Sivas Katliamı tanığı Özer: Yoldaşlarımızın düşlerini yaşatacağız

Sivas Katliamı tanığı Özer: Yoldaşlarımızın düşlerini yaşatacağız

Sivas katliami tanığı Mehmet Özer, katliamı, sistemin doğrudan Alevilere ve devrimcilere saldırısı olarak nitelendirdi.

A+A-

2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında yapılan Sivas Katliamı’nın bugün 27. yılı. Asker ve polisin gözü önünde binlerce gerici kalabalığın Madımak otelini yakması sonucu 2’si otel çalışanı 33’ü aydın, sanatçı, ozan, semah dönen gençler ve çocuklar olmak üzere toplam 35 insan hayatını kaybetti.

Şair, fotoğraf sanatçısı Mehmet Özer, Sivas katliamdan şans eseri kurtulmuştu. Sanatçı Özer, ‘Sivas’ın Işığı Sönmeyecek’ ve ‘Hasretiniz Sel, Acınız Öfke, Öfkeniz İsyan Olsun’ sergileriyle objektifinden günümüze kareleri taşımıştı. Özer aynı zamanda ‘Sesini Yitiren Şehir Sivas’ belgesel fotoğraf kitabı ile de Sivas’ta yaşanan insanlık suçunu gözler önüne sermişti.

“SİSTEMİN DOĞRUDAN DEVRİMCİLERE, ALEVİLERE YÖNELİK BİR SALDIRISIDIR”

Katliamın 27. yılında PİRHA’ya konuşan Mehmet Özer, “Katliamı aslında süregelen ve örgütlü bir gücün gerçekleştirdiğini daha net olarak görebiliyoruz. Hem katiller kaçırılıyor hem saklanıyorlar. Katillerin avukatları da yakınları da ödüllendiriliyor. Sistem ve devlet Sivas katillerini ödüllendirip saklıyor. Sadece tek tek insanların fiili gibi görmek değil sistemin doğrudan doğruya bu ülkenin aydınlarına, devrimcilerine, Alevilerine yönelik bir saldırı olduğunu söylemek isteriz” ifadelerini kullandı.

“KATİLİ ‘HOŞGELDİN AMCA’ DİYEREK SELAMLADILAR”

27 yıl sonra geri dönüp bakıldığında birçok şeyin daha net görülebildiğini ifade eden Özer, “Bütün cinayetlerde olduğu gibi bu katliamın da faillerini sakladılar. Dün bu katliama çağrı yapanlar, örneğin Bizim Sivas Gazetesi yaş nedeniyle serbest bırakılan Sivas katillerinden birisini ‘Hoşgeldin amca’ başlığı atarak selamlamıştı” dedi.

“ALEVİLER DOSTLARINA YASLANMAK DURUMUNDADIR”

Alevilerin gerçek dostlarını bilmek, gerçek dostlarıyla yola girmek zorunda olduğunun altını çizen Özer, “Bu ülkede Alevilerin başına bir iş gelmiş olsa Alevilerin yanında olmayı göze alan yalnızca devrimciler ve komünistlerdir. Alevi halkı bu gerçekliği bilmek zorundadır. Bu Çorum’da da, Sivas’ta da, Maraş’ta da böyle oldu” diye konuştu.

Özer şöyle devam etti:

“Oysa şöyle bir yanılsama var; öncelikle sanki Sivas Katliamı’nda yitirdiklerimizin anılarını demokrasiye bir kan gibi görüyorlar. Demokrasiye karşı bir şeymiş gibi görüyorlar, Aleviler bin yıldır katlediliyor. Aleviler kendi yaralarına sahip çıkmıyorlar, kendi yaralarına bakıp sarmıyorlar. Sistemin getirmiş olduğu cami-cemevi ikilemi içerisinde duruyorlar. Aleviler, dostlarına yaslanmak durumundalar.”

“YOLDAŞLARIMIZIN DÜŞLERİNİ YAŞAMIMIZDA GÖRMEK ZORUNDAYIZ”

“27 yıl, 127 yıl geçse bile Alevi halkı şunu söylemelidir: Biz vicdanımızda bu katilleri beraat ettirmedik. Sistem ya da devlet ne kadar gizlese de Alevi halkının, sosyalistlerin vicdanında bunlar Sivas Katliamı sanıklarıdır. Bunu söylemeye devam edeceğiz” diyen Özer, şunları kaydetti:

“33 yoldaşımızın anılarını yaşam pratiğimizde çağırdığımız sürece ancak biz bunun hesabını sorabiliriz. Yoldaşlarımız, biz onların hatıralarını, düşlerini çağırmadığımız zaman ölürler. Biz onları yaşanır kılabilmek için onların düşlerini kendi hayatımızda görmek zorundayız.”

PİRHA/ İSTANBUL

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.