"AKP'nin 'Sahte' Alevi Çalıştayı'na Katılmıyoruz"

"AKP'nin 'Sahte' Alevi Çalıştayı'na Katılmıyoruz"ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU BASIN AÇIKLAMASIBasına ve Kamuoyu’na,*...

"AKP'nin 'Sahte' Alevi Çalıştayı'na Katılmıyoruz"

ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU BASIN AÇIKLAMASI

Basına ve Kamuoyu’na,

* AKP’nin Takkesi Düşmüştür.

* AKP’nin ‘Sahte’ Alevi Çalıştayı’na Katılmıyoruz.

* Bu Çalışma Bizim Açımızdan 3-4 Haziran 2009 Tarihindeki İlk Çalıştay’da  Bitmiştir.

* Bugünkü  Çalıştay; Cem Vakfı ile AKP Arasında Geçen Bir Alış-Verişten İbarettir.  

Değerli Basın Mensupları,
 
Bilindiği üzere; bir yıla yakın zamandır AKP Hükümeti, bir “Alevi Açılımı”-“Alevi Çalıştayı” süreci sürdürüyor. AKP’nin genel karakterini bilmemize karşın; “Diyaloğdan kaçmama ve sorunun çözümüne katkı sunma” umuduyla  düşüncelerimizi ifade etmeye karar vermiş, böylece ilk çalıştay’a katılmıştık. 3-4 Haziran 2009 tarihindeki  bu ilk çalıştay’a, 35 Alevi  sözcüsü-temsilcisi istemlerini birleştirmiş ve Sn.Bakan’a sunmuştuk.

Bu üzerinde ortaklaşılan istemler şöyleydi: 
 
- Cem evlerimiz yasal statüye kavuşturulmalıdır.

- Madımak Oteli Müze Olmalıdır.

- Alevi köylerine cami yapma, Sünni imam atama politikalarından vazgeçilmelidir. Atanmış imamlar geri çekilmelidir.

- Zorunlu Din Dersleri, içeriği de değiştirilerek seçmeli hale getirilmelidir.

- Başta Hacıbektaş Dergahı olmak üzere, el konulmuş olan dergahlarımız biz Alevi- Bektaşiler’e iade edilmelidir.
 
Bizce Alevi-Bektaşiler’in görevi burada bitmiştir. Kendimizi ifade etmiş, dolayısıyla, hükümetten bu sorunların çözümüne dair somut, içtenlikli, reel adımlar-çözümler beklemeye başlamıştık.
 
Ama ne yazık ki süreç böyle işlemedi.
 
Konu; AKP, CHP ve MHP tarafından istismar konusu yapıldı. İş, “Kim Alevileri daha çok seviyor?” polemiğine dönüştü.
 
Başka kapıya git, başka kapıya ” gibi meydan okumalarının malzemesi haline getirildi.

Oysa olması gereken; TBMM’nin bu konuyu içtenlikle ele alıp, parti farkı gözetmeksizin, oy kaygısı taşımaksızın çözüme ulaştırmasıydı.

Ama böyle olmadı, olacağı da yok.

Çünkü bizim parlamentomuz ne yazık ki; sorun çözen değil, sorunlar üzerinden polemik üreten bir işleyişi var.

AKP ise; eğer gerçekten, samimi olsaydı, bu çalışmalar çizelgesine hiç gerek duymaksızın; Mahkeme kararlarını uygulamakla işe başlayabilirdi. Kimi genelgelerle, kimi
kararnamelerle çözüm yolunda adımlar atabilirlerdi. Anayasal ve yasal değişikliklerin işaretini verebilirdi.

AKP, bunları yapmak yerine, deyimin tam anlamıyla ipe un serdi. İşi sürece yaydı. 9 Kasım 2008 Ankara-Sıhhiye ve 8 Kasım 2009 İstanbul-Kadıköy Mitinglerimizde yüzbinlerce yurttaşın sesini duymak yerine; ilahiyatçıları, diyanetçileri çağırdı. Bu çalıştaylara davet edilenlerden kimileri, oturdukları o sandalyeleri, Alevilere ve Aleviliğe hakaret etmenin ya da Alevilerin nasıl asimile edilebileceğinin aracı-kürsüsü haline getirdiler.

