Alevilikte türban yok

Alevilikte türban yok Fatih Çekirge'nin hafta başı Hürriyet’teki köşesinde Manisa Turgutlu'da çekilen bir fotoğrafa...

Alevilikte türban yok

Fatih Çekirge'nin hafta başı Hürriyet’teki köşesinde Manisa Turgutlu'da çekilen bir fotoğrafa gönderme yapıp, "Siz hiç böyle Alevi töreni gördünüz mü?" diyerek başlattığı tartışmayı, Alevilerin önde gelen iki ismiyle konuştuk.

Ergenekon'dan tutuklanan Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin'in 12 kişilik suikast listesinde adı geçen ve dün kendisine Emniyet tarafından ilk kez koruma verilen Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, "Türkiye'de Şiilik ve Alevilik birbirine o kadar uzak ki; Sünnilik daha yakın düşer Aleviliğe" diyor.

Şİİ YORUMU SOFTADIR

Fotoğrafla ilgili görüş belirten Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan için de, "Bizden daha yakındır Caferilere" diyen Ali Balkız şunları söyledi:

"Caferilerle Alevilerin ortak tek noktası Ali sevgisi ve Kerbela yası ama onlardaki Ali sevgisi de soyut. Şiilerde din 24 saat insan hayatını belirler. Din, Kuran, Tanrı anlayışı, ritüelleri çok ayrıdır Alevilerle Şiilerin. Şiilerde Kuran’ın minimalist ve akıl dışı, çok softa yorumuyla karşılaşırız. Asimilasyona gelince; o her zaman vardı.

Alevileri asimile etmek, Sünnileştirmek, yaşam tarzlarından uzaklaştırmak hükümetler üstü, her zaman devletin temel politikası olmuştur. Kentleşme sosyolojik olarak bu asimilasyonu hızlandırdı ama herkesin köyüne dönecek hali yok, kent uygarlıktır. Aleviler kentte, köydeki inanca dayalı geleneksel örgütlülüklerini, gelenek ve inançlarını yaşayamaz oldular.

12 Eylül öncesinde dinci algılayış ve anlayışların siyasi partiye dönüşmesi, yükselmesi, 12 Eylül'e girerken Alevi yerleşimlerinde yaşanan katliamlar, 1982 Anayasası ile getirilen zorunlu din dersi, Alevi köylerine cami kampanyaları, ticarete atılan Alevilerin devletle işbirliğine gitmek zorunda kalmaları asimilasyonu etkileyen unsurlardır."

ALEVİLERDE TÜRBAN DA YOK ÇARŞAF DA

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, "Alevilikte Muharrem matemi eziyet ederek anılmaz" diyerek şu değerlendirmeyi yaptı:

"Caferilerle Aleviler arasında çok ciddi farklar var. Aleviler Muharrem matemini gösterişten uzak, kendi içlerinde, mütevazı bir şekilde, gönülden yaşar. Caferiler kesinlikle Anadolu Aleviliği ile benzeşmeyen İran menşeli ritüellere sahip.

Türkiye'de bir dönem devlet politikası gereği öne çıkan bir kesim bu. Alevilerde türban yok, bizde "yağlık" dediğimiz bir örtü var; toplum ve çalışma hayatı içinde tozdan topraktan korunma amaçlıdır.

ÇİLLER DÖNEMİNDE İRAN DESTEĞİ OLDU

Çiller döneminde İran'ın resmi devlet politikası ve desteği ile Çorum'da Cemal Şahin Alevilerin liderliğine soyundu, Ehlibeyt Cami ve etrafında cemaat ve tarikatlardaki gibi İran Şiiliğini örnek alan örgütlenmeye gitti. Halkalı civarındakiler bunun bir yansıması.

Biz Cemevine gideriz. İbadetimiz şekli değil, öze ilişkindir, kadın erkek inançsal ve toplumsal alanda yan yanadır, haremlik selamlık yoktur. Bunların Muharremden Muharreme ön plana çıkarılmalarını, Alevi inanç otantiğini bozmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Her yıl binlerce cem, sohbet, aşure törenleri yapılır ama medyada gündeme getirilmez. Halkalı'daki zincirli, kara çarşaflı topluluk her yıl medyada başa çekilir."
 
Ali DAĞLAR - HÜRRİYET - 15 Ocak 2009

Basında Aleviler Haberleri

Can Dündar: Aleviler tarih yazıyor!
Hilal Nesin’e sistematik saldırı
Alevi Kadınların ilk ve tek dergisi PELGÜZAR