'Sahura kalkmış gibi yapardık'

'Sahura kalkmış gibi yapardık'

'Sahura kalkmış gibi yapardık'Alevi aydınlar sorunlarını ve 'mahelle baskısı'nı Posta Gazetesi'ne anlattı. Posta Gazetesi Yazarı...

A+A-

'Sahura kalkmış gibi yapardık''Sahura kalkmış gibi yapardık'

Alevi aydınlar sorunlarını ve 'mahelle baskısı'nı Posta Gazetesi'ne anlattı. Posta Gazetesi Yazarı Berivan Tapan'ın Alevi aydınlarla yaptığı röportajda sorunlar ele alınıyor.

Avrupa’daki Alevi örgütlenmesinin de ilk temellerini atanlardan eski Türkiye Birlik Partisi Başkanı Mustafa Timisi: “Aleviler 50 yıldır mücadele veriyor. Bu mücadelede yalnızca Aleviler değil bu ülkenin aydınları, soruna duyarlı Sünni kesimin de büyük katkısı vardır” diyor.

“Sahura kalkmış gibi yapardık”

Aleviler ve Sünniler arasındaki ilişkiyi dünden bugüne değerlendirir misiniz?

Osmanlıdan itibaren özellikle Yavuz Sultan Selim’in halifeliği almasının ve Osmanlının resmi ideolojisinin de Sünni ideolojisine dönüştürülmesiyle Aleviler dışlanmış, aşağılanmış, kent merkezlerinden uzaklaştırılmışlar. Daha sonra Cumhuriyetle birlikte Aleviler kent yaşamına girmeye başlayınca yıllarca kendilerini aşağılayan bir devlet altında yetişen Sünni kesimle karşı karşıya gelmiş. Örneğin ben Sivas’ın Divriği ilçesinde yetiştim. Çocukken hatırlıyorum; biz bile Ramazan ayında komşulardan çekindiğimiz için gece oruç tutmadığımız halde sahura kalktığımız sanılsın diye evde ışıklarımızı yakardık.

“En yakınlarımız bile bizden kaçıyordu”

Alevilerin devletin kendilerine karşı aldığı tavrın dışında başka sorunu yok mu?

Aleviler de Sünniler gibi ekonomik, kültürel, sosyal alanlarda sorunlarla karşılaşıyorlar. Ancak Sünnilere oranla Alevilerin bir de inançlarından dolayı devlet katında dikkate alınmamışlığı, dışlanmışlığı sorunları var. Bin yıldır bu sorunları sürüyor, din dışı kabul ediliyorlar. Ama artık Aleviler, içinde bulunduğum 68 kuşağıyla birlikte başlayan bir mücadele veriyor. Dün Aleviler kimliklerini kendilerine bile ifade etmekten çekiniyordu. Biz ortaya çıktığımız zaman en yakınlarımız bile bizden kaçıyordu. Her yerde kendisini gizleyen bir korku dünyası içinde yaşıyordu. Ama bugün öyle değil. Bunda Türkiye’nin, Batı’nın zorlamasıyla gelen demokratik açılımlarının da payı büyük.

Böylece bugün kendi haklarının bilinciyle örgütlenen bir Alevi kesim ile Alevilerin taleplerine olumlu tepki veren Sünni bir kesim ortaya çıktı. Çağdaş Sünni kesim ile verilen bu ortak mücadele de kendisini o kadar hissettirdi ki AKP bile bazı adımlar atmak durumunda kaldı. Elbette Aleviler kendi sorunlarının çözümünde birincil derecede sorumlu ve görevli. Ama bu aynı zamanda Türkiye’deki bütün bireyleri ilgilendiren de bir konu.

“Aleviler, yeterince aday gösterilmiyor”

TBP bugün kurulsa nasıl karşılanırdı Alevi kesimlerce?

O dönem Meclise 8 milletvekiliyle girdik. O günün anayasal şartları siyasal konjonktürü, toplumsal değerleri ve tepkilerimiz farklıydı. Bugün baktığımızda artık inanç bazında bir siyasal örgütlenmenin geçerliliği yok. Bugün böyle bir parti kurulsa dışlanır, dar kalır, iktidar partisi olamaz. Alevi sorununun çözümüne destek veren çağdaş Sünni kesimden de kopmuş olursunuz. İleride siyasal konjonktür değişir belki o zaman kurulur. Ama bugün için bir geçerliliği olamaz. Bu mücadeleyi yeni bir parti kurmaktan çok CHP etrafında yapılmasının çok daha sağlıklı olacağına inanıyorum.

POSTA  - 21 Mayıs 2009

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.