Sağlıkta Devrim!

Sağlıkta Devrim!

Sağlıkta Devrim! / İmam Hüseyin BORDeğerli dostlar; 25 Mart 2011’de canımdan bir parça olan kızım Dilan BOR’u kaybettim. Yaşadığımız...

A+A-

Sağlıkta Devrim!
Sağlıkta Devrim! / İmam Hüseyin BOR

Değerli dostlar; 25 Mart 2011’de canımdan bir parça olan kızım Dilan BOR’u kaybettim. Yaşadığımız bu topraklarda can güvenliğimizin olmadığını, tamamen tesadüflerle yaşadığımızı bir kez daha gördüm. Mevcut iktidarın yanlış ve yanlı, ranta dayalı politikaları nedeniyle ülkemizde insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu, bu uygulamaların sağlıkta ve eğitimde hayatı nasıl etkilediğini yaşayarak görüyoruz.

2010 yılının onuncu ayında rahatsızlığı nedeniyle kızımı Bursa Şevket Yılmaz Hastanesi’ne götürmüştüm. Kızımın yaşının onbeş olması nedeniyle Çocuk Hastanesine götürmem istendi. Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi'ne başvurduğumda onlarda çocuk hastanesine götürmemi istediler. Bursa Şevket Yılmaz Çocuk Hastanesi’ne götürdüm ve kızımın rahatsızlığını anlattım. (Yorgunluk, nefes darlığı, halsizlik) Şikâyetlerini doktora söyledim. Bazı tahlil ve filmlerine baktıktan sonra Zatüre teşhisi konuldu ve hastaneye yatırdık. 4 gün yattıktan sonra 5. günü Şevket Yılmaz Hastanesi’nde nöbetçi olan başka bir doktor kızımın rahatsızlığının kalbe vurduğunu görünce panik içerisinde beni aradı ve acilen bir yoğun bakım ünitesinin bulunması gerektiğini söyledi. Bu arada beni arayan doktorunda aradığını hastanın bu akşam yoğun bakıma yatması gerektiğini, durumunun kritik olduğunu söyledi. Daha sonra hastaneye vardığımda Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi’nde bulunduğunu söyledi ve ambulansla sevk edildi. 4 gün boyunca uygulanan eksik ve yanlış tedavi sonucu akciğerin aşırı derecede sıvı topladığı ve kalbe baskı yaptığını, kalp hastası olmayan kızımın yanlış tedavi sonucu kalp hastası olduğu ortaya çıktı.

Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi’nde 1 hafta tedavi gördükten sonra yoğun bakımdan normal odaya alındı, normal odaya alındığı için Bursa Uludağ Üniversitesi’ne sevk edildi ve burada 10 gün tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Bizlere bir ay sonra kontrole gelmemiz söylendi, bir ay sonra kontrole götürdüğümüzde kalp genişlemesinin durduğunu ve kalp kapakçıkların da sorun olduğunu ancak daha önce var olan sorunun ilerlemediğini, gelişmelerin iyi olduğunu uzun süreli bir tedavi olduğu söylendi ve 3 ay sonra tekrar kontrol için getirmemiz gerektiğini söylendiler.

Aradan 1,5 ay geçtikten sonra akciğer enfeksiyonu, karın ağrısı, kusma, öksürük gibi şikayetler nedeni ile tekrar hastaneye gittik. Tekrar 2.5 gün acilde gözetim altında gerekli tahliller yapıldıktan sonra çocuk yoğun bakıma yatırıldı. Burada tedavi edilirken 19 Mart 2011 Pazar günü saat 3:00’de ziyaret ettik. Yaklaşık 3 dakika görüştükten sonra çıktık, çıkmamızdan  20 dakika sonra kızımın havale geçirdiğini öğrendik. Geçirdiği havale sonucu kalbin durduğunu ve 40 dakika sonra geri getirildiğini, tekrar tekrar durduğunu ve bu sürenin 1 saat 15 dakika sürdüğünü öğrendik. Durumu bildirmek ve bilgi vermek için hocalar bizi çağırmıştı. Durumu anlattılar ve bu duruma neden olan şeyin kalbin yavaş çalışması olduğunu ve bu sebepten dolayı kanın pıhtılaştığını, pıhtılaşan kanın damar yoluyla beyine gittiğini, beyine baskı yaptığını ve bu nedenle havale geçirdiğini söylediler. Geçirdiği bu kriz nedeniyle beyinin ve böbreklerin hasar gördüğünü diyalize bağlandığını ve durumun kritik olduğunu belirttiler. Daha sonra hocamızın kalp destekleme cihazına ihtiyaç olduğunu söyleyince aynı gün araştırma içerisine girdik ve öğrendik ki cihazın fiyatı 170 bin Euro ile 220 bin Euro arasında. Bu cihazın daha önce SGK tarafından karşılandığını ancak yapılan yeni yasalarla yaklaşık 500 Bin TL. civarı olan bu cihazın ancak 93 bin TL’ sinin SGK tarafından karşıladığını, bu nedenle açılan ihalelere şirketlerin girmediği ve Sağlık Bakanımızın “Sağlıkta Devrim” dediği parası olmayan insanların ölüme terk edildiği bir sistemin getirildiği ortaya çıkmıştır.

