Yasaklar çözüm değildir

Yasaklar çözüm değildir

Yasaklar çözüm değildir    Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Yıldırım,...

A+A-

Yasaklar çözüm değildirYasaklar çözüm değildir   

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Yıldırım, "Türkiye laik bir ülke değil. Olsaydı herhangi bir inancı finanse etmez ve diğer inançlar üzerinde baskı aracı olarak kullanmazdı" dedi.

Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV)'nın düzenlediği İnanç ve Vicdan Özgürlüğü Sempozyumu kapsamında yapılan "Aleviler ve Resmi İdeoloji" oturumunda konuşan Yıldırım, Türkiye'nin laik bir ülke olmadığını, dolayısıyla "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Laik bir devletin inancının olamayacağını, tüm inançlara eşit mesafede duracağını belirten Yıldırım, "Oysa Türkiye devletinin dini Sünni İslam'dır. Bu ülkede bulunan 87 bin cami ve 100 bin kadrolu imam devlet tarafından finanse ediliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı kurumunun bütçesi pek çok bakanlığın bütçesini ikiye katlıyor. Bu kurum, şeyhülislam gibi fetva veriyor" diye konuştu.

Yıldırım, Aleviliğin tarih boyunca her zaman sistemle çatıştığını ve mazlumun yanında durduğunu ifade ederek, bu nedenle devletin inkar ve imha politikalarına maruz bırakıldığını söyledi. Ülkedeki asıl sorunun Alevi sorunu değil demokrasi sorunu olduğunun altını çizen Yıldırım, "Alevi sorunu, bu ülkede yaşanan demokrasi ve toplumsal barış ile ilgili sorunların yalnızca bir tanesidir. Demokrasi sorunu çözüldüğünde bu sorun da kendiliğinden çözülecektir" açıklamasını yaptı.

SİYASAL İSLAMI RESMİ İDEOLOJİ YARATTI

Aynı oturumda konuşan Atılım Gazetesi yazarı Halil Dinç ise, Siyasal İslam'ın resmi ideolojinin bağrında palazlandığını savundu. 60'lı yıllardan itibaren dinin devlet eliyle güçlendirildiğini, toplumsal hareketlere karşı bir silah olarak kullanıldığını ifade eden Dinç, 80 darbesiyle birlikte bu sürecin daha da hızlandığını, ülkenin her yanında imam-hatip okullarının ve Kuran kurslarının yaygınlaştığını hatırlattı.

Siyasal İslam'ın işte bu ortamda güçlendiğini ve bugün iktidar olduğunu söyleyen Dinç, "Bunun ceremesini de en çok Aleviler çekiyor. Ancak Alevi toplumunun geniş bir kesimi, sistemin, rejimin, egemen dinin baskısı altında yaşamalarına rağmen Kemalizmle ilgili bir yanılsama içinde. Çünkü Kemalizmi şeriata karşı bir kalkan olarak görüyorlar" diye konuştu. Dinç, ayrıca, taleplerinin tekel medya tarafından çarpıtıldığını vurgulayarak, "Biz zorunlu din dersi kaldırılsın, Diyanet İşleri lağvedilsin istiyoruz. Ancak medya, sanki 'Din dersinde Alevilik de okutulsun, Diyanet İşleri'nde Aleviler için bir oda açılsın, dedelerimize de maaş bağlansın' diyormuşuz gibi yansıtıyor" dedi.

'Türban ve Sosyalizm' oturumunda konuşan gazeteci-yazar Mukaddes Çelik, sosyalistlerin türbanlıların karşısına yasaklarla çıkmamaları gerektiğini söyledi.

Çelik, türbanın, kadını saklanması gereken ikinci sınıf insan olarak nitelendirip köleleştirdiğine dikkat çekerek, "Ancak buna karşı çıkmanın yolu, yasaklardan ve kontrgerilla cumhuriyetine yedeklenmekten değil, aydınlatma mücadelesinden geçer. Bu mücadele de en çok Alevilerin ve sosyalistlerin görevidir" dedi. Bu siyasi kamplaşma içinde sosyalistlerin her iki kampa da dahil olamayacağını belirten Çelik, "Sosyalistler, emekçiden ve ezilenden yana üçüncü bir cephede yer almalıdır" diye konuştu.

KENDİLERİNE MÜSLÜMANLAR

'Gayri-müslim azınlıklar ve Türk-İslam Sentezi' oturumunda konuşan Gazeteci-Yazar Ragıp Zarakolu, resmi ideolojinin inançlara saygısız, yalancı ve çifte standartlı bir ideoloji olduğunu savundu. Müslümanların sadece kendilerine Müslüman olduklarını, mazlum olmayı çok sevdiklerini söyleyen Zarakolu, sözlerine şöyle devam etti:

"İslamın bu mazlumluğunu burjuva-liberal partiler hep kullandılar. Mazlumluk iyi kar yaptı, AKP yüzde 47 oy aldı. Onları bu mazlum konumundan çıkarmak gerek. Alevilere, Kürtlere yönelik politikalarının hiç de mazlum olmadığını göstermek gerek. Bu kadar camileri, imam-hatip okulları var. Demek ki, bu ülkede inanç özgürlüğü Müslümanlar için çok da vahim durumda değil. Bunların din-inanç özgürlüğüyle alakaları yok."
 
SEVGİM DENİZALTI / BİRGÜN - 24 Mart 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.