Sakıncalı mektuplar 26 yıl sonra geldi

Sakıncalı mektuplar 26 yıl sonra geldi   Darbe günlerinde mektuplardaki resimler de sakıncalıydı.  12 Eylül darbesinden sonra Mamak Askeri...

Sakıncalı mektuplar 26 yıl sonra geldi
 
Darbe günlerinde mektuplardaki resimler de sakıncalıydı.
 
12 Eylül darbesinden sonra Mamak Askeri Cezaevi'nde kalan tutuklu kadınların sakıncalı bulunarak el konulan mektupları 26 yıl sonra adresine ulaştı. Mektupları cezaevindeki bir başçavuş saklamış

ANKARA - 12 Eylül askeri darbesinden sonra Mamak Askeri Cezaevi'nde 1. ve 2. kadın koğuşunda kalan 76 kadın tutuklunun cezaevi yönetimi tarafından sakıncalı bulunarak el konulan mektup ve kartpostalları 26 yıl sonra ortaya çıktı. 1981-1982 yıllarında cezaevinde görev yapan bir başçavuş, emekli olduktan sonra yıllarca sakladığı mektupları Devrimci 78'liler Federasyonu'na getirdi. 8-15 Şubat'ta sergilenerek sahiplerine ulaştırılacak mektupların birinde tutuklu, postaların aksamasından şikâyet ediyor.

Darbe günlerinde Mamak Askeri Cezaevi'ndeki 1. ve 2. kadın koğuşunda kalan 76 kadın tutuklunun dışarıyla tek bağlantısı, mektuplardı. Ama çoğu zaman cezaevi yönetimi tutuklulara gelen veya onların gönderdiği mektupları sakıncalı bularak el koyuyordu. O dönem cezaevinde görev yapan bir başçavuş ise bu mektup ve kart postalları biriktirdi. Emekli olduktan sonra Devrimci 78'liler Federasyonu'nun kapısını çaldı.

Aynı kişi mektup ve kartpostallarla birlikte 1. ve 2. koğuşun isim listesini de, federasyon yetkililerine verdi. Mektup ve kartpostallar büyük bölümü zarflarından çıkarıldığı için kime gönderildiği ya da kime geldiği tespit edilemedi.

Devrimci 78'liler Federasyon Başkanı Ruşen Sümbüllüoğlu, 8-15 şubat tarihleri arasında düzenleyecekleri '26 yıl sonra sahibini arayan mektuplar' isimli sergi ile söz konusu mektup ve kartpostalları sahipleri ile buluşturmaya çalışacaklarını söyledi. Sümbüllüoğlu, kendilerine teslim edilen koğuş listelerinden büyük oranda mektup ve kartpostal sahiplerine ulaştıklarını belirterek "Ulaştıklarımızın büyük bir bölümü gözyaşlarına hâkim olamadı. Arkadaşlarımız sergiye gelerek, mektup ve kart postallarını tespit etmeye çalışacak" dedi. Sümbüllüoğlu özellikle 'barış', 'özgürlük', 'mücadele' gibi kelimelerin geçtiği mektuplara el konulduğunu belirtti.

Mektuplardan birinde tutuklu Yeter Güneş, Hasan isimli yakınına yazdığı ama el konulan mektubunda, "Bana eğer sıkılmazsan uzun uzun mektuplar yazar mısın? Mektuplarımız çok aksıyor. Senden bir mektup ile bir tane de kart aldım. Hani elime geçenler bunlar" yazıyor.

MESUT HASAN BENLİ
RADİKAL - 7 Şubat 2008

Tutsak mektuplar!

12 Eylül askeri yönetimi döneminde Mamak Askeri Cezaevi'nde yazılan ancak sahiplerine gönderilmeyen mektuplar gün ışığına çıktı. Mektupların sahiplerine ulaşması için cuma günü bir sergi açılacak

12 Eylül askeri darbesi döneminde yaşanan insan hakkı ihlallerinin sembolü olarak gösterilen Mamak Askeri Cezaevi'nin kadın koğuşlarından 1982'de yazılan mektupların sahiplerine gönderilmediği, 26 yıl sonra açığa çıktı. Mektupların gönderilmediği, cezaevindeki görevi bittikten sonra mektupları evinde saklayan bir görevlinin Devrimci 78'liler Federasyonu'na başvurmasıyla anlaşıldı.

