Ruhi SU'nun Mezarına Saldırı

Ruhi SU'nun Mezarına Saldırı

Ruhi SU'nun Mezarına SaldırıSANATÇI Ruhi Su’nun mezarının başındaki yeşil cam, kimliği belirsiz saldırganlarca tahrip edildi. 30 katmandan...

A+A-

Ruhi SU'nun Mezarına SaldırıRuhi SU'nun Mezarına Saldırı

SANATÇI Ruhi Su’nun mezarının başındaki yeşil cam, kimliği belirsiz saldırganlarca tahrip edildi. 30 katmandan oluştuğu için kırılmayan camdaki izlerin bir mermiye ait olabileceği bildirildi.

Ruhi Su’nun Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bulunan kabrine yapılan saldırı önceki gün fark edildi. Ruhi Su ve eşi Sıdıka Su’nun mezarı başında bulunan yeşil camın önünde ve arkasındaki izler dikkat çekti. Cam yakından incelendiğinde bu izlerin sivri uçlu çekice benzer bir aletle veya tabancayla sıkılmış bir mermiye ait olabileceği kanısına varıldı. Cismin camda değdiği noktada yuvarlak içeri doğru giren bir derinlik oluşturduğu görüldü. Camın 35-40 santim kalınlığında olmasının kırılmasını önlediği bildirildi.

KAZA OLMADIĞI BELLİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü yetkilileri, Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki olayla ilgili olarak, “Olayı biz de yeni öğrendik. Mezarlıkta kazayla mezar taşlarının kırılmasına rastlıyorduk. Ancak camdaki izlerden bu olayın kaza olmadığı belli oluyor. İzler yerden alınan bir taş ve benzeri bir cisme ait değil. Saldırı olabileceği aklımıza geliyor ama bunu gösterecek bir delilimiz de yok. Güvenlik görevlilerimizle de görüşüp bu olayı görüşüp değerlendireceğiz” dedi. Ruhi Su ailesinin şikâyetçi olması durumunda polisin konuyu araştırabileceği belirtildi.

1912’de Van’da doğan Ruhi Su, 1936’da Ankara Müzik Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Aynı yıl Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası’nda (Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası) kemancı olarak çalışmaya başladı. 1942’de konservatuvardan mezun oldu, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde çalışmaya başladı. Türkiye Komünist Partisi’ne yönelik operasyon sırasında tutuklandı, operadaki görevine son verildi. 5 yıl cezaevinde yattı. 20 ay Konya’nın Çumra ilçesinde polis gözetiminde kaldı. Uzun bir aradan sonra 1960’ta İstanbul’da tekrar seyirci karşısına çıktı. Sanat yaşamı boyunca 16 adet 45’lik plak, 12 uzunçalar plak doldurdu. Kendi şiirlerinin yanı sıra Nâzım Hikmet’in çeşitli şiirlerini besteledi. Şiir, yazı ve konuşmalarını 1975’te basılan ‘Ezgili Yürek’ adlı kitabında topladı. 20 Eylül 1985’te İstanbul’da yaşamını yitirdi.

BİRGÜN - 12 Temmuz 2009 - Fotoğraf : Alevihaber.com

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.