Ali SİRMEN : AKP-MEB-AİHM ve Laik Eğitim

Ali SİRMEN : AKP-MEB-AİHM ve Laik Eğitim

AKP-MEB-AİHM ve Laik Eğitim ALİ SİRMEN Alevi yurttaşımız Hasan Zengin 'in, kızı Eylem Zengin 'e MEB tarafından okulda din dersi verilirken Avrupa...

A+A-

Ali SİRMEN : AKP-MEB-AİHM ve Laik Eğitim AKP-MEB-AİHM ve Laik Eğitim

ALİ SİRMEN

Alevi yurttaşımız Hasan Zengin 'in, kızı Eylem Zengin 'e MEB tarafından okulda din dersi verilirken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 numaralı ek protokolünün 2. maddesine aykırı davranıldığı yönündeki iddiası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından geçerli bulundu ve Türkiye Devleti tazminat ödemeye mahkûm edildi.

AİHM'nin bu birçok açıdan ilginç kararının içeriğine geçmeden önce, 1 numaralı ek protokolün 2. maddesine göz atalım.

Söz konusu madde "Devlet eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasına saygı gösterir" demektedir.

Burada AKP'nin bir yalanına dikkati çekmek zorundayız. Hem Anayasa Komisyonu üyesi Burhan Kuzu hem de Hükümet Sözcüsü Bakan Cemil Çiçek , Türkiye'nin bu maddeye çekince koyduğunu ileri sürüyorlar.

Evet, söz konusu madde üzerinde gerçekten Türkiye'nin koyduğu bir çekince var ama bu kayıt zaten metinden de anlaşılabileceği gibi, Tevhid-i Tedrisat yasasıyla ilgili. Yani Türkiye, laik eğitimin sınırlarını aşacak bir isteğe karşı çekince koymuş bulunuyor.

Öte yandan AKP işine geldiğinde, çekince koyduğunu söylediği maddeyi olduğu gibi, kendi anayasa taslağına koyuyor.

Şu satırlar Özbudun 'un hazırladığı taslağın 24. maddesinden alınmıştır:

"Devlet eğitim ve öğretim alanındaki görevlerini yerine getirirken eğitim ve öğretimin ana ve babanın dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını isteme hakkına riayet eder.."

***

Dikkat edilirse, 1. ek protokolün 2 maddesindeki "saygı gösterir" ibaresi, AKP anayasa taslağında "riayet eder" şekliyle daha da bağlayıcı hale getirilmiştir. Bu durumda Kuzu ile Çiçek'in "Biz çekince koymuştuk" yollu açıklamaları bir anlam taşımıyor.

Şimdi gelelim AİHM kararının özüne: Mahkeme kararında "Türkiye'deki din kültürü ve ahlak bilgisi demokratik bir toplumdaki eğitim adına ve dine yönelik eleştirel bir akıl geliştirmek bakımından öğrenciler adına gerekli nesnellik ve çoğulculuk kriterlerini karşılar nitelikte sayılamayacağı sonucuna varılmıştır" deniyor.

Mahkeme ders kitaplarında dinlere dair genel bir bakış sağlanmadığını belirttikten sonra, "Müslüman inancının belli başlı ilkeleri çerçevesinde buyruklar da veriyor, buna kelime-i şehadet, beş vakit namaz, ramazan, hac, meleklerin ve cinlerin özellikleri, ahirete inanç gibi kültürel ritüeller de dahil" demektedir.

Kısacası AİHM MEB'in okullarda okuttuğu dersin din ve ahlak kültürüyle ilgili olmadığını, laik eğitim ile bağdaşmadığını tescil etmiş bulunuyor.

Ayrıca kararda, bu derslerden Müslüman olmayan öğrencilerin muaf tutulmasının da içerik hakkında fikir verdiği söyleniyor. Öyle ya, din ve ahlak kültürü gibi genel bir konu olsa, Müslüman olmayan çocuklar neden muaf tutulsunlar ki?

***

Türkiye'de laik sistemi ayaklar altına almaya kararlı olan AKP'nin AİHM kararını doğru okumasını beklemek saflığın ötesinde bir budalalık olur.

Şimdi öyle anlaşılıyor ki, "dileyenleri kapsam dışı bırakıyoruz" diyerek yine bildiklerini okumaya devam edecekler.

Oysa AİHM kararında bu noktaya da dokunmuş ve muafiyetin de bir çare olmadığını belirtmiştir. Çünkü bizatihi muafiyet talebinin kendisi de bir inanç açıklama zorunluluğunu içermektedir.

Uygulamada muafiyet isteminin Türkiye'de vereceği sonuçları düşünebiliyor musunuz?

Acaba kim kendi inançlarını ileri sürerek çocuğunun bu din derslerinden muaf tutulması talebinde bulunabilir, çekinmeden?

O adamın çevresinden göreceği tepkiyi bırakın bir yana, ama babasının muafiyet talebinde bulunacağı çocuğun sınıf arkadaşlarından ve gittikçe mollalaşan MEB içindeki öğretmen ve okul yönetimlerinden göreceği tepkiyi düşünebiliyor musunuz?

"Liberal!" AKP, rejimi dinselleştirme yolunda engel tanımadan ilerliyor. AİHM kararını da hiçe sayacağından kuşkunuz olmasın!

Son kararın bir yararı, bütün bu girişimlerin demokrasiye uygun olduğu safsatasına son vermesidir.

ALİ SİRMEN

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy79720 = 'asirmen' + '@';

addy79720 = addy79720 + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text79720 = 'asirmen' + '@' + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

79720 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Cumhuriyet - 13.10.2007

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.