Devrimci 78'liler Federasyonu'nu arayan bir eski cezaevi görevlisi, 1982'de Mamak 1 ve 2 kadın koğuşlarında yatan mahkûmların yazdıkları bazı mektup ve kartpostalların yakınlarına ulaştırılmadığını söyledi.

40 adet mektup ve kartpostalı, cezaevindeki görevi son bulduktan sonra yanına aldığını ve yıllardır evinde sakladığını söyleyen görevli, artık kamu görevinden emekliye ayrıldığını ifade etti. İsminin gizli tutulması kaydıyla mektupları teslim edebileceğini söyleyen görevli, federasyon yetkilileriyle bir araya geldi.

Görevli, buluşmada, 26 yıl sonra bunları neden teslim etme gereği duyduğunu "Vicdani bir borç olarak bildim" diye açıkladı. Aynı görevli, mektupların sahiplerinin bulunabilmesi için kadın koğuşlarında yatan toplam 76 siyasi mahkûmun, isim, adres ve tutuklanma gerekçelerini gösteren listeyi de federasyona teslim etti.

Eşleştirme yapılamadı

Federasyon üyeleri, listelerdeki isimleri önce mektuplardaki isimlerle eşleştirdi. Mektup ve kartpostalların zarfları atıldığı için, içinde isim yazmayanların eşleştirmesi yapılamadı. Bu mektup ve kartpostalların sadece bir anneden kızına, bir haladan "karagözlüm" dediği yeğenine yazıldığı anlaşılabildi.

Dışarıdan cezaevine gönderilen ancak mahkûmlara iletilmeyen bazı mektup ve kartpostallar da çıktı. Bunların da sahipleri bulunamadı.

Kimi saç, kimi el emeği kanaviçelerle süslenen bu mektuplar, sahiplerini bulması için cuma günü sergilenecek. İnşaat Mühendisleri Odası Kültür Merkezi'nde açılacak sergiye, 1982'de kadın koğuşlarında yatan ve ulaşılabilen isimler de mektuplarını teslim alması için davet edildi.

Diğer mektuplar da açıklansın

 Federasyon sözcüsü Ruşen Sümbüloğlu, şunları söyledi:

"Ulaşabildiğimiz isimler arasında şimdi evhanımı olan da, holding yöneticisi olan da var. Bazı mektupların kime geldiği belli. Gelirlerse alacaklar mektuplarını. Bazılarının sahiplerini ise ancak sahipleri sergiye gelirse öğrenebileceğiz. Hikâyelerini orada öğreneceğiz. Mesela saçla hazırlanmış bir kartpostal vardı. Saçın kartpostalın sahibine ait olduğunu düşünüyorduk. Bir başka arkadaşımız kartı görünce 'Bu benim saçım' dedi.

Kim bilir daha ne hikâyeler çıkacak."

Gönderilmeyen, sahibine iletilmeyen çok sayıda mektubun hâlâ gizli kaldığını öne süren Sümbüloğlu, "İdam edilen Mehmet Kambur, Erdoğan Yazgan, Ramazan Yukarıgöz'ün ailelerine yazdıkları son mektuplar hâlâ teslim edilmedi. Tüm gizli kalmış belge ve mektupların açıklanmasını, sahiplerine verilmesini
istiyoruz" dedi.

Biliyor musun Hasan?

Yaşantının tek düze olması kadar kötü bir şey yoktur herhalde.

Meral'den Sedat ağabeye

Köy burcu burcu koktu yine burnumda... Rüyama girdi geçen gün...

Emel'den Gülgün'e

Adresini kaybetmiştim, onun için mektup yazamadım. Kartın gelişi iyi oldu...

Acılara rağmen onurumuzla yaşıyoruz ve yarınlara da onurumuzla başımız dimdik varacağız.

Umut ile seni yan yana koyuyorum...Yüreğimi sana gönderiyorum...

En güzel şarkılar henüz söylemediklerimizdir.

