Yağız'dan zorunlu açıklama:

Yağız'dan zorunlu açıklama:

Yağız'dan zorunlu açıklama:TBMM İçtüzüğü’nü ben değil bakanlar ihlâl ediyorSayın Cumhurbaşkanı’na...

A+A-

Yağız'dan zorunlu açıklama:Yağız'dan zorunlu açıklama:

TBMM İçtüzüğü’nü ben değil bakanlar ihlâl ediyor

Sayın Cumhurbaşkanı’na medya aracılığıyla sormak istiyorum: “Sizin de konuk olarak katıldığınız Hacı Bektaş Veli Anma, Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nin başlama törenine Cumhurbaşkanlığı görevlilerince müdahale edilmiş midir? Ev sahibi olan Hacıbektaş Belediye Başkanı Sayın Ali Rıza Selmanpakoğlu ile Barış ve Dostluk Ödülü’ne layık görülen eski Adalet Bakanı Sayın Seyfi Oktay konuşurlarken yine Cumhurbaşkanlığı görevlilerince uyarılmışlar mıdır?”

Zaman Gazetesi’nin 23 Ağustos 2008 tarihli sayısında, “Hızını alamayan DSP'li vekil, Gül'ü de soru yağmuruna tuttu” başlıklı bir habere yer verilmiştir.

Habib Güler imzasıyla yayımlanan haberde, “TBMM'nin en çok soru önergesi veren milletvekilleri arasında yer alan DSP'li Yağız, içtüzüğe aykırı olarak Cumhurbaşkanı Gül'ün cevaplaması istemiyle önerge hazırladı” denilmiştir.

Hızımı almam mümkün değil. Daha çok soru yönelteceğim.

İçtüzüğü bilmemem mümkün değil. Haberde de belirtildiği gibi; önergeler, başbakan, bakanlar ve TBMM Başkanı’na verilebiliyor. Ancak birçok hukukî konuda olduğu gibi, burada da tartışmalı bir durum var. Evet, doğru; önerge verilecekler arasında Cumhurbaşkanı’nın adı açıkça geçmiyor. Fakat Cumhurbaşkanı’nın görevleri arasında Bakanlar Kurulu’na “başkanlık” etmek de var. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı da Bakanlar Kurulu’nun en üst başkanı olarak önerge verilecekler arasında yer alabilir, düşüncesini taşıyorum.

Benim düşüncem doğru olmayabilir, ama ben Sayın Cumhurbaşkanı’na yönelttiğim önergeyle bunu da bir bakıma tartışmaya açmak istedim. Kaldı ki, Cumhurbaşkanı’na önerge veren ilk vekil ben de değilim. O nedenle haberi yazan muhabire teşekkür ederim.

Ama Sayın Habib Güler’in, “Vekiller, seçim bölgelerindeki sorunlar veya gündemdeki olaylara ilişkin merak ettikleri her şeyi başbakan ve bakanlara soruyor, kısa süre içinde de cevap alıyor” ifadesine kesinlikle katılmıyorum. Zira hem TBMM Başkanlığı, hem Başbakan, hem de bakanlar TBMM İçtüzüğü’nü sıklıkla ihlâl ediyorlar. Hatta bazen TBMM Başkanlığı’nın tüzüğe uygun bulduğu soruları, Başbakan adına yanıt veren bakanlar aynı tüzüğü aykırı buluyorlar. Bazen de hiç ilgisi olmayan yanıtlar veriyorlar. Bazen de süresi içinde yanıt bile vermiyorlar.

Bunun sayısız örneği vardır. Bu durum benim önergelerimde de sık sık yaşandı. Örneğin, ben, rüşvet verdiğini itiraf eden Sayın Başbakan’a “Ne kadar rüşvet verdiniz?” diye sordum. Başbakan adına yanıt veren yardımcısı ise rüşvet sözcüğüne hiç değinmeyerek çiftçiye verdikleri mazot desteğinden söz etti.

Sayın Güler, bunları da açıkladığımda haber yapabilseydi.

CUMHURBAŞKANI’NA YÖNELTTİĞİM SORULAR

TBMM Başkanlığı, Cumhurbaşkanı’na verdiğim önergemin akıbetiyle ilgili henüz bir bilgi vermedi. Ama benim açımdan önemli olan Cumhurbaşkanı’na yönelttiğim sorulardı. Bunlara hiç kimse yer vermedi. Habib Güler de önergemin içtüzüğe aykırı olduğunu iddia eden haberini yaptı ama nedense sorularıma yer verme gereksinmesini duymadı. “DSP'li Yağız'ın Gül'e yönelttiği soruların konusu ise geçtiğimiz günlerde yapılan Hacı Bektaş Anma Törenleri'nde protokol konuşmalarında yaşanan sorundu” diyerek geçiştirdi.

O nedenle Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e medya aracılığıyla sormak istiyorum:

1- Sizin de konuk olarak katıldığınız, 45. Ulusal ve 19. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma, Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nin başlama törenine Cumhurbaşkanlığı görevlilerince müdahale edilmiş midir?

2- Törenin protokol ve oturma düzeni, hatta sunucusu bile Cumhurbaşkanlığı görevlileri tarafından kararlaştırılmış mıdır?

3- Etkinlikler kapsamında bu yılki Barış ve Dostluk Ödülü’ne layık görülen eski Adalet Bakanı Sayın Seyfi Oktay’a, kürsüye çıktıktan birkaç dakika sonra konuşmasını bitirmesi için Cumhurbaşkanlığının sunucusu tarafından uyarıda bulunulmuş mudur? Uyarı üzerine Sayın Oktay, “bu koşullarda daha fazla konuşamayacağını” belirterek konuşmasını bitirmek zorunda kalmış mıdır?

4- Dahası ev sahibi olan Hacıbektaş ilçesi Belediye Başkanı Sayın Ali Rıza Selmanpakoğlu da konuşmasını daha fazla uzatmaması için yine aynı sunucu tarafından uyarılmış mıdır? Bunun üzerine Sayın Selmanpakoğlu, “Bitiriyorum” demek zorunda kalmış mıdır?

5- Eğer bu iddialar doğruysa bu demokratik bir tutum mudur? Bütün bunlar sizin bilginiz ve izniniz dâhilinde mi olmuştur?

6- Cumhurbaşkanlığı görevlileri, Cumhurbaşkanı’nın konuk olduğu törenlere bu tür müdahalelerde bulunmakta mıdırlar? Törenlerin sunucusunu bile kendileri mi getirmektedirler?

7- Bu görevlilerin böyle bir yetkisi var mıdır? Varsa bunlara bu yetkiyi kim vermiştir? Böyle bir yetkiyi, demokratik hukuk devleti ilkeleri ve Avrupa Birliği standartlarıyla bağdaştırmak mümkün müdür?

Alevihaber.com - 23 Ağustos 2008

İlgili Haberler:

Yağız 'Kürsü Darbesi'ni sordu, Zaman Gazetesinin zoruna gitti

Cumhurbaşkanı Gül'e Hacıbektaş Sorusu

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.