Bu süre içerisinde AKP İl Başkanı Sn. Sedat Yalçın’la bir görüşme yaptım. Yaptığım görüşmede Bursa Milletvekilimiz Faruk Çelik’le görüşmek istediğimi belirttim. Kendisinin 24 Mart’ta İnegöl Yunus Emre Spor Tesislerinin açılışına geleceğini ve orada görüştüreceğini söylemesiyle açılış sırasında orada bulundum. Sayın Bakana durumu 2 defa izah etmeme rağmen, Uludağ Üniversitesi’nin bununla ilgili ekibinin olmasına rağmen, daha önce başvurmasına rağmen, lisansın verilmemesi ve Üniversitelerde cihazın olmaması nedeniyle ölümlerin meydana geldiğini anlattım. Sağlıktaki performans sistemi doktor-hasta ilişkisini, doktor-müşteri ilişkisine dönüşmüştür. Faruk Bey’e durumun ciddiyetini bildirmeme rağmen, hem benim hem de hocanın telefonunu almasına rağmen, bize döneceğini söyleyen Bursa Milletvekilimiz Sayın Faruk Çelik, 8 gün geçmesine rağmen bir kez dahi olumlu veya olumsuz bana dönmemiştir.

Yanlış tedavi, cihazın hastanede olmayışı, hastanenin cihazı takma yetkisi olmayışı, yani hastanenin ısrarla talepte bulunmasına rağmen izin - yani lisansın - verilmemesi nedeniyle 16 yaşındaki kızımı kaybettim. Hastanelerdeki eksiklikler ve sağlıktaki uygulanan yanlış politikalar nedeniyle daha çok insanın hayatını kaybedeceğini biliyoruz.

Üniversiteler kurduğunu söyleyip bununla övünenler, üniversitelerin içinin ne kadar boş olduğunu, gerekli destek ve imkân sağlanmadığı için bu üniversitelerin işlevlerini yerine getiremediklerini görmüyorlar mı? Aslında her şey çok açık.

Sağlıktaki sorunları örtmek için dikkatleri doktorların üstüne çeken iktidar sorunları çözümü içinde hiçbir şey yapmıyor. Bu tür olaylar başıma geldiği için sorunları daha net öğrenmiş bulunuyorum ve bu nedenle ülkemizde son yıllarda mantar gibi türeyen özel hastanelerin neden kurulduğunu şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Bu nedenle ülkemizde var olan sağlık sorunlarının çözümü için halkımızın duyarlı olması, yetkililerin derhal sorunları çözmesi ve çözüm üretmesini istiyoruz. Özellikle Bursa’da ki hastanelerin acil bölümlerinin durumunun ne kadar kötü olduğunu, mikrop saçtığını ve insan hayatını nasıl tehdit ettiğini Bursa’da yaşayanlar iyi bilir.

Mevcut Sağlık Ocaklarının Aile Hekimliğinden sonra gece kapanması nedeniyle 50 bin nüfuslu Kestel halkının gece bir iğne vurulmak için bile 10 km. uzaklıktaki Şevket Yılmaz Hastanesi’ne gitmek zorunda kaldığını, kimi zamanda bu nedenle ölümlerin olduğunu biliyoruz. Dolaysıyla AKP ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a sormak lazım Sağlıktaki Devrim bu mu?

Sonuç olarak bir baba olarak sağlıktaki yanlış uygulama ve politikalar yüzünden ben 16 yaşında ki çocuğumu kaybettim ve başka çocuklar ölmesin diye sorunları ve sıkıntıları dile getirdim. Sorun ve sıkıntıların çözümü için herkesin duyarlı olmasını bekliyorum.

İmam Hüseyin BOR
A.B.F. Genel Başkan Yardımcısı
Bursa / Kestel H.B.V. Derneği ve Cemevi Başkanı

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy9448 = 'imamhuseyinbor' + '@';

addy9448 = addy9448 + 'hotmail' + '.' + 'com';

var addy_text9448 = 'imamhuseyinbor' + '@' + 'hotmail' + '.' + 'com';

( '' );

9448 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

Alevi Haber - 6 Nisan 2011

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.