Kardeşim Süleyman, 2 yıldır burada tutukluyum. Davam henüz açılmadı.

Gökçer Tahincioğlu
MİLLİYET - 7 Şubat 2008

Mamak Cezaevi'nden 26 yıl sonra mektup var! 

 

12 Eylül askeri darbesinden sonra Mamak Cezaevi'nde yatan kadın mahkûmların yakınlarına yazdığı ancak cezaevi yönetiminin yollamadığı 40 mektup gün ışığına çıktı..

Ankara'daki Mamak Cezaevi, 12 Eylül askeri darbesinin simgelerinden biri olarak tarihe geçti. 1980 ile 1986 arasında 35 bin kişinin kaldığı cezaevi çok sayıda şarkıya konu oldu. 1982'de iki ayrı koğuşta yatan 76 kadının 26 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan mektupları yeni öykülere, filmlere konu olacak cinsten. Kadınlar koğuşundaki mahkûmların yakınlarına yazdıkları mektupların, "mektup teslim etmeme veya göndermeme" gibi cezaların verildiği o günlerde "sakıncalı" görülerek postaya verilmediği ortaya çıktı. Tozlu dolaplarda yok olmak üzere olan bu mektupların bir kısmını bir süre sonra cezaevinde çalışan bir "görevli" korumaya aldı. Geçen uzun yıllarda mektupların sahipleri tek tek tahliye edildi. Mektuplar da unutularak, saklanmaya devam etti. Ancak geçtiğimiz ay cezaevinde çalışan bu "görevli", "vicdanının sesine uyarak" 1982 yılında cezaevinde yatmış bir kadın mahkûma ulaştı.

'VİCDAN BORCU'

78'liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu'nun verdiği bilgiye göre, ismi kesinlikle açıklanmayacak olan bu "görevli" Mamak Cezaevi'nde yatmış kadın mahkûma özenle korunmuş 40 kadar mektubu teslim etti. Cezaevi'nde gardiyan veya memur olduğu ve mektupları vermek için emekli olmayı beklediği tahmin edilen "görevli", 26 yıl sonra mektupları teslim ederken, "Bir vicdan borcunu yerine getiriyorum" dedi. Mektuplar sahiplerine ulaştırılması için 78'liler Derneği'ne verildi. Sümbüloğlu 1982'de Mamak'ta yatan kadın mahkûmlara ulaşmaya çalıştı ve hepsini 8 Şubat'ta Ankara'ya çağırdı. Bazıları zarfından çıkarıldığı için kimin gönderdiği belli olmayan mektupların bir kısmını ancak kadınlar yazılarından tanıyacak.

İşte o mektuplardan bazıları

Ayşe: "Canım benim yeni bir yıl için bir kez daha, umut ile seni yan yana koyuyorum. Delikanlı gönlümün acıya kanmış gülü, yüreğimi sana gönderiyorum."

İsmi yok: "Hiçbir vakit tam karanlık değil gece. Her acının sonunda açık bir pencere vardır. Hayal edilecek bir şey vardır. Yerine getirilecek istek. Cömert bir yürek. Uzanmış açık bir el. Canlı canlı bakan gözler, bir hayat vardır, hayat bölüşülmeye hazır."

Ferihan Duygu: "En güzel şarkılar henüz söylemediklerimizdir. Yeni yılın yaklaştığı günlerde bir kez daha yürekten merhaba."

İsmi yok: "Merhaba Hasan, bugün günlerden salı. Biraz önce görüşten çıktım. Annem gelmişti. Hiçbir görüş günü beni bu derece duygulandırmamıştı. Annem sizleri anlattı ve gönderdiğiniz eşyaları getirdiğini söyledi. Eşyaları aldım, hepsi güzeldi. O kadar duygulandım ki gözyaşlarımı tutamadım."

Nergis DEMİRKAYA/ANKARA
SABAH - 7 Şubat 2008

Güncel Haberleri

Kendi kaleminden: Rabia Mine kimdir?
‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki
Önlü: Dersim’in doğası talan edilirken itiraz edilmesin istiyorlar!
Diyanet: 'Kadın-erkek el ele olmasın'
Seyahat yasağı mağdurları isyan ediyor