Bu süreçle, AKP’nin son numarası; Maraş Katliamının bir nolu sanığı Ökkeş Şendiler (Kenger)’i de bu çalıştay’a katılmaya değer görmesiydi. Bu tutum bir yandan iade-i itibar anlamı taşırken; bir yandan da “Şu Kızılbaş-Aleviler’den temelli nasıl kurtuluruz?” sorusunun yanıtını bulma anlamı taşıyordu. İş ve zihniyet buraya kadar gelip dayanmıştı.

Bugün (28 Ocak 2010) Kızılcahamam’da, AKP’nin parti kararlarını ürettiği bir otel’de bu Alevi Çalıştaylarının sonuncusu yapılıyor.

Bu çalıştay’a kimlerin katılacağını bilmiyoruz. Sır gibi saklıyorlar. Ama bildiğimiz bir şey var: 9 Kasım 2008 ve 8 Kasım 2009 Mitinglerinde büyük emekleri olan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Kültür Dernekleri çalıştaya davet edilmediler. Federasyonumuz ise davetliler listesi tamamlandıktan sonra; listeye kerhen eklenmiştir.

Ayrıca Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ne ilk çalıştay’a ne de bu  son çalıştay’a çağrılmıştır.

Yani yüzbinlerce Alevi yurttaşla birlikte meydanlardan seslenen Alevi-Bektaşilerin önder örgütleri bu süreçte yok sayılmıştır. Çünkü AKP’nin meydan Alerjisi vardır. Tekel – İtfaiye ve Sağlık Emekçilerine reva görülenler tek tek bunun kanıtı değil midir?.

Öğrenebildiğimiz kadarıyla bugünkü çalıştay’a davet edilenler çoğunlukla Cem Vakfı ve çevresidir.

Ki Cem Vakfı Başkanı Sn Doğan: 9 Kasım 2008 Ankara Mitingimiz öncesi, “Bu mitingi yapanlar Alevi değiller, Sivas’ın, Gazi’nin provakatörleri o gün o meydanda olacaklar” diyen biridir. 8 Kasım 2009 Kadıköy Mitingimiz onlarca televizyon kanalarında tamamen veya kısmen canlı yayınlarında izleyicilerine aktarılırken, Cem Vakfının sahibi olduğu Cem Tv’nin aynı saatlerde MHP’nin kongresini başından sonuna canlı olarak yayınladığını kamuoyuna hatırlatmak isteriz.

Bugünkü çalıştay’da, gündeme baktığımızda görüyoruz ki;  AKP ve Cem Vakfı, Dolmabahçe görüşmesinde muhtemelen mutabık kaldıkları üzere; Aleviliğe ve Alevilere İslam, Alevi-İslam tanımı üzerinden yeni bir elbise giydirmeye çalışacaklardır. “Alevilik-çerçevelendirme sorunları, Kimlik ve beyan sorunları” gibi gündem maddesi başka hangi anlama gelir?... AKP hükümeti haddini aşmakta ve Aleviliği tanımlamaya kalkmaktadır. Üstelik bunu Alevilerin Sorunlarını çözmek amacıyla başlattığı çalıştay aracılığı ile yapmaktadır.

Diğer bir gündem maddesi ise; “Madımak Oteli’nin düzenlenmesi” imiş. Biz “Madımak Oteli insanlık müzesi olsun, utanç müzesi olsun” derken; onlar “Anı evi ” haline getirecekler.  Buna hazırlanıyorlar.

Bir başka gündem maddesi ise “Cemevleri’nin Statüsü imiş

Cemevlerinin statüsü bilinmiyor mu?
 
