Doğan Öz Cinayeti ( 24 Mart 1978)

Derkenar: 1978 YILINDA FAŞİSTLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜLEN SAVCI DOĞAN ÖZ    Beni vuracak herif kimbilir ne kadar keyiflenecek!Ankara...

Derkenar: 1978 YILINDA FAŞİSTLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜLEN SAVCI DOĞAN ÖZ   
Beni vuracak herif kimbilir ne kadar keyiflenecek!

Ankara Kızılırmak Caddesi, o sabah silah sesleri ile yankılandı… 24 Mart 1978 sabahı, Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz evinden çıkarak Anadol marka otomobiline bindi. Motorun ısınmasını beklerken katilini gördü. Tabancasını kendisine doğrultan katil, altı el ateş etti. Doğan Öz’ü vuran katil olay yerinden koşarak uzaklaştı…

İlerici bir hukukçu olarak bilinen Doğan Öz, 1934 doğumluydu. 1962’de göreve başlayan Öz, 1968’de Konya’da "Mücadele Birliği" isimli gerici bir örgütün çökertilmesine neden olduğu için gericilerin tepkilerini topladı. 1970 yılında Türk Hukuk Kurumu tarafından yılın hukukçusu seçilen Öz, aynı yıl idam cezasının kaldırılmasını isteyen bir dilekçeyi imzaladığı için soruşturmaya uğradı. Öz, 1973’te DGM’lerin kuruluşuna karşı imza kampanyası başlatanlar arasındaydı.

Doğan Öz’ün son olarak üstüne çalıştığı konu, o yıllardan beri gündemde olan ancak bir arpa boyu yol bile gidilemeyen "Kontrgerilla" örgütlenmesiydi. Öz, ölümünden sonra bulunan Kontrgerilla raporuna şu satırları yazmıştı: "Gerçekten de bütün olup biten şudur: Ülkemizde tek seçenek olarak "Ecevit hükümeti ve onun, demokrasiye bütün gerekleriyle işlerlik kazandıracağına olan umutları" kitlelerde, Türkiye halkında yok etmek ve onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurları ile yürürlüğe koymaktır." Doğan Öz, MHP ve yan kuruluşlarının, gizli servislerin desteğiyle sürdürülen çalışmalardan söz ettikten sonra raporunu şu satırlarla sona erdirir: "Gerçekten de şiddete karşı halkı örgütleme, kitleler içinde şiddeti yoğunlaştırmama ile olanaklıdır. Bazı goşist sol akımlar gerçek hedefmiş gibi gösterilerek, hedef saptırılarak, sıkıyönetimi çağırma, seçimle, olmazsa darbeyle iktidar olma, demokratik yaşama biçimini yok ederek halkı sömürme seçeneği tek seçenek durumuna getirilme çalışmasıdır yapılan.

Durum bütün açıklığı ve acılığıyla ve saygıyla sunulur."

Nitekim, öyle de olur. 12 Eylül darbesi sonucunda demokrasi bir kez daha yara aldı. Doğan Öz’ün sözünü ettiği Kontrgerilla örgütlenmesinin üzerindeki sır perdesi ise hâlâ örtülü durmakta…

Şahidin kültürlüsü…

Dönemin başbakanı Ecevit cinayetin ardından "katillerin bulunacağı" sözünü bilmem kaçıncı kez bir kere daha yineledi. Ancak öldürülmesinden önce sürekli tehdit edilen Doğan Öz’ün katili sırra kadem basmıştı.

Olayın ardından bir ay sonra, 5 Ocak 1978’de öldürülen Muzaffer Üstünel isimli genci öldüren silahın, Doğan Öz’ü öldüren silah olduğu ortaya çıktı. Üstünel’i "Ülkücüler" öldürmüştü, Doğan Öz’ün de katili onlar olmalıydı…

Aylar sonra bir genç kızın yolunu kesip, tehdit etmekten gözaltına alınan ülkücü İbrahim Çiftçi, sorgulamayı yapan polislerden biri tarafından Doğan Öz’ün katiline çok benzediği fark edilerek, sorgulanmaya başlandı.

