"Üç fidan"ın infazının tek gazeteci tanığı

"Üç fidan"ın infazının tek gazeteci tanığı

"Üç fidan"ın infazının tek gazeteci tanığı     Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamına...

A+A-

"Üç fidan"ın infazının tek gazeteci tanığı"Üç fidan"ın infazının tek gazeteci tanığı   
 
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamına tanıklık eden tek gazeteci olan Burhan Dodanlı, ''Deniz Gezmiş, idam edileceği gece ambulans tipi bir arabayla getirildi. Defalarca konuştuğum, aylarca mahkemelerde takip ettiğim bir çocuktu ve göz aşinalığı da vardı. Zor bir duyguydu'' dedi.

O dönemde Anadolu Ajansı muhabiri olan Dodanlı, idam sürecine ve o gece yaşananlara ilişkin anılarını ve izlenimlerini de kitapta topladı.

1978'de "Darağacı" ismiyle yayınlanan, ancak aynı yılın Temmuz ayında toplatılan kitap, bu yılın Mayıs ayında "Hepiniz Suçlusunuz" adıyla yeniden okurla buluştu.

Dodanlı, kitabına ilişkin AA muhabirine bilgi verirken, Deniz Gezmiş olayını başından sonuna kadar takip eden bir gazeteci olduğunu ve Anadolu Ajansı'nda 3 kişilik bir ekiple süreci yakından izlediklerini belirtti.

İdam kararı verildikten sonraki safhaları da izlediğini ve bu sırada Gezmiş hakkında idam kararını veren Ankara 1 No.'lu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi ile de sık sık diyaloğunun olduğunu aktaran Dodanlı, gazetecilikte güven sağlamanın çok önemli olduğunu ifade etti.

Kendisinin süreçle ilgili tüm gelişmelerden konuyu yakından takip ettiği için haberinin olduğunu ifade eden Dodanlı, şunları söyledi:

"Ali Paşa'ya, 'eğer bu verdiğiniz karar kesinleşir, Yargıtay'dan geçerse, Meclis'ten geçer ve onaylanırsa idam safhasını Ajans muhabirleri olarak izleyebilir miyiz' dedim.
 
Önce 'mümkün değil' karşılığını verdi. Sonra 'ama sen bütün duruşmaları takip eden bir muhabir olarak o gün idamın infaz edileceği yerin kapısına kadar gelebilirsen, söz seni içeri alacağım' dedi. 'Paşam, o nasıl olacak' dedim, 'karışmam, eğer gelebilirsen' karşılığını verdi.

Nihayet geldik 5 Mayıs 1972 Cuma gününe... Öğleden sonra 3 arkadaş çıktık biz ajanstan, Askeri Yargıtay'a gittik. Şimdiki Ankara Radyosu'nun yanındaki Türk Hava Kurumu'nun tam arkasındaki binaydı.
 
Tüm hakimlerle tanışıyoruz, odalarına giriyoruz. Her gün "buyurun, çay için' derken, o gün 'şimdi çalışıyoruz, meşgulüz' dediler. Biz de ne olacağını biliyoruz. Bizi dışarı çıkardılar, ama gitmedik, kapının önünde bekledik.

Saat 17.15'te bir memur koltuğunun altında defterle çıktı. 'Nereye gidiyorsunuz' diye sorunca, savcılığa gittiğimizi söyledik. Askeri Yargıtay'da kararın düzeltilmesi istemi reddedildi, o nedenle de infaz savcılığına gidiyor, o belli.
 
Hemen birimiz oraya gittik, ikimiz Ajans'a geldik. Müdürümüz Adnan Bey vardı, ona bahsettik, bunu eşinize dahi söylemeyin, hele ajanstaki arkadaşlarınıza hiç söylemeyin dedi. Bunun üzerine konuyu sakladık."

"İki dakika öylece baktı"

Arkadaşı Hasan Şahan'ın kalp rahatsızlığı olduğunu ve idam gecesi yaşanacaklara tahammül edemeyeceğini ifade ettiğini anlatan Dodanlı, bir arkadaşının da nöbetçi muhabir olarak kaldığının, kendisinin tek başına yola çıktığını söyledi.

CNN TURK - 28 Haziran 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.