PSAKD: "32.Yılında Canlarımızı Maraş'ta Anıyoruz"

PSAKD: "32.Yılında Canlarımızı Maraş'ta Anıyoruz"MARAŞ KATLİAMI’NI UNUTMADIK…32.YILINDA CANLARIMIZI MARAŞ’DA ANIYORUZ…"Katliam...

PSAKD: "32.Yılında Canlarımızı Maraş'ta Anıyoruz"

MARAŞ KATLİAMI’NI UNUTMADIK…

32.YILINDA CANLARIMIZI MARAŞ’DA ANIYORUZ…

"Katliam Dosyaları Açılsın, 12 Eylül Darbecileri Yargılansın!"

Maraş Katliamı’nın üzerinden 32 yıl geçti. Bu katliamda sorumluluğu bulunanlar ya hiç yargılanmadan “kurtuldular” ya da göstermelik dava dosyaları ile yargılanıp (!) beraat ettirildiler. Çünkü, Maraş Katliamı tasarlanırken senaryonun en önemli parçası katliamcıların önce izole edilmesi, sonra bu izolasyon yardımı ile “suçsuz ilan edilmesi” idi.

Katliamcıların amacı, 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlamanın yanında, halklar ve inançlar bahçesi olan Maraş’ta Alevi, solcu, demokrat insanları kıyıma uğratmak ve sağ kalanları da baskı, sindirme, korku psikolojisi ile göçe zorlamaktı. Böyle büyük ölçekli bir senaryonun devletin derin güçlerinden icazet alınmadan yapılması mümkün değildi. Zaten katliamda baş aktörün “DERİN DEVLET” olduğu yıllar sonra Başbakanın çekmecesinden çıkan “bilgi notu”nda ortaya çıkmadı mı?

Sivas’ta 33 Canımızın yakıldığı katliam için “Biz Sivas’taki şeriatçı örgütlenmenin gücünü ve herhangi bir kalkışmada ne kadar sürede kontrol altına alınabileceğini görmek istedik. Ama ipin ucu kaçtı, saldırganlara  hakim olamadık.” diyen “DERİN DEVLET” anlayışı tarih boyunca gerici, şeriatçı, faşist güçlerle kol kola idi. Madımak Katliamı’ndan 15 yıl önce Sivas’ta ve Çorum’da idi.

Tarihimizde yaşanan tüm cinayet ve katliamların sorumlusu aynı organize güçlerdir. Bu organize güçleri örten perde, gelip geçen çeşitli hükümetler ve şu anda iktidarda bulunan AKP Hükümeti tarafından özenle korunmuştur, açılmamıştır.

Yaşatılan bu katliam ve vahşetlere karşın katliamları yapanlar değil, katliamları gündeme getirenler suçlu görülmekte; “yarayı kaşımayın, tarihi tarihçilere bırakın.” gibi kurnazlıklarla katliam ve katliamcılar unutturulmaya çalışılmaktadır.

Kuşkusuz, katliamda yitirdiğimiz canlar yüreğimizde karanlığa bir ışık olmaya devam ediyorlar. Ama artık karanlığa ışık tutmak bedenlerin ateşlerde külleşmesiyle değil; bilimle, teknikle, akılla olmalı… Bunun için geçmişte yaşanan katliamları unutturmayarak, katliamların yenilenmesini önleyerek, farklılıkların zenginlik olduğu bilincini beyinlere kazıyarak ve hepsinden önemlisi vicdanlarımızla, geçmişimizle, ayıplarımızla, suçlarımızla yüzleşerek ışığı çoğaltmalıyız.

Bu nedenle Maraş’da insanlık dışı kıyımın vicdanlarımızda yarattığı utancı hep birlikte temizlemek gerektiğine inanıyoruz. Maraş Katliamının toplumsal belleğimizde açtığı yarayı da demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, eşitliğe, çok kültürlülüğe inanan kesimlerle sarabileceğimizi biliyoruz. Katliamlarla yüzleşmenin ve gerçek faillerin bulunmasının gerekliliğine inanıyor, Maraş Katliamının unutulması halinde farklı kimlik ve inançtaki her insanın can ve mal güvenliğine yönelik tehditlerin artarak devam edeceğini görüyoruz.

Türkiye, geçmişindeki bu utancı temizlemek, geleceğini de aydınlatmak zorundadır. Bizce bunun çözümü katliamın gizli arşiv belgelerinin açıklanması, karanlıkta kalmış gerçek faillerinin bulunması ve Alevilerden özür dilenmesidir. Yeni Katliamlar yaşamamak için Maraş’ın unutturulması yönündeki girişim ve çabalara set çekmek, toplumun ve devletin yüzleşmesini sağlamak bu açıdan önem taşımaktadır.

Alevi Örgütlenmesi kararlı bir şekilde bir arada yaşama kültürünü tahrip eden karanlıkta kalmış bütün katliamların aydınlığa kavuşturulması için mücadele veriyor ve laikliği, bireyin ve emeğin özgürleştirilmesini, devletin demokratikleştirilmesini savunan güçlerle omuz omuza olmayı önemsiyor. Vereceğiniz desteğin, farklı kültürlerin ve inançların bir arada yaşayabileceği bir Türkiye özleminin gerçekleşmesine katkı sunacağını, Maraş katliamını unutturmak isteyen çevrelere etkili bir cevap olacağına inanıyoruz.

21. Yüzyıl insan hakları, özgürlükler ve bilim çağı olmalıdır. İnsan hakları, özgürlük ve bilim gibi kutsal değerlere ve katliamlarda yitirdiğimiz canlarımıza, yaşam ve varlık gerekçemiz olan kültürümüze saygının bir gereği olarak diyoruz ki; devletin derin çekmecelerinde gizli arşivler açılmalı, katliamların yaşayan tanıkları dinlenmelidir. Arşivlerin, yaşayan tanıkların, kitap, belge ve o dönemdeki mahkeme tutanaklarının ışığında  katliamda suçu, hatası ve ihmali bulunan birey ve kurum her kim varsa evrensel hukuk verileri çerçevesinde yargılanmalı, gerekli cezalar verilmelidir.

Bu amaçla 32.yıl sonra Maraş’ta olacağız ve canlarımızı unutmadığımızı, katliamın sorumlularının peşinde olduğumuzu kamuoyuna göstereceğiz.

"Katliam Dosyaları Açılsın, 12 Eylül Darbecileri Yargılansın!"

Fevzi Gümüş
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı

Tarih : 19 Aralık 2010

Saat :  11.30

Adres : Müftülük Meydanı/ KAHRAMANMARAŞ

KAYNAK: Alevi Haber - 08.12.2010

Alevi Kurumlarından Haberleri

Osmanlı’dan bu yana en büyük Alevi kırımının adı; Dersim 38!
Avusturya devleti 'Aleviliği' tanıdı !
Bir 'Alevi Dede'si düşünün...
Müslüm Doğan'ın Aleviler içindeki karşılığı Çin'de devrilen bir çuval pirinç kadardır!
Alevi kadınlar mutfaktan çıkıp devrim yaptı