Rıza ZELYUT : İzzettin Doğan Bölücüdür

Rıza ZELYUT : İzzettin Doğan Bölücüdür

Alevi mitinginin içyüzü Rıza ZelyutTürkiye; Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde; 1999'dan başlamak üzere ciddi biçimde...

A+A-

Alevi mitinginin içyüzüAlevi mitinginin içyüzü
 
Rıza Zelyut

Türkiye; Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde; 1999'dan başlamak üzere ciddi biçimde yasal değişiklikler yapıyor. Böylece; daha demokratik bir toplum yaratılmak isteniyor. Örnek verecek olursak; PKK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'ın idam edilmesini engellemek için bile demokratikleşme adına yasa çıkartıldı. Ayrılıkçı hareketlere sınırsız bir özgürlük alanı yaratıldı. Tarikatler ise hem ticaret hem siyaset alanında baş rollerde oynamaya başladılar.

Demokratikleşme denilen bu süreçte; ülkemizdeki nüfusunun 10 milyondan fazla olduğu bilinen Alevi toplumu görmezden gelindi. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit gibi başbakanlar bu konuda bir adım atmadılar.

SUÇLU SAYILDILAR

1989 yılında Alevilik Bildirgesi yayımlanmış ve bu toplumun istekleri dile getirilmişti. 20 yıllık bir süre içinde Diyanet İşleri Başkanlığı Alevi kimliğini hep reddetti. Devlet de Alevi toplumunu, tehlikeli, potansiyel suçlu bir grup gibi gördü; böyle gösterdi. Sünni vatandaşlar da geçmişten gelen şartlanma ile Alevi yurttaşlar hakkındaki olumsuz bakış açısını sürdürdüler.

20 yılı bulan örgütlenme, eğitim, eylem sürecinde Aleviler hiçbir olay çıkarmadılar. Alevilerin kendi kimliklerini dile getirme eylemleri başkaları gibi asker-polis kurşunlamaya, sokaklarda bomba patlatmaya, otobüs yakmaya dönüşmedi; dönüşmez de... Geçen gün Ankara'da yapılan miting de bu barışçı toplumun uygar bir gösterisi olarak kaldı.

Aleviler adına dile getirilen istekler; basit, kolayca yerine getirilecek isteklerdir: Cem evlerinin yasal statüye kavuşturulması... Buralara camilere olduğu gibi destek verilmesi. Zorunlu din derslerinin kaldırılması. Alevi çocuklarına Sünnilik içeriği ile yazılmış olan din derslerinin verilmemesi. Alevi köylerine cami yapılmaması. Alevilere yönelik gizli ayrımcılığın sona erdirilmesi. (Gizli ayrımcılık örnekleri: Alevilerin ordu komutanı yapılmamaları, vali olamamaları vb...) Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması...

AKP İÇİN FIRSAT

Bu istekler içinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması; özünde doğru, pratikte ise olanaksızdır. Ve bu konu; aslında Alevilerin diğer isteklerini gölgelemektedir. Diyanet'ten Sorumlu Devlet Bakanı M. Sait Yazıcıoğlu da bunu gerekçe göstererek Alevilerin isteklerini aşırı olarak göstermek istemiştir.

Asıl isteklerden birisi de şu olmalıdır: Milli Eğitim Bakanlığı; Aleviliği; din bilgisi ve ahlak derslerinin içine almalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı, Aleviliği Alevi toplumunun isteğine göre değil Sünni ulemanın istediği biçimde tanımlamak, yazmak öğretmek istiyor. Alevi kaynaklarına dayanarak Alevi uzmanların hazırlayacağı ders programlarının okullara girmesi; Türkiye için bir büyük kazanım olacaktır. Böylece toplumun çoğunluğunda Aleviler hakkında bulunan olumsuz fikirler de ortadan kaldırılacak, daha barışçıl bir toplum kurulacaktır.

Ayrıca, din eğitimi sadece Alevilerin sorunu da değil. Sünni kesim çocuklarına verilen din eğitiminin de demokratikleşmesi, hurafelerden ayıklanması ve ulusal kültürle beslenmesi gerekiyor. Alevi örgütleri bunu da istemelidirler.

AKP hükümeti; Alevilerin sorunlarını gündeme getirmek için geçen yıl bir adım atmış ama temsil konusunda yükselen eleştiriler nedeniyle bu adım geri çekilmiş bulunuyor. Sanıyorum ki hükümeti Diyanet destekli Milli Güvenlik Kurulu da uyardı. Başbakan Erdoğan; hiç değilse makul isteklerin karşılanması konusunda bir açılım yaratabilir. Böylece sorun büyük ölçüde halledilebilir.

İZZETTİN DOĞAN BÖLÜCÜDÜR

Ankara mitingine iki gerici zihniyet saldırıyor: Birincisi Fethullahçılar. Bunlar; Avrupa'da Aleviliği ders programlarına aldıran Alevi örgütlenmesini mafya işi gibi, son mitingi de PKK gösterisi gibi göstermeye çabalıyorlar. İkinci saldırı da Alevi lideri gibi pazarlanan Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan'dan geliyor. Bay Doğan; Alevilerin hakkını savunanları Marksist ve Kürtçü göstererek karalıyor. Hemen belirteyim ki İzzettin Doğan; Cem Vakfı'nı kendi çıkarı için kullanan, bu vakfı gerici kuruluşlarla yaptığı pazarlıklarda masanın üstüne koyan birisidir.

Sanki Alevilik tekelinde imiş gibi demokrat insanları kesip biçen Bay Doğan'a soruyorum: Ali Balkız ve arkadaşları acaba Fethullah Gülen'den daha mı zararlılar? Sen Fethullah Gülen'i Nazım Hikmet ile kıyaslayıp bir mazlum konumuna yükseltirken yaptıkların Aleviliğin neresine sığar?

Buradan İzzettin Doğan'a gönül veren samimi Alevi kardeşlerime sesleniyorum: İzzettin Doğan bölücüdür; gericidir; çıkarcıdır. Onun yanında durursanız Hz. Ali'nin yanından uzaklaşırsınız.

Alevi toplumu; Atatürk devrimleri çizgisinde sivil yaşam biçimini savunmayı; demokratik kültür ve inanç istekleri ile birleştirerek dile getireceklerdir. Bunu ne İzzettin Doğan önleyebilir ne de onun dostu olan Fethullahçı takımı. Zaten, bunların çöküş dönemi de başlamıştır.

Rıza Zelyut / GÜNEŞ - 12 Kasım 2008

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.