Kanal 7 camilerde para toplanarak kuruldu

Kanal 7 camilerde para toplanarak kuruldu RP Genel Başkanı Erbakan, 1992’de Zekeriya Karaman, Haşim Bayram, Recai Kutan ve Azmi Ateş’le televizyon...

Kanal 7 camilerde para toplanarak kuruldu
 
RP Genel Başkanı Erbakan, 1992’de Zekeriya Karaman, Haşim Bayram, Recai Kutan ve Azmi Ateş’le televizyon konusunu görüştü. 1993’te şirketi kurdular ve Avrupa’daki Türklerden camilerde vaaz vererek para toplamaya başladılar

Almanya’da karara bağlanan Deniz Feneri e.V. davasıyla gözlerin çevrildiği Kanal 7’nin kuruluşunda Almanya’daki Türk vatandaşlarının büyük katkısı bulunuyor. Kanalın bugünkü Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Kombassan Holding’in kurucusu Haşim Bayram, SP Genel Başkanı Recai Kutan’ın kuruluşunu gerçekleştirdiği kanal için, Almanya’da camilerde bile yardım toplandı. Kanal için camilerde para isteyen Haşim Bayram, cemaate, bu konunun namazdan bile önemli olduğunu anlatıyordu.

Kanal 7’nin ilginç kuruluş öyküsü şöyle:

-  Kanal 7’nin ilk kurulma fikri 1991 yılında doğdu. İslami ölçülere göre yayın yapan bir televizyon kurma fikri, Kombassan Holding’in patronu Haşim Bayram ve RP Genel başkanı Necmettin Erbakan arasında görüşüldü. Bu dönemde TRT’ye de ziyaretler yapılarak teknik altyapı hakkında bilgiler alındı.

Altınoluk’ta görüştüler

-  Erbakan 1992’de Altınoluk’taki yazlığına Zekeriya Karaman, Haşim Bayram, Recai Kutan, Azmi Ateş’i çağırarak televizyon kanalının kurulmasının detaylarını konuştu.

-  Kanal için şirket kurulması kararlaştırıldı ve 3 Şubat 1993’te 8 ortaklı olarak Yeni Dünya İletişim A.Ş. kuruldu. Şirketin ortakları arasında Almanya’da yüksek kâr payı vaat ederek para toplayan ancak vatandaşlara geri ödemeyen Haşim Bayram ile Recai Kutan ve Zekeriya Karaman da bulunuyordu.

-  Şirketin kurulmasının hemen ardından finans kaynağı için Haşim Bayram ve Recai Kutan, Almanya’ya gitti. Milli Görüş Teşkilatı’nın merkez üssü Köln’de ve diğer şehirlerde yardım toplanmaya başladı. Burada özellikle Haşim Bayram öne çıkıp camilerde bile duygusal konuşmalar yaparak yardım topladı.

Bayram aynı anda Kombassan hisseleri de satıyordu. Bu toplantılardan birinde, Haşim Bayram’ın Hannover Ayasofya Camii’nde yaptığı aşağıdaki konuşmanın görüntüleri daha sonra televizyon ekranlarına yansıdı:

‘Bu mesele namazdan önemli’

“Bismillahirrahmanirrahim. Birlikte utanmadan seyredebileceğimiz bir TV kanalı çalışmalarının yapıldığını söylemiştim. Cenab-ı Hakk’ın yarattığı şikâyet doğrultusunda yayın yapacak bir televizyon kanalı çalışması son süratle yapılıyor. Kâr zarar ortaklığı üzerine çalışan Yeni Dünya İletişim A.Ş. isimli bir şirket kuruldu. Şirketin yönetim kurulu başkanı, eski imar ve iskân bakanlarımızdan Sayın Recai Kutan beyefendidir. Başkan yardımcısı halihazırda benim. Muhasebe yöneticisi Zekeriya Karaman Bey.

Kardeşlerim; şimdi kâr zarar ortaklığı üzerine çalışıyor şirket. Yalnız ben hemen şunu belirteyim: Kâr zarar ortaklıkta ben televizyonu sadece maddi kâr gibi düşünen bir insanlarla yola çıkmak istemem. Bunun manevi karından dolayı ortak olursam, ondan dolayı ortak olmak isterim diyen insanlar lazım bize.

Hisseler en düşük 200 mark. 200 marktan 5 bin marka kadar gidiyor. 200 mark da olur, 400 mark da. 600 mark da olur, 800 mark da olur, bin de, 2 bin de olur, 5 bin de. Şimdi namaza durmayacağız. Bu mesele şu anda namazdan önemli. Namazı biraz geciktirsek de sonra da olabilir. Şimdi biz hepimiz, başta ben olmak üzere sıraya geçeceğiz.”

