Cezaevinde işkence gören Ceber'in beyin ölümü gerçekleşti

Cezaevinde işkence gören Ceber'in beyin ölümü gerçekleştiCeber için yapılan eylemde polisin felç ettiği Ferhat...

Cezaevinde işkence gören Ceber'in beyin ölümü gerçekleşti

Ceber için yapılan eylemde polisin felç ettiği Ferhat Gerçek (sandalyede) de vardı.

Cezaevinde avukatına işkence gördüğünü söyleyen Ceber, ‘Buradan sağ çıkamayız’ demiş

İSTANBUL - Polisin, jandarmanın ve Metris Özel Tip Cezaevi’nde görev yapan gardiyanların işkence yaptığı öne sürülen Engin Ceber’in beyin ölümü gerçekleşti. Avukatı, “Cezaevindeyken bana dayağı anlatmış ve ‘Buradan çıkamayabilirim’ demişti” diye konuştu.

Engin Ceber, 28 Eylül’de Sarıyer Derbent Mahallesi’nde Yürüyüş Dergisi’ni tanıtırken polis kurşunuyla felç kalan Ferhat Gerçek’le ilgili arkadaşlarıyla birlikte bir basın açıklaması yapmış, daha sonra dergiyi tanıtmak için yürüyüşe geçmişlerdi. Grubu durduran polis dört kişiyi gözaltına almıştı. Tutuklanan Ceber ve arkadaşları dokuz günlük bayram sonrası görüştürüldükleri avukatlarına, bu süre boyunca cezaevinde sabah ve akşam sürekli dayak yediklerini anlatmış, avukatlar sağlık raporu ve hastaneye sevk talep etmişlerdi. Ertesi gün Ceber’in hastanede olduğu anlaşılmıştı. Şişli Etfal Hastanesi’nde yoğun bakım servisinde tutulan Ceber’in dün beyin ölümü gerçekleşti. Ceber’le ilgili hazırlanan raporlarda darp izleri de belgelendi.

Tutukluluğunda oğullarıyla görüştürülmeyen aile, dün Gebze’den İstanbul’a geldi. Kendilerine oğullarının tutuklandığı ve hastaneye kaldırıldığının haber verilmediğini anlatan baba Ali Tekin, “Diğer çocuklarım da siyasi oldukları için polis baskısı vardı. Üç yıl önce soyadımızı değiştirdik. Engin 2006’da örgüt üyeliğinden hapse girmişti. Eylülde tahliye oldu. Devlet aldı, dört duvar arasına koydu. Güvenliğini sağlamak zorunda” dedi. Anne Hatice tekin ise ağıt yakarak gözyaşı döktü.

Avukat Oya Aslan, Ceber’in halen tutuklu olduğunu belirterek tahliye talebini Sarıyer Savcılığı’na yeniden iletti. Aslan, “Cezaevi kimseye haber vermeden hastayı Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne göndermiş. Oradan Şişli Etfal’e getirilmiş” dedi. Diğer tutuklular Özgür Karakaya ve Cihan Gül’ün de aynı işkenceyi gördüğünü ve Çapa Tıp Fakültesi’ne sevklerini istediklerini anlatan Aslan, müvekkillerinin anlatımlarını şöyle aktardı:“Terörist diye jandarmaya teslim ettiler. ‘Soyunun’ dediler. Kabul etmedik. Tahta coplarla vurmaya başladılar. Sabah akşam sayımlarda sürekli dayak atıyor, kovayla su döküp tahta sopalarla vuruyorlardı.”

Bayram sonrası pazartesi günü Ceber ve diğer tutuklularla görüşen avukat Taylan Tanay’sa “Sürekli işkence gördüklerini anlattılar. Hepsinin vücutlarında izler vardı. Ceber ‘Biz buradan çıkamayabiliriz’ demişti” diye konuştu.
 
Üskül harekete geçti

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül iddialar üzerine harekete geçti. Üskül, “Adalet Bakanlığı’ndan bilgi istedim. Gerekirse cezaevine heyet gönderebilirim” dedi.

YONCA CİNGÖZ / RADİKAL - 10 Ekim 2008

Güncel Haberleri

Kendi kaleminden: Rabia Mine kimdir?
‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki
Önlü: Dersim’in doğası talan edilirken itiraz edilmesin istiyorlar!
Diyanet: 'Kadın-erkek el ele olmasın'
Seyahat yasağı mağdurları isyan ediyor