Deniz Feneri söndü

Deniz Feneri söndü

Deniz Feneri söndü Almanya’nın en büyük dolandırıcılık olayı olan Deniz Feneri skandalında sanıklara hapis cezaları verildi 1...

A+A-

Deniz Feneri söndü Deniz Feneri söndü

Almanya’nın en büyük dolandırıcılık olayı olan Deniz Feneri skandalında sanıklara hapis cezaları verildi

1 Eylül’de Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde başlayan Deniz Feneri e.V. Derneği skandalı Almanya tarihine “en büyük bağış skandalı” olarak geçti. Mahkeme Başkanı Johann Müller tarafından okunan gerekçeli kararda, Deniz Feneri e.V.’nin asıl olarak Kanal 7Int’i finanse etmek üzere kurulan bir tabela derneği olduğu ifade edilerek, 2002-2007 yılları arasında toplam 20 binden fazla insandan 41 milyon Avro’nun “bağış” adı altında toplandığı söylendi.

Kararda, “Deniz Feneri e.V. gerçek anlamda hiçbir zaman yardım derneği olmadı. Sadece ismi vardı. Gürhan ve arkasındakiler için sermaye oluşturmak üzere kuruldu. Toplanan bağışlar politik, ekonomik ve dinsel amaçlar için kullanıldı” denildi.

Eyalet Mahkemesi, davanın baş sanığı durumundaki Deniz Feneri eski Başkanı ve Kanal 7 Avrupa Sorumlusu Mehmet Gürhan’a ağır dolandırıcılıktan 5 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Savcılık daha önce Gürhan’ın 6 yıl hapse çarptırılmasını istemişti. Gürhan’ın avukatları verilen cezayı temyiz etmedi. Gürhan’ın verilen cezanın üçte ikilik bölümünü içeride çektikten sonra serbest bırakılması bekleniyor. Gürhan ayrıca, 6 ay sonra hafifletilmiş cezasını çekmeye başlayacak. Hafifletilmiş cezada haftada bir gün izin ve ziyaret saatlerinin uzaması gibi durumların olduğu öğrenildi. Müller, Gürhan’ın bağışçılardan özür dilemesini inandırıcı bulmadıklarını söyledi. Diğer sanık Deniz Feneri Başkanı Mehmet Taşkan’a ise 2 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Taşkan’ın cezası tecil dilerek, serbest bırakılmasına karar verildi. Buna göre Taşkan, cezasını ya tamamen hapiste geçirebilir ya da sadece geceleri yatmak için cezaevine dönecek. Anlaşma sağlanana kadar Taşkan serbest kalacak.

Dava sürecinde Deniz Feneri’nin halkı dolandırdığı gayriresmi muhasebeyi yetkililere teslim eden Firdevsi Ermiş ise 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ermiş dün serbest bırakıldı. Önceki gün görülen davada savcılar, Ermiş’in tehdit edildiğine ve Türkiye’de “hain” ilan edildiğine dikkat çekmişti.

Asıl sorumlular Türkiye’de

Dünkü kararda Deniz Feneri skandalının asıl sorumlularının Türkiye’de yaşayan Kanal 7 yöneticileri Zekerya Karaman, Dr. Zahit Akman, İsmail Kahraman, Mustafa Çelik ve Harun Yoldaş olduğu birkaç kez vurgulandı. Mahkeme Başkanı Yargıç Müller, Almanya’da toplanan ve Alman yasalarına göre kurulan bir derneğin yöneticilerinin Alman hukuk sistemine göre yargılandığına dikkat çekerek, Türkiye’deki şahısların şu anda yargılanmasının söz konusu olmadığını belitti. Kararda ayrıca, Almanya tarihinin en büyük bağış dolandırıcılığı olayının baş aktörünün Kanal 7 Genel Müdürü Zekerya Karaman olduğu birkaç kez vurgulandı.

Müller, Gürhan’ın susmak suretiyle asıl sorumluları koruduğunu dile getirerek, gereğinden fazla ceza aldığını da sözlerine ekledi. Müller, Gürhan’ın bir hiyerarşi içerisinde yer aldığını, bu nedenle de bütün talimatları Türkiye’deki Kanal 7 yöneticilerinden aldığını da açık bir şekilde dile getirdi.