Kadınlar bileziklerini verdi

-  Avrupa’dan toplanan paraların gönderildiği banka hesabının ise RP’nin kasası olarak bilinen Süleyman Mercümek’e ait olduğu iddialar arasında.

-  Haşim Bayram bağışta bulunan ve hisse alanlara, televizyonun mülk ve gelirine de ortak olacaklarını söylediği için televizyonun ortakları onun para toplamasını durdurdu.

-  Bundan sonra Almanya’dan yardım toplanmasını daha çok Zekeriya Karaman üstlendi. Daha sonra Kanal 7 için yardım şölenleri düzenlendi. Köln’de düzenlenen bir şölene Karaman, Zahid Akman’ın yanı sıra sanatçılar Nuri Sesigüzel ve İsmail Türüt de katılmıştı.

Bu geceye katılan kadınların bir kısmı Kanal 7’yi “cihat kanalı” olarak gördüğü için bilezik ve küpelerini bile bağışladı.

1994’te yayına başlandı

-  Toplanan bağışlarla İstanbul Reşitpaşa’da bulunan bir bina kiralandı, 1994’te Kanal 7 yayına başladı.

-  Kanal 7’nin kuruluş aşaması eleştiri konusu olunca, iddiaların RP’ye zarar vereceği gerekçesiyle Recai Kutan hisselerini Zekeriya Karaman ve Mustafa Çelik’e devretti.

-  Kanal yayını sürdürürken bile Türkiye’nin çeşitli yerlerinde para toplama organizasyonları birkaç yıl daha devam etti.

Yimpaş devreye girdi

-  Kanal 7’nin hiç bitmeyen maddi sıkıntılarını, bir dönem Yimpaş Holding gidermeye çalıştı. Çeşitli programlara sponsor olan ve maddi yardımda bulunan Dursun Uyar, kanalın hisselerinin büyük bölümüne sahip oldu. 2000’li yılların başında ise maddi sıkıntıya giren Yimpaş, kanaldan desteğini çekti.

-  2003’te ise Recai Kutan, şirketteki hisselerinin buharlaştırıldığını belirterek Kanal 7 aleyhine Ticaret Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak Kutan bir süre sonra davasını çekti.

-  2000’li yıllarda Kanal 7’nin başında sadece Zekeriya Karaman ve Mustafa Çelik kaldı. Kanal 7, Erbakan çizgisinden uzaklaşarak, AKP çizgisinde bir yayını benimsedi.

-  1998’de kanalın bir televizyon programı olarak başlayan Deniz Feneri büyük bir organizasyona dönüştü.

-  Kanal 7’nin son yıllarda da ekonomik sıkıntılar içinde olduğu belirtiliyor.

Almanya’daki camilerde hisse senedi satılıp yardım toplandı.

Belediye frekansıyla yayına başladı

Kanal 7, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait televizyon kanalının frenkansından yayına başladı. Nurettin Sözen döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kurulan BRT’nin frekansı ve teknik imkanları, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesiyle Yeni Dünya İletişim A.Ş.’ye kiralandı.

Erbakan’ın Kanal 7 sözleri RP kararında

Anayasa Mahkemesi’nde görülen Refah Partisi davasının gerekçeli kararında Necmettin Erbakan’ın Kanal 7’yle ilgili şu konuşmasına yer verilmişti:

“RP lideri Erbakan, Kanal 7’ye para toplamak için yaptığı konuşmada: (... Televizyonu olmadan bir davanın yürümesi mümkün değildir. Bir topluluğun toplum olması mümkün değildir. Kaldı ki bugün yapılmış olan cihadda, yani Hak’kın hâkim olması için yapılan mücadelede, televizyonu isterseniz topçu kuvveti olarak tarif edin, isterseniz hava kuvveti olarak tarif edin onun gidip bir tepeyi bombalamasından önce, piyadenin o tepeyi zaptetmesi mümkün değildir. Onun için bugün yapılmış olan cihadı, televizyonsuz yapmanın imkânı yoktur. İşte bu kadar hayati bir konu için acıyıncaya kadar vereceğiz. Şimdi ben bu hatıramı niçin anlatıyorum. Bak bu dünya hayatında hepimizin nefesleri sayılıdır. Bir şey olacaksa, olacak şey çok yakındır. Ölüm hepimize yakındır. İşte şimdi öldükten sonra her taraf zifiri karanlık olan bir anda eğer bir şeyin gelip size yol göstermesini istiyorsanız, bilesiniz ki o şey, bugün inançla Kanal 7 için vereceğiniz  bu para olacaktır.”

İSTANBUL Milliyet - 20 Eylül 2008

Güncel Haberleri

Kendi kaleminden: Rabia Mine kimdir?
‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki
Önlü: Dersim’in doğası talan edilirken itiraz edilmesin istiyorlar!
Diyanet: 'Kadın-erkek el ele olmasın'
Seyahat yasağı mağdurları isyan ediyor