Yüzbinlerce insan, milyonlarca kez haykırmadılar mı? “Cemevleri Alevilerin İbadethanesidir” diye …. Aleviler Cemevlerinin sadece yasal güvenceye kavuşmasını ve tıpkı diğer inanç gruplarının ibadetgahlarına tanınan haklardan eşit şekilde yararlanmasını istemektedirler. AKP iktidarı ise yapacağı çalıştay aracılığı ile, cemevlerini Kültür Bakanlığına bağlı “Kütürevleri” konumuna indirgemeyi amaçlamaktadır.
 
Aleviler  Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılmasını beklerken, hükümet Diyanet İşleri Başkanlığını, müsteşarlık düzeyine yükselmek istemektedir.
 
Aleviler Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi kaldırılmasını beklerken; AKP hükümeti, bırakın bu dersi kaldırmayı; uygulama ağırlıklı “Din Dersi” adı altında yeni bir ders ihdas etmeye hazırlanmaktadır.
 
Gelişmelere bakılırsa Timur’un Filleri öyküsü yeniden yaşanmaktadır.
 
Kısaca Aleviler; gerçekten laik ve demokratik bir ülke istemini ifade ederken; AKP laiklik karşıtı (zaten Anayasa Mahkemesi böyle karar vermişti) tavrını  bizim üzerimizden meşrulaştıramaya çalışıyor.
 
AKP’ye payanda olmayacağız.
 
Onun laiklik karşıtı, tutum ve planlarının malzemesi olmayacağız.
 
Aleviliği şeriatın cenderesine hapsetmelerine izin vermeyeceğiz. AKP’nin Alevileri kendine yedekleme çabasına ve Aleviliği Sünnilik içinde asimile etmesine izin vermeyeceğiz.

AKP'nin Kürt Açılımı’nın sonu DTP’nin kapatılması ile, Roman açılımının sonu Selendi’de ailelerin evlerinin başlarına yıkılması ile, demokratik açılım işçilerin Türk-iş önündeki açlık orucu çadırlarıyla sonuçlanmıştır. Alevi Açılımı da benzer şekilde hüsranla sonuçlanacaktır.

Kızılcahamam’daki Termal Otel’de Alevi kamuoyunda hiçbir itibarı olmayan, yapay muhatap Cem Vakfı ile yapılan pazarlıklar bunun kanıtıdr.
 
Ve bizler; tarihimizden aldığımız miras, güç ve kararlılıkla 20 milyon Alevi-Bektaşi ve bizlere hak verdiklerini bildiğimiz Sünni kardeşlerimiz, bu ülkenin vicdan sahibi, laik, demokrat, ilerici, aydın insanlarıyla; ülkemizi gerçekten laik, gerçekten demokrat bir ülke haline getirinceye dek mücadelemize devam edeceğiz.
 
AKP nin tuzağına düşmeyeceğiz, AKP nin oyununa gelmeyeceğiz.
 
Ne dedelerimiz devletin maaşlı dedesi olacak, ne de zakirlerimiz şeriatçıların sazını çalacak.
 
Sahte açılımları, sahte mutabakatları reddedeceğiz.
 
Ülkemizin gerçekten laik ve demokratik bir ülke olması için dün olduğu gibi bu günde kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz.

Eşit Yurttaşlık Hakkı Elbet Birgün Sağlanacaktır.

Bu inançla saygılarımızı sunarız...

Ali BALKIZ     
Genel Başkan"

KAYNAK : Alevihaber.com - 28 Ocak 2010

Alevi Kurumlarından Haberleri

Osmanlı’dan bu yana en büyük Alevi kırımının adı; Dersim 38!
Avusturya devleti 'Aleviliği' tanıdı !
Bir 'Alevi Dede'si düşünün...
Müslüm Doğan'ın Aleviler içindeki karşılığı Çin'de devrilen bir çuval pirinç kadardır!
Alevi kadınlar mutfaktan çıkıp devrim yaptı