Yanıt Veriyormuş Gibi Yapmak

Yanıt Veriyormuş Gibi Yapmak

Yanıt Veriyormuş Gibi Yapmak Süleyman YağızTarih,  25 Kasım 2010… Tayyip Bey’e bir haber anımsatıyorum:“Radikal Gazetesi’nden...

A+A-

Yanıt Veriyormuş Gibi Yapmak Yanıt Veriyormuş Gibi Yapmak

Süleyman Yağız

Tarih,  25 Kasım 2010… Tayyip Bey’e bir haber anımsatıyorum:

“Radikal Gazetesi’nden Enis Tayman’ın 22 Kasım 2010 tarihli haberinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan Stratejik Plan Analizi’nde ‘kurumun varlığını tehdit eden’ unsurlar arasında, ‘Kimi çevrelerce zorunlu din öğretiminin kaldırılması taleplerinin olması’nın da yer aldığı belirtilmekte ve Aleviler’in buna tepki gösterdiği ifade edilmektedir. Bu bağlamda sormak istiyorum:

- Enis Tayman’ın dile getirdiği gibi ‘zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istemek’, sizce de Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik bir tehdit unsuru olarak görülebilir mi? Böyle bir algılamanın haklı bir nedeni olabilir mi?

- Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını, bilindiği gibi Aleviler istemektedir. İstekleri tehdit unsuru olarak algıladığına göre, Aleviler’in kendileri de tehdit olarak görülmekte midir? Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde hâlâ duran ve Aleviler’i inciten bu ifadenin kaldırılması için bir girişiminiz olacak mıdır? Haberin yayımlanmasından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından herhangi bir açıklama yapılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını veya seçmeli ders olarak okutulmasını, seçmeli okutulacaksa Aleviler’in de inisiyatiflerinin derse yansıtılmasını istemek Aleviler’in en doğal ve demokratik hakları değil midir? Zorunlu din dersleriyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın kararları doğrultusunda bir adım atılacak mıdır? Bu konuda bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmaması, hükümetinizin Alevi açılımı ve öngördüğünüz ileri demokrasi anlayışı ile çelişmiyor mu?”

*  *  *

Tayyip Bey’e yönelttiğim bu sorularıma, 29 Aralık 2010 tarihi itibariyle Devlet Bakanı Faruk Çelik yanıt veriyor. Ama sorularımın özüne girmiyor. Çelik, “Diyanet İşleri Başkanlığımız hizmetlerini, bütün vatandaşlarımızı kucaklayıcı bir anlayışla yürütmektedir” diyor. Bakan’ın yanıtı aynen şöyle:

“Anayasamızda belirtildiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmektedir.

Bu açıdan Diyanet İşleri Başkanlığımız hizmetlerini, bütün vatandaşlarımızı kucaklayıcı bir anlayışla yürütmektedir. Bilindiği üzere Alevi vatandaşlarımızın sorunlarının ve taleplerinin, temel hak ve özgürlükler çerçevesinde ele alındığı 7 çalıştay ve çalıştaylar dışında da birçok toplantı gerçekleştirdik.

Bu toplantılarda ele alınan konulardan biri de, Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersleridir. Çalıştaylarda varılan mutabakat gereğince, müfredata girecek konuları belirlemek üzere Alevilerden oluşan bir komisyon kurulmuştur. Kurulan komisyon çalışmalarını 3 ay içinde tamamlamış ve raporunu Devlet Bakanlığına sunmuştur.

Sunulan rapor, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'ne iletilmiştir. Genel Müdürlük çalışmasını tamamlamış, tamamlanan çalışma 13.12.2010 tarihinde Alevi temsilcileriyle paylaşılmıştır. Daha sonra çalışma, Talim ve Terbiye Kuruluna sevk edilmiş, müfredat çalışması Kurul tarafından da onaylanmıştır.

Din dersleriyle ilgili çalışmalar bu şekilde yürütülürken, diğer yandan da yıllarca siyasiler tarafından söylemlere konu edilen, gelen tüm iktidarların önüne konulan ancak bu zamana kadar hiçbir adım atılmayan Madımak Oteli'nin kamulaştırma işlemi Hükümetimiz döneminde başlatılmış ve otel 23 Kasım 2010 tarihinde kamulaştırılmış, otelin tabelası indirilmiştir.”

*  *  *

Peki, ne anladık biz yanıttan? Hiçbir şey… Zaten Tayyip Bey’in bakanları yanıtlarında tatmin edici olmaya değil de adeta olmamaya özen gösteriyorlar. Çelik’in yanıtında aynı tutum var. Örneğin ben, “Diyanet’in internet sitesinde şöyle bir şey var; buna ne diyorsunuz?” diyorum. Bakan Bey o konuya hiç girmiyor, “Diyanet herkesi kucaklıyor” diyor. Oysa Bakan Bey de biliyor ki, Diyanet herkesi kucaklamıyor. Somutlaştıracak olursak, Aleviler’i hiç mi hiç kucaklamıyor. O kadar ki, Aleviler’in cemevlerini ibadet yeri olarak bile görmüyor.

Diyanet, Aleviler’in zorunlu din dersleriyle ilgili taleplerine de sıcak bakmıyor. Ama Bakan Bey, sonuç itibariyle Aleviler’i hiç memnun etmeyen “çalıştay”lardan dem vurmayı tercih ediyor. Madımak’ın kamulaştırılmasından da bahsediyor. Fakat Madımak’ın ne yapılacağından, örneğin müze yapılıp yapılmayacağından da hiç söz etmiyor. Özetle, Bakan Bey yanıt vermeyi değil de yanıt veriyormuş gibi yapmayı tercih ediyor!

Alevi Haber ajansı - 25 Ocak 2011

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.