Oral ÇALIŞLAR : Baki Tuğ ve Deniz Gezmiş...

Oral ÇALIŞLAR : Baki Tuğ ve Deniz Gezmiş...

Oral ÇALIŞLAR : Baki Tuğ ve Deniz Gezmiş... ATV'deki "Hatırla Sevgili" dizisi, 68'i, 12 Mart dönemini, Kızıldere katliamını...

A+A-

Oral ÇALIŞLAR : Baki Tuğ ve Deniz Gezmiş... Oral ÇALIŞLAR : Baki Tuğ ve Deniz Gezmiş...

ATV'deki "Hatırla Sevgili" dizisi, 68'i, 12 Mart dönemini, Kızıldere katliamını ve de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 'ın idamını yeniden gündeme getirdi. Aylardır süren ve büyük bir ilgiyle izlenen bu dizi, bir anlamda Türkiye'nin kendi yakın geçmişiyle yüzleşmesi için bir olanak da sağlıyor.

Yine bu dizi sırasında öğreniyoruz ki, bugünün gençleri o dönemin olaylarıyla belki de ilk kez bu kadar net bir şekilde karşılaşıyorlar. Çevremdeki insanlardan çocuklarının diziyi izlerken "Anne, baba!. gerçekten bunlar oldu mu?" diye sorduklarını dinliyorum.

Deniz'lerin idamının 5-6 yıl önceki bir yıldönümünde hazırladığım "Denizler İdama Giderken" (Güncel Yayıncılık) kitabım geçenlerde yeniden basıldı. Bir ayda üç baskı yaptı. Önce bu kadar ilgiye şaşırdık, daha sonra bu ilginin "Hatırla Sevgili" dizisi nedeniyle gerçekleştiğini fark ettik.

Bu diziye gösterilen yoğun ilgi, insanın ister istemez, yakın tarihimizin hâlâ karanlıklarda tutulduğu gerçeğiyle yüz yüze gelmesine neden oluyor. "Hatırla Sevgili" dizisi, önce Demokrat Parti dönemiyle başladı, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan 'ın idama gidiş öykülerinin ayrıntılarını da bu dizi gösterdi.

Gençlerin yakın tarihten haberli olmamasının nedenlerini de düşünmeliyiz. Çünkü ülkemizde ne yazık ki, geçmişle yüzleşmek, geçmişin eleştirel bir değerlendirmesini yapmak hâlâ mümkün değil.

Bu alanda bireysel araştırmalar ve çabaları kastetmiyorum, bunlar yapılıyor. Az da olsa yapılıyor. Asıl olan resmi tutum.

Tarih bu resmi tutumun yasaklarına teslim olmuş durumda. Örneğin Aziz Nesin, Nâzım Hikmet, Necip Fazıl ve daha niceleri bu resmi tarihin içinde hiçbir zaman yer almadı. Resmi tarih askeri darbelerle hiçbir zaman derinlemesine hesaplaşacak bir noktaya gelmedi.

***

Deniz Gezmiş'lerin yargılandığı davanın savcılarından ve eski DYP milletvekili Baki Tuğ , idamları hâlâ savunuyor. " Hatırla Sevgili" dizisi belli ki onu öfkelendiriyor. Bir TV programında Baki Tuğ'la Deniz'lerin idamını tartışmıştık. Bana dönerek, "Ben bir savcı olarak eski bir mahkûmu muhatap kabul etmem" demişti. Durduğu yerde duruyordu.

Baki Tuğ hâlâ, idamlardan dolayı asla vicdan azabı duymadığını ifade ediyor. Baki Tuğ, kara kaplı kitap ve vicdanının sesini dinleyerek kararlar verdiğini anlatmayı sürdürüyor. Tabii en önemli söylediği de şu: Türkiye'yi kurtarmak adına üç genci feda etmekte sakınca görmedik.

"Hatırla Sevgili" dizisinde bir kez daha ortaya çıkan gerçek şuydu: Adalet Partililerin bazıları, Deniz'lerin idamını onaylarken, "Üçe üç" diye bağırıyorlardı. Yani Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idamının intikamını Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'dan aldıklarını düşünüyorlardı.

Halbuki bu idamlar askeri darbe koşullarında gerçekleştirilmişti. İdamı yapanlar darbecilerdi. Ancak siyasette kin ve intikam hissinin gözleri ne kadar kararttığını göstermesi bakımından bu sahneler çok öğreticiydi. Siyasette intikam; demokrasiyi, en temel insani değerleri ayaklar altına almaktan çekinmiyordu.

***

Sözü yeniden Baki Tuğ'a getirmek istiyorum. Bu ülkede Baki Tuğ türü hukukçular yalnız var olmakla kalmadılar, hep taltif edildiler, terfi ettirildiler. Türkiye'ye egemen olan otoriter devlet anlayışının arkasında yargıya biçilen rol de önemlidir.

Aradan 36 yıl geçtiği halde Baki Tuğ'un dinmeyen öfkesi, dinmeyen bağnazlığından çıkarılması gereken dersler olduğunu düşünüyorum. Baki Tuğ anlayışındaki hukukçularla bu ülke hiçbir zaman hesaplaşmadı. Bu gidişle hesaplaşması da mümkün görünmüyor. Çünkü siyasette kamplaşma gözleri karartıyor ve siyasetin bir kin ve intikam yeri haline gelmesine de dönüşebiliyor.

***

Bu idamlar siyaseten yapılmış idamlardı. Orada hukuk tamamen göstermelik olarak kalmıştı. Baki Tuğ'lar tarihimizde hep oldu ve bundan sonra da olacak.

Önemli olan, siyasi hırs ve öfkeyle hukukun arasına sınır çekilebilmesi, siyasetin hukuka yön vermekten kurtulmasıdır...
 
Oral ÇALIŞLAR

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy67968 = 'oralcalislar' + '@';

addy67968 = addy67968 + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text67968 = 'oralcalislar' + '@' + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

67968 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


CUMHURİYET - 17 Mart 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.