Afşar da Fazıl Say gibi konuştu

Afşar da Fazıl Say gibi konuştu Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği röportajda “Türkiye...

Afşar da Fazıl Say gibi konuştu

Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği röportajda “Türkiye hakkındaki rüyam öldü” demişti. Benzer bir çıkış da ünlü sanatçı Esin Afşar’dan geldi. Dini inanışların ve bunlara dayalı uygulamaların son dönemde “insanların gözüne sokulurcasına” sergilenmesinden rahatsızlık duyduğunu ifade eden Afşar, içinde bulunduğu psikolojik durumu AKŞAM’a anlattı:

“Bağnaz uygulamalar son derece arttı. Kadınlara ayrı oteller, şimdi otoparkı duydum. Tam bir yobazlık. Küçücük çocukları türbanlara soktular. Bundan sonra her halde oruç tutmayanların başı derde girecek, restoranlar kapattırılacak. Dini insanın gözüne gözüne sokmanın âlemi yok. Gerçek dindar bunu gizli tutar.

ASTRONOT GİBİLER

Türban takanlar ve kara çarşaf giyenlerde büyük bir artış var. Tiyatroya gidiyorum, oradalar. Bir de onlar ‘biz buradayız’ demek için anlasa da anlamasa da her yere geliyorlar. Denize bir giriyorlar, astronot gibi. Umacılar gibi... Devletin zirvesindeki isimlerin eşlerinin de türbanlı olmasından rahatsızlık duyuyorum. Türkiye’ye Müslüman ülkelerin liderlerinin eşleri geldi. Hangisi böyle? Hepsi tamamen açık.

İRANLILAR TEDİRGİN

Tahran Operası’nın kurucusu benim hem şan hocam hem de dostum. Bunlar kocası ile birlikte kaçarak Türkiye’ye geldiler ve geldiklerinden beri huzursuzlar. ‘Böyle böyle başladı Esin’cim’ deyip duruyor. Şah döneminde taltif edilen bu kadın Humeyni gelince hapse atılmıştı. Şimdi burada da tedirginler. Pakistan’a dönmeyiz inşallah. Şimdi öyle bir korku var. Türkiye için en büyük tehlike Fethullah Gülen. Rahmetli Ecevit de ona çok ödün verdi. Toktamış Ateş gibi isimler bile onun elinden ödül aldı. Benim adım geçmiş, ‘Yok o almaz’ demiş. Biliyor demek. Atatürk’ün kemikleri sızlıyordur.

Haddini bilmez zavallı

FazIı Say’a çok fazla yüklenildi. Çocuk çok doğru bir şey söyledi. Aynı fikirdeyim. Ben yalnızca çekip gitmeyi kabul etmiyorum. Gitmek en kolay yol ama Fazıl bunu sinirle söylemiş olmalı. Çünkü ülkesini seven bir çocuk, bütün Anadolu’yu özveriyle dolaşıyor. Kim yaptı bugüne kadar? Osman Yağmurdereli sanatın ölçüsünün kaset satışları olduğunu düşünüyor. Pes yani, vah zavallı haddini bilmez. Amerika’ya gidiyorsun Fazıl Say diyorsun çıkarıp CD’sini veriyor. Yediği naneye bak, cahilin. Ölçü buysa, o zaman ben de çekim gideyim, beni de kimse dinlemiyor, benim kasetlerimin de sattığı falan yok.

AKŞAM  - 6 Ocak 2008
Süleyman ARIOĞLU

Güncel Haberleri

Kendi kaleminden: Rabia Mine kimdir?
‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki
Önlü: Dersim’in doğası talan edilirken itiraz edilmesin istiyorlar!
Diyanet: 'Kadın-erkek el ele olmasın'
Seyahat yasağı mağdurları isyan ediyor