Toroslarda Aşure Başka Kaynar

Toroslarda Aşure Başka Kaynar

Toroslarda Aşure Başka KaynarCelal Necati ÜçyıldızSöylencelere göre, Nuh’un Gemisindekiler  karayı gördüğü...

A+A-

Toroslarda Aşure Başka KaynarToroslarda Aşure Başka Kaynar

Celal Necati Üçyıldız

Söylencelere göre, Nuh’un Gemisindekiler  karayı gördüğü gün Onuncu Muharremdir. Gemideki erzaklar bitmek üzeredir. Nuh Peygamber karayı görmenin sevinci ile kutlayalım der.

Aşçılar hemen kilere koşarlar, ondan, bundan son kalan malzemeleri toplarlar. Hepsi ancak bir çorba pişirecek kadardır. Dövme buğdayı, şekeri, tuzu, ne buldularsa katarlar. Bir de bereketli olur ki, herkese bolca yeter. Açlıktan kıvranan midelere can simidi olur. İşte rivayet olunur ki, o günden bu yana On Muharrem günü Aşure kaynatılır.

Asırlar geçer aradan, yine On Muharrem günü  Kerbela’da Şah Hüseyin 73 can ile Fırat nehri kıyısında Yezit ordusu tarafından sarılır. Yezit Ordusu Ehlibeyt’in su ile bağlantısını keserler. Su verdirmezler. Orada 72 şehit verilir. Şah Hüseyin’in en küçük oğlu Zeynel Abidin  kurtulur. İşte o günden sonra 3 gün de yas ilave olunur. 12 gün Muharrem Orucu tutulmaya başlanır.

Geçtiğimiz hafta sonu Toros’larda Muharrem oruçları tutuldu. Ardından Aşureler kaynatıldı. 12. gün sabahleyin birer horoz kesildi, taşlığı, ciğeri közde pişirildi. Onlarla oruç açıldı. Ardından kaynatılan aşureler içildi. Sakkacı 12 İmam Aşkına suyu dağıttı.

Akşam olduğunda ise kesilen horozlar parçalanmadan büyük tencerede pişirildi. El değmeden cem’e getirildi. Orada hayırlı duaları ile can’lara eşit olarak dağıtıldı. Süpürge çalındı. Niyazlar edildi, hayırlı verildi. Bir Muharrem orucu , Matem Orucu daha geride kaldı.

İşte Toros’larda özellikle MEYDAN AÇILAN Tahtacı köylerinde Kırtıl, Kumaçukuru (Yaz Alanı) Sınamış (Yeşilyurt) , Köprübaşı (Göksu Beldesi) ve Kayabaşı köylerinde Dede, Mürebbinin yönettiği Aşure Cem’leri yaşandı. Nefesler çığrıldı. Gözlerden yaşlar boşandı. Şah Hüseyin ve şehitler anıldı bir kez daha. Yas dönemi bitti. Onlar bayram ettiler. Zeynel Abidin ‘in kurtulduğuna sevindiler. 

Eski yıllarda Kumaçukuru köyünde Muharrem orucu başlar. Oruçla birlikte yaş kesmeme inancı yürürlüğe girer. Ama ekin ekme zamanı gelmiştir. Tarlada çalılar kesilip yakılacaktır. Ama yaş kesmeme inancı var. Köye bir çerçi gelmiştir. Evin oğlu bunu çerçiye anlatır. Çerçi köyünüzün ileri gelenlerine haber verin, bir Dede gelmiş, Mürebbi ve ileri gelenlerle görüşmek diler. Köyün mürebbisinin ve ileri gelenleri çağırırlar. Çerçinin çantası saklanır.

Çerçi söyleşi kurar. “ duydum ki yarın çalıya gidecekmişsiniz. Ama yaş kesmemek için inancınız var. Galiba sizler yanlış anlamışsınız. Muharrem orucu boyunca gözünüzden yaşı eksik etmeyin.. Çalı , çırpı kesmenizde bir mani yok. Sabahleyin kalkan tarlaya gider, çalılarını keserler. Ekinlerini ekerler. Ama o günden sonra bırakın Muharrem orucunda; her duydukları nefeste, ağıtta ağlamaya başlarlar. Hatta mengi oynarlarken; menginin arasına ağıt koyarlar. Hem ağlarlar, hem oynarlar.

Eşim ve iki oğlumla birlikte Kırtıl köyümüze gittik. Orada Mürebbi Koralı Paşa Amca, Yavuz Veli Amca cem’de canlara mihmandarlık yaptılar. Daniyel Kıraslan süpürgeci, ibrikçi oldu, lokmalar yenildi. Hayırlı duaları okundu. Hizmet sahiplerine şefaat dilendi Hak Muhammet Ali’den, Şah Hüseyin ve Kerbela Şehitlerinden. Ne diyelim Hak Kabul eylesin.

Alevihaber.com - 01.01.2010

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.