Deniz Feneri davası kararında, Almanya’daki bağış paralarının 2002’den itibaren Kanal 7Int’e aktarılmasında asıl olarak Türkiye’deki sistemin kopyalandığı da ifade edildi. Bu durumda Türkiye’deki Deniz Feneri-Kanal 7 ilişkisi araştırıldığında benzer bir tablonun ortaya çıkacağına işaret edildi.

Mahkemenin kararında, Deniz Feneri e.V. tarafından toplanan paraların nereye gittiğinin de tespit edilebildiği kadarıyla dökümü yapıldı. Buna göre 2002-2007 yılları arasında toplanan 41 milyon Avro’nun 17 milyonu kuryeler aracılığıyla elden Türkiye’ye götürüldü. Bu paranın önemli bir bölümü Kanal 7’ye aktarıldı. Yine 8 milyon Avro Türkiye’deki Deniz Feneri’ne aktarılırken, 4 milyon Avro ise Almanya’da kurulan şirketlere aktarıldı. 2.8 milyon Avro’nun akıbeti ise aydınlatılamadı. Kararda, Türkiye’nin gönderilen paraların akıbetinin aydınlatılmasına yardımcı olmadığı da yer aldı.

Kararın açıklanmasının ardından bir açıklama yapan CHP Meclis Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, sıranın Türkiye’deki Deniz Feneri-Kanal 7 ilişkisini yargıya taşımaya geldiğini ifade ederek, mevcut hükümetin bunu yapacağına inanmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, kararda adı geçen RTÜK Başkanı Zahit Akman’ın mutlaka istifa etmesi gerektiğini dile getirdi. (Frankfurt/EVRENSEL)

Baykal: Olay esas şimdi başlamalı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasında, “sorumlular yargılandı, ceza aldı” denilerek olayın kapatılamayacağını belirterek, “Türkiye ayağı araştırılmalı, yargı süreci başlatılmalıdır” dedi. Partisinin MYK toplantısında konuşan Baykal, Deniz Feneri Derneği'nin AKP iktidarı döneminde geliştiğini söyledi. CHP lideri, yolsuzluk olayına karışanların AKP ile ilişkilerinin de dava sürecinde ortaya çıktığını ifade etti. “Sorumlular Almanya'da yargılandı, ceza aldı” diyerek olayı kapatmanın mümkün olmadığı değerlendirmesinde bulunan Baykal, “Olay esas şimdi başlamalı, Deniz Feneri olayının Türkiye ayağı araştırılmalı, yargı süreci başlatılmalıdır” diye konuştu.

Toplantıda, Türkiye'de de yargı sürecinin başlatılması için CHP'nin gerekli girişimleri yapması, parti örgütlerinin ve halkın konuyla ilgili bilgilendirilmesi kararı da alındı.

Şahin: Taraf değiliz

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya’da sonuçlanan Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili olarak, “Ne ben ne de bakanlığım bu davanın tarafı değil” dedi. Şahin, “Alman makamlarından size bir talip geldi mi? Siz kendiliğinizden bir araştırma soruşturma yönüne gidebilir misiniz” şeklindeki soruyu da, “Benim bakanlığıma bu konuda herhangi bir talep gelmedi. Ancak Türkiye ayağıyla ilgili olduğu iddiasıyla basın yayın organlarında yer alan bazı haberler nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir soruşturma açtığını duydum. Henüz ilgili arkadaşlar bana bir bilgi vermediler. Nitekim basın yayın organları da bunu haber haline getirmişti. Şu aşamada bir bilgi sahibi değilim, bunun dışında da bir açıklama yapacak değilim” diye yanıtladı.

Paranın aktarıldığı şirketlerin durumu ne olacak?

25 Nisan 2007’de yapılan baskından sonra Deniz Feneri e.V.’ye devlet el koymuştu. Derneğin Euro 7 ve diğer şirketlere verdiği “borç” talep edilecek. Bu durumda başta Euro 7 olmak üzere Mehmet Gürhan ve Türkiye’deki Kanal 7 ortakları tarafından idare edilen şirketlere İflas Dairesi’nin el koyabileceği dile getiriliyor. Derneğe baskın yapıldığı sırada tespit edilen 4 milyon Avro ise talep eden bağışçılara geri iade edilebilecek. Buna göre bağış yapan herkes ellerindeki belgelerle yetkili dairelere başvurarak bağışlarını geri alabilecek.

Yücel Özdemir / Aziz Koçyiğit
EVRENSEL - 18.09.2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.