Doğan Öz cinayetini tam 18 kişi görmüştü. Bu tanıklardan ikisi, katile çok yakın bir yerdeydiler. Biri sokaktaki apartmanlardan birinde kapıcılık yapan Hayati Erdoğan, diğeri ise ODTÜ öğretim üyesi Doçent Ziya Aktaş’tı. Hayati Erdoğan, sanık İbrahim Çiftçi ile Emniyet’te yüzleştiğinde kendisini tanıdığını söyledi. 1999 yılında kurulan Ecevit Hükümeti’nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olacak olan Prof. Ziya Aktaş ise sanığı tanımadığı şeklinde ifade verdi…

Sanık İbrahim Çiftçi, Hayati Erdoğan ile yüzleştikten sonra cinayeti kabul ederek: "Doğan Öz’ü Ankara Ülkü Ocakları eski ikinci Başkanı Hüseyin Demirel ile, Muzaffer Üstünel adlı şahsı öldürme suçundan gıyabî tutuklama müzekkeresi bulunan Hüseyin Kocabaş’ın talimatlarıyla’ öldürdüğünü" itiraf etti.

İbrahim Çiftçi ve Hüseyin Kocabaş, 26 Aralık 1978’de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nce yargılanmaya başladı. 12 Eylül darbesiyle birlikte, mahkeme görevsizlik kararı verdiğinden yargılama Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi’nde devam etti. Hüseyin Kocabaş ve İbrahim Çiftçi’nin sanık olarak yargılandığı davada mahkeme, hepsi bir üst mahkemece bozulacak olan dört idam hükmü verdi. İlk bozulma gerekçesi ilginçti. "Çok kültürlü bir ODTÜ öğretim üyesi sanığı teşhis edemezken bir kapıcı nasıl teşhis ediyor?" şeklinde kayıtlara geçen gerekçe, şahitliğin bile sınıfsal yanı olduğunu ortaya koyuyordu!..

Dört kez İdam kararından sonra…

İkinci bozma kararının gerekçesi, ifadeyi alan savcı yardımcılarının mahkemece dinlenmemiş olmasıydı. Mahkemenin bundan sonraki seyrini Orhan Tüleylioğlu "Neden Öldürüldüler?" isimli kitabından aktaralım: "Doğan Öz’ün tetikçilerinin aleyhinde açılan dava inanılmaz bir seyir izliyordu. Sıkıyönetim Mahkemesi son kararında İbrahim Çiftçi için dördüncü kez idam, Hüseyin Kocabaş için de 12 yıl hapis cezası verdi. Ancak o güne dek sürekli idam isteminde bulunan Başsavcılık, onama kararına olay yerinde bulunan bütün tanıkların hazır bulundurularak yeniden keşif yapılmasını istedi. Şeklen yapılan itirazı incelemesi gereken Askeri Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu konuda değil, esas hakkında dosyayı bozdu. İbrahim Çiftçi’nin beraati gerektiğine karar verip, tahliye ettirdi." [1]

Sanıklar beraat etti. Doğan Öz’ün dava dosyası da "faili meçhul cinayetler" dosyalarının bulunduğu rafa kaldırıldı. Cinayet öncesi çok sayıda tehdit alan Öz, kendisine yazılan "Kızıl köpek. Hareketlerine dikkat et" diye başlayan bir mektubu okuduktan sonra: "Beni vuracak herif kimbilir ne kadar keyiflenecek!" demişti.

Katil hâlâ bulunamadı. Doğan Öz’ün eşi Sezen Öz ile çocukları Turan, Hakan ve Bengi otuz yıldır cinayetin üstündeki örtüyü kaldırmaya çalışıyorlar. Tıpkı "faili meçhul" ya da "faili belli" cinayetlerde yaşamını yitiren diğer aileler gibi…

[1] Orhan Tüleylioğlu, Neden Öldürüldüler? – Babam neden öldürüldü anne?, Umag Yayınları, 2007.

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy37519 = 'birgunpazar' + '@';

addy37519 = addy37519 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text37519 = 'birgunpazar' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

37519 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN PAZAR - 23 Mart 2008

Tarih Haberleri

Aleviler Pavlikan kökenli mi?
"Balgat Katliamı" sanığının sırrı
Alevi Danişmend Devleti
Pir Sultan Abdal’ın katlini vacip kılan resmi gerekçeler