"Taylan'ın Kanı Onları Elbet Boğacaktır..."

"Taylan'ın Kanı Onları Elbet Boğacaktır..."

"Taylan'ın Kanı Onları Elbet Boğacaktır..." Taylan Özgür’ün katili eğer ölmediyse hâlâ aramızda...

A+A-

"Taylan'ın Kanı Onları Elbet Boğacaktır...""Taylan'ın Kanı Onları Elbet Boğacaktır..."
 
Taylan Özgür’ün katili eğer ölmediyse hâlâ aramızda dolaşıyor. 23 Eylül 1969 günü Beyazıt Meydanı’nda arkasından vurularak öldürülen Taylan Özgür’ün dava dosyası, tıpkı ondan sonra öldürülen birçok arkadaşı, yoldaşı gibi “faili meçhul” olarak rafa kaldırıldı…

Ölümünün ardından 39 yıl geçti… Taylan Özgür’ün katili eğer ölmediyse hâlâ aramızda dolaşıyor. 23 Eylül 1969 günü Beyazıt Meydanı’nda arkasından vurularak öldürülen Taylan Özgür’ün dava dosyası, tıpkı ondan sonra öldürülen birçok arkadaşı, yoldaşı gibi “fail-i meçhul” olarak rafa kaldırıldı…

6 Ocak 1969’da Vietnam halkının cellâdı, “Vietnam Kasabı” lakaplı ABD Büyükelçisi Robert W. Komer’in arabası, ODTÜ’de devrimci öğrenciler tarafından yakıldı. Komer’in arabasının yakan devrimcilerden biri olan Taylan Özgür, ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü üyesi genç bir devrimciydi. ODTÜ’deki devrimci mücadelenin önde gelen isimlerinden biri olan Taylan Özgür, 22 Eylül 1969 günü Deniz Gezmiş ve birkaç arkadaşı ile ertesi gün yapılacak olan İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği (İÜTB) seçimlerini izlemek üzere İstanbul’a gider…

23 Eylül 1969 Salı… İstanbul Beyazıt Meydanı yine kana boyanır. İÜTB seçimlerin yapılmakta olduğu Marmara Sineması’nda gergin saatler yaşanmaktadır. İÜTB uzun bir süredir “ülkücülerin” elindedir. O yıl yapılan İÜTB’ye bağlı bütün delege seçimlerini devrimciler kazanmış, sıra İÜTB başkanlığını “ülkücülerin” elinden almaya gelmiştir.

Ülkücü” öğrencilerle, devrimci öğrenciler arasında birlik yönetimi için kıyasıya süren mücadeleye destek vermek için Ankara’dan gelen Deniz Gezmiş ve arkadaşları İstanbul Üniversitesi Merkez binasındadır. Deniz Gezmiş aranmaktadır. Deniz, Dekan Prof. Tarık Zafer Tunaya’nın odasına görüşmeye gittiğinde üniversite polis tarafından kuşatılır. Devrimci öğrenciler ile polis arasındaki gerginliğin sonunda olaylar çıkar. Ankara’dan gelen devrimci öğrencilerden Taylan Özgür ve Sait Kozacıoğlu, Beyazıt Meydanı’ndan yola doğru ile ilerlemekte iken sivil polislerin bulunduğu bir otomobile zorla bindirilmek istenir. Sait yakalanır, arkadaşlarının atak bir devrimci olduğunu söyledikleri Taylan Özgür kurtulmayı başarır. Ancak Gedikpaşa’ya inen yokuştan aşağıya doğru kaçarken bir polis tarafından vurulur. Vuran kişi kendisini almaya gelen bir cipe binerek uzaklaşır. İÜTB seçimleri için üniversitenin karşısındaki Marmara Sineması önünde bekleyen devrimci öğrenciler, cipi kovalarlar ancak yakalayamazlar. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Taylan Özgür, yaşamını yitirir.

Elinde tabancası İle…

Olayın en yakın tanıklarından Nimet Oral, 25 Eylül 2008 tarihli Akşam gazetesinde yayınlanan ifadesinde Taylan Özgür’ün katledilmesini şu sözlerle anlatır: “Öğleye yakın, tahminen 12 -13 arasında kalabalığın gürültüsünü andırır bir sesle, yanımda kız kardeşim Kıymet Elbaşı ile beraber caddeye bakan bu odaya koştuk. Beyazıt Meydanı’nın bu tarafa bakan ağzında bir kaynaşma vardı. Birden, üzerinde kırmızı atlet bulunan ve bugün Taylan Özgür olduğunu öğrendiğim atletik yapılı bir gencin yıldırım hızıyla yokuştan aşağıya doğru koştuğunu gördüm. Çok hızlı koşuyordu. Gencin on metre kadar gerisinde elinde tabanca önde koşan gence yetişmeye çalışan bir kişi daha koşuyordu. (…)

Tam apartmanın önünde, aradaki mesafe yine on metre kadardı. Arkadaki adamın elindeki silahını ateşlediğini gördüm. Genç, aynı anda köşedeki dolmuş için bekleyen arabanın,-boş bir arabaydı zannedersem- üzerine çarparcasına kapandı. Yıkılır gibi geri döndü. Kıvrıldı, kaldı olduğu yerde. Bu anda arkadaki adam birkaç adım arkasındaydı. Bir silah sesi daha duyuldu. Genç böğrünü tutarak yerde hareketsiz kaldı.

Adam, elinde tabancası bir tur attı gencin etrafında. Sonra arka cebine koydu silahını. Ellerini sildi birbirine. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi caddeyi meydana birleştiren kalabalığın arkasında kayboldu.(…)

Beni çileden çıkaran işte bundan sonrasıydı. Genç yerde iken 30-40 kadar toplum polisi çıktı Marmara Sineması’nın arkasından. İnanmayacaksınız ama köşede meydana gelenleri gördükleri halde silahını cebine yerleştirip sessizce oradan uzaklaşmakta olan adama aldırış bile etmediler. Sadece kalabalığın etrafını sardılar. Halkı dağıttılar. Taylan hemen orada ikinci sıradaki arabaya kondu ve götürüldü.”

1948 doğumlu Taylan Özgür, Ankara Cebeci Mezarlığı’nda toprağa verilir. Taylan Özgür’ü vuran polis memuru bir süre sonra yakalanır. Üzerinden Komer’in arabasını yakan devrimcilerin isimlerinin olduğu bir liste çıkan Lisan Çakıcı isimli polis memuru yargılanır ancak “delil yetersizliğinden” beraat eder.

Mustafa Taylan Özgür’ün katili/katilleri hâlâ aramızda. Taylan Özgür’ün babası Binbaşı Hasan Özgür’ün Taylan’ın mezarı başında söyledikleri, onun ölümünden beri arkadaşlarının belleklerinden silinmedi: “Yavrumun akan kanı helâl olsun… Benim bir oğlum gittiyse, onbinlercesi, yeni sizler varsınız… Size ‘Moskof Piçi’ diyenler ve onları destekleyenler utansınlar. Taylan’ın kanı onları elbet boğacaktır…

BİRGÜN - DERKENAR - 21 Eylül 2008

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.