Kemal Atalar

Kemal Atalar

Hüseyni Olabilmek

A+A-

Öncelikle Hüseyni olmayı dini ve evrensel literatür yönünden ele alarak evrensel mahiyette irdelemek lazım.
Belki hüseyin ismi üzerinde insanlardaki algı ( Hz Hüseyin akla geliyordur ve dogaldir ) Olur.

Buradaki yaklaşım mantık  Zalim ile mazlum ve zulümü arasındaki diyaloğa bakış sergilemek ve zalim mazlum ikilisinden toplumsal olarak  insanlarin inançları ırk ve dilleri yada ülkeleri fark etmeden kül olarak ele almalıyız..

Ülkenin Evrenin yada münferit insanl5arin aralarındaki olaylar iletişimler ele alındığında haksız güçlü olanın yanında haklı mazlum yani güçsüzün dışlanması onun yanında tavir alınmaması birebir veya fiziki güç ile olmasa bile kendi cürümü ile müdahil olması ( bilgi,yargı,ayrım,fiziki güç, maddi veya manevi destek vb ) sözde degil özde olmak,

Gösterişte degil gerçekte var olmak zalime yanlışını söyebilmek karşısında durabilmek hatta yanlışı gür bir sesle avaz avaz haykırmak haykırabilmek.

Inançlar insanların maneviyatı ve inanırları için sadakat yardımlaşma hak hukuk zalimin karşısında hak için doğruluk için dürüstlük için duruş sergilemek ve insanlığın onur ve vakarı için deccal ile işbirliği yapmak yerine mazlum garip gariban ve haklı ile aynı yolda yürümek ve hakkı söylemek ile görevlendirilmiş olmaktır.

Bunun sonucu olarakta sonuçta hüsran bile olsa nihayetinde inanç geregi ahiretinde mükafatına nail olacağı ima edilir anlatır nasihat ve hadis edilir.

Herşeyde oldugu gibi huseyni duruşumuzda insani kimligimizle örtüşmemektedir.

Çünkü.:
 fi tarihindeki Olaylari anarken yad ederken kahramanlıklarını zulumlerini o tarihlerde sergilenen tavir ve davranışları okurken anlatirken coşa gelip timsah göz yaşları veya kahramanlık nidalari yada lanetlerle anıyor yad ediyor yer ve zamanı geldimi onların ( mazlumlarin ) anısına yemekler yapıyor adaklar adıyor bedenlerimize cefalar çektiriyoruz.

Bu hal ile onların acısına ortak oldugumuzu paylaştığımızı onların eteklerine yapışarak  fi tarihinden sonra âlâ makam ve mevkileri ister arzular ve umut ederiz.

Bir devletin vatandaşlarına eşit mesafede olduğunu söyleyip uygulamada lanet yagdırması , red ve inkar etmesi ,küfür ve hakareti maharet sayması ve bunu aleni veya gizli ortamlarda dile getirenlerin kahramanlık nidalari ile vatansever ilan edilmesi.

Bu tavır karşısında, kahredilen lanetlenen insanların ( vatandaşların ) vergileri ile kazanimlari ile onların sırtından onları basamak yaparak kullanarak ahkam kesmek ve sonrada erdemden Zalimlikten Günah sevap ikilemi ile arı duru hale gelmeye çalışmak.

Bu duruma da ,sözüm ona inançlı hak ve hakkaniyetli olduklarını vicdanlarını dile getirenlerin ketüm olmaları ne kadar huseyni olduklarını ne kadar insani ve hakkaniyetli olduklarını anlatmaya ihtiyaç duyulmaz bir absürd durum olmaz mı..?

Inanç yönünden ele aldığımızda da huseyni ruhla hareket ettigimizi söyleyerek zulüm karşısında seslerini nefeslerini bogulacak kadar tutan ancak 2000 yıl önceki yaşanmışların arkasına sığınarak olayı kendine kalkan edip bugünü görmezden gelmek

Baş ucumuzdaki zulme haksızlığa katliama sessiz kalıp sonrada huseyni duruşu sahtekar ve ben merkezli faşist egoist bir kimlige büründürerek hak savunuculuğu rolünde korkak basiretsiz, celladına aşık olarak veya
kasabın bıçağını yalayan kurbanlık misali kendimize kişiliğimize ve insan onuruna aykırı duruş sergilemek Huseyni duruşun neresindeyiz sorusunu sormamıza neden olmaz mi..?

Hani derler ya " İgneyi kendine ,Çuvaldızı başkasına " veya Ahmet Arifin dedigi gibi
 " Nerede bir mazlum varsa benim ruhum kalbim oralı olur " gibi.

Bizler kendi duruşumuzu irdeledigimizde acaba ne kadar hüseyni duruş sergileye biliyoruz yada sergileye biliyormuyuz yada fi tarihinin arkasina saklanıp timsah göz yaşı dökerek yada kendimizde bulunmayan bir halvet ile durum sergilemek nasıl bir duruş..!

Bu gün ağzımızın içinde gözlerimizin önünde meydana gelen Maraş Sivas, Ankara,
Suruç,Roboski ,halepçe veya Mavi marmara,Fetö vb lerin mazlumiyetlerini veya Zalimliklerini hatta katliamlarını sahte gülücük ve insan hakkı savunuculugu vb olaylara bakış açımız ve yaklaşımımız ne radde de..?

Destek veya eleştirel sorgulamalarımız ne kadar gerçekçi yada degil maksat dost pazarda görsün mü veya Gerçekten Ahmet Arif olabilme düsturu ile igne Çuvaldızı olabiliyor muyuz..?

işte mesele huseyni miyiz yoksa huseyni gibi mi görünmek istiyoruz da...!
Aşk ile canlar

Önceki ve Sonraki Yazılar