yapılırken; AİHM’nin bu kararı dikkate alınır. Bu sadece Alevi Toplumunun sorunu değil, bilimsel-demokratik laik eğitim isteyen tüm toplum kesimlerinin sorunudur. AİHM’nin kararı din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin uygulamadaki müfredatı ile AİHS’nin ek 1 nolu protokolün 2. maddesindeki eğitim özgürlüğüne aykırı görülmesi karşısında; AKP hükümetinin gündeme getirdiği ders sayısını ikiye çıkarma seçeneğinin kabul edilebilir yanı yoktur.

Hükümetin seçmeli ders konusundaki “dersi almak istemeyenler başvursun” yaklaşımı, kişinin inancını açıklamaya zorlamanın yanında, kişinin devlet ve mahalle baskısına maruz kalmasına neden olacağı çok açıktır.
                 
TBMM’ni ülkemizin bu en önemli ve yıllardan bu yana süren sorunu karşısında gerekli yasal düzenlemelerin yapılması konusunda göreve çağırıyoruz. Siyasi partilerimizin din üzerinden siyaset yapmamaları ve dinsel referanslarla hareket etmemelerini bekliyoruz. Demokratik ve laik bir ülke hepimizin özlemi, bir arada barış içinde yaşamamızın da güvencesidir.

Bu nedenlerle, yeni bir anayasa tartışmalarının ve çalışmalarının yapıldığı bu günlerde, AİHM’nin kararı karşısından, din eğitimine Anayasa’da yer verilmemelidir. Din eğitiminin Anayasa’da yer alması AİHM kararının ihlali anlamına gelecektir.

AİHM kararı ülkemizde çok yoğun tartışmalara neden olan “Anayasa’da din eğitimi” sorununu çözmüş bulunmaktadır. Bu nedenle hükümetin bu karara itiraz etmeyerek, sorunu çözmekte AİHM kararını emsal olarak alması gerekmektedir. Kararın oy birliği ile verilmiş olması, yapılacak olan itirazın sonuçsuz olacağının açık göstergesidir.

Bilimsel ve demokratik bir eğitim için sadece Alevilerin değil, Türkiye’nin sorunu olan zorunlu din derslerine karşı tüm canlarımızı dava açmaya davet ediyoruz. Çocuklarına zorunlu din dersi verilmesini istemeyen aileler, bulundukları il ve ilçelerde mülki amirliklere başvurarak çocuklarının dersten muaf tutulmasını istemelidirler. Bu taleplerine olumlu cevap verilmediği takdirde, alevi örgütleri davalarına sahip çıkacak ve yürütecektir.

Konu kamuoyunun ve basının bilgisine saygı ile sunulur.  10.10.2007

Av. Kazım GENÇ
Genel Başkan

http://www.pirsultan.net

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.