Sabahattin Ali'yi Unutturmak Kolay mı?

"Bir gün kadrim bilinirse / İsmim ağza alınırsa / Yerim soran olursa / Benim meskenim dağlardır." Sabahattin Ali, "Dağlar" şiirinde meskenini dağlar olarak...

"Bir gün kadrim bilinirse / İsmim ağza alınırsa / Yerim soran olursa / Benim meskenim dağlardır."

Sabahattin Ali, "Dağlar" şiirinde meskenini dağlar olarak belirlemişti. 2 Nisan 1948'de devletin resmi açıklamasına göre Bulgaristan'a "yasadışı" olarak geçmesi için anlaştığı Ali Ertekin adlı kişi tarafından öldürüldü.

Demokrat Parti milletvekili ve Başbakan yardımcısı Samed Ağaoğlu,1992'de yayımlanan günlüğünde, 14 Ocak 1949 tarihli sayfasında, "Dün Menderes Sabahattin Ali'nin hükümetçe öldürüldüğünü söyledi" diye yazmıştı. Ali'nin öldürülüşü yakın tarihimizde hayli fazla olan karanlık noktalarından biri.

Her ne olursa olsun Sabahattin Ali'yi susturmak, ortadan kaybetmek isteyenler başarılı olamadı. Eserleri defalarca basıldı, nesiller "Kuyucaklı Yusuf"u, "Kürk Mantolu Madonna"yı, "İçimizdeki Şeytan"ı okuyarak, şiirlerini ezberleyerek ve o şiirlerden bestelenen şarkıları dinleyerek büyüdü.

Bugün Sabahattin Ali ölümünün 67. yıldönümü ve sabah 9.30’dan beri Twitter’da Trend Topic Sabahattin Ali. 

891 bin 507 adet Kürk Mantolu Madonna

Yıllar içinde unutulmak bir yana daha da çok hatırlanıyor Sabahattin Ali; özellikle "Kürk Mantolu Madonna"... Yıllardır çok satanlar listesinden düşmüyor kitap; mesela 2006’den beri D&R’ın en çok satan 10 kitap listesinde. Radikal Kitap'ın çok satanlar listesinde son dönemde genellikle birinci sırada oluyor. 27 Mart günü gazelerde Penguin, Modern Klasikler dizisinden Kürk Mantolu Madonna'yı yayımlayacağını duyurmuştu.

1998’den beri yayın hakkına sahip olan Yapı Kredi Yayınları'dan bugün aldığımız bilgiye göre 71 baskıda toplam 891 bin 507 adet Kürk Mantolu Madonna kitabı yayınlandı.

1943 tarihinde roman olarak yayımlanan Kürk Mantolu Madonna, ilk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 tarihleri arasında “Büyük Hikaye” başlığı ile 48 bölüm tefrika edildi. 

Sabahattin Ali'nin 41 yıllık hayatı

Öykücü, romancı ve şair olan Sabahattin Ali, Türk edebiyatında toplumsal gerçekçilik akımının ilk temsilcilerinden biridir.

Ali, 1907'de Gümülcine'de asker bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. Balkan Savaşı sırasında babasının askerden ayrılmasıyla Edremit'e yerleşen Ali, 1. Dünya Savaşı'nın çıkması ve babasının yeniden askere alınmasıyla İstanbul'a yerleşir. İlkokulu önce Üsküdar'daki Füyuzat'ı Osmaniye'de, sonra Çanakkale İptidai Mektebi'nde okur. 1918'de babasının emekli oluşuyla İzmir'de bir süre tiyatro ve gazino işleten Ali, Yunanlıların İzmir'i işgal ettiği günlerde bu işi bırakmak zorunda kalır ve ailesiyle birlikte Edremit'e döner. Emekli maaşlarının ödenmemesi nedeniyle yoksulluk çeken ailede, baba ve oğlu çareyi işportacılık yapmakta bulurlar.

Ali pazarlarda, sergilerin başında dururken okuduğu kitaplarla edebiyatla tanışır. İlkokuldan sonra Edremit İdadisi'ni bitiren Sabahattin Ali, Balıkesir Öğretmen Okulu'na yazılır. Bu yıllarda, ilk öyküsü "Horoz Mehmet"i yazar. Irmak, Güneş, Çağlayan, Servet-i Fünun gibi dergilere öykü ve şiirler yazmaya başlar. Yozgat Cumhuriyet İlkokulu'nda göreve başladıktan sonra tatil için geldiği İstanbul'da sınava girerek Almanya'da yabancı dil eğitimini burslu okumaya hak kazanır. 1930'da yurda dönen genç sanatçı bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra okuduğu bir şiirde 'yıkıcı propaganda' yaptığı gerekçesiyle tutuklanır.

Hapisten çıktıktan kısa süre sonra 'Yeni Anadolu Gazetesi'ne yazılar yazdığı Konya'da, Atatürk'ü taşlayan bir şiir yazmak suçlamasıyla bir yıl hapis yatar. İlerde eserlerinde sıkça kullanacağı gözlemlerini edindiği cezaevi, mesleği hususunda kendisine pek şans getirmez: Memurlukla ilişiği kesilmiştir; ancak, Varlık Dergisi'nde Atatürk'ü övücü nitelikte bir şiirinin yayınlanması üzerine görevine tekrar döner.

1935 yılında evlenen, ertesi yıl da askere alınan Sabahattin Ali, Yeni Dünya ve La Turquie gazetelerine siyasal fıkralar yazar.

Sertellerin Tan Gazetesi'nde de çalışan Sabahattin Ali 1945'te Tan matbaası baskınıyla gazete binasının tahrip edilmesi sonucu işsiz kalır. 1946'de Aziz Nesin'le birlikte Marko Paşa'yı çıkararak siyasi mizah dergisi yayıncılığına başlar. Marko Paşa kapatıldıktan sonra onu, 'Malum Paşa', 'Merhum Paşa', 'Akbaba' dergileri ve bu dergilerin kapatılması izler. Sanatçı daha sonra Zincirli Hürriyet Gazetesinde çıkan bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrar, üzerindeki baskı ve tehditlere dayanamayarak yurt dışına çıkmaya karar verir. 41 yaşında nice umutlarla çıktığı yolda, sınıra kadar kendisine eşlik eden bir 'Türk milliyetçisi' tarafından ormanda öldürülür.

Yapıtları

Şiir:

  • Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943).

Öykü:

  • Değirmen (1935)
  • Kağnı (1936)
  • Ses (1937)
  • Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte)
  • Yeni Dünya (1943)
  • Sırça Köşk (1947).

Roman:

  • Kuyucaklı Yusuf (1937)
  • İçimizdeki Şeytan (1940)
  • Kürk Mantolu Madonna (1943).

Çeviri:

  • Tarihte Garip Vakalar, Max Memmerich (1941)
  • Antigone, Sofokles (1942)
  • Minna Von Barnhelm, Lessing (1943)
  • Üç Romantik Hikaye, H. Von Kleist - A.V. Chamisso - E.T.A. Hoffmann (1944)
  • Fontamara, Ignazio Silone (1944)
  • Gyges Ve Yüzüğü, Fr. Hebbel (1944)
  • Yüzbaşının Kızı, A.S. Puşkin (1944) (Erol Güney ile birlikte)

Tarih Haberleri

Aleviler Pavlikan kökenli mi?
"Balgat Katliamı" sanığının sırrı
Alevi Danişmend Devleti
Pir Sultan Abdal’ın katlini vacip kılan resmi gerekçeler