Topal Sevda - Yusuf Hayaloğlu

Topal Sevda - Yusuf Hayaloğlu

Dün sahilde karşılaştık Bir an gözüm ısırdı sonra birden tanıdım Düşmemek için zor tuttum kendimi Bacaklarım titredi bir ağaca yaslandım Yırtılan...

A+A-


Dün sahilde karşılaştık
Bir an gözüm ısırdı sonra birden tanıdım
Düşmemek için zor tuttum kendimi
Bacaklarım titredi bir ağaca yaslandım

Yırtılan bir mektup gibi
Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu
Eski bir sevdanın durulmamış nehirleri
Çırpınarak yüreğime akıyordu

Hatırladığım bir sonbahar günüydü
Karşımızdaki yeni eve taşındılar
Bütün gün bakışıp duruyorduk
Gözleri sanki birer kurşundular

O zamanlar ben zıpkın gibi bir çocuktum
Liseye yeni başlamıştım
Onun saçlarını geriye savurup
Çapkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım

Ne zaman cama çıksam karşı balkonda
Itırlı bir çiçek gibi tütüyordu
Ne zaman buluşalım desem olmaz diyordu
Mektuplaşmak ona yetiyordu

Bir Temmuz akşamıydı unutmam
Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı
Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm
İçeri kaçıp saatlerce ağlamıştı

Sonraları çok konuştuk gezdik
Bazen ağlaşıp bazen gülüştük
Çılgın gibiydik her fırsatta buluştuk
Uluorta öpüştük herkesin diline düştük

Ailesi baş edemedi Mersin'deki halasına gönderdi
Hiç arayıp sormadım
Ben o sıralar devrimci oldum
Mahalleden ayrılıp yıllarca eve de uğramadım

Dünyam değişmişti artık
Memleketin gidişatını hiç mi hiç beğenmiyordum
Forumlara yürüyüşlere katılıyor
Durmadan şiir okuyup ajitasyon çekiyordum

Ah o gençlik rüzgarı ah
Ezilen insanları tek başıma kurtaracağımı sandım
Anarşik bir eylem sırasında
Seken kurşunlarla bacağımdan yaralandım

Ameliyatın ardından yıllarca yattım içerde
Dosyam bir hayli kabarmıştı
Beni o nemli koğuşlarda
Vefakar anamdan başka hiç kimse aramamıştı

İçerden çıkınca onu sordum
Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti
Oysa kibrit ağusuyla koluma dağladığım
İsmi hala silinmemişti

Hayat devam ediyordu
İçkiye vurmuştum unutmayı deniyordum
Pencerenin önünde kuruyan bir çiçek gibi
Günden güne tükeniyordum

Anam çökmüştü artık ölmeden mürüvvet istiyordu
Bazan oturup dertleşirdik
Kimsesiz bir kadın varmış körmüş olur demiş
Bende fazla uzatmadım evlendik

Geçmişe ait ne varsa mektuptu resimdi
Bir bir ayırıp yaktım ateşte
Nasıl gittiğini sorarsanız ne bileyim
Kör-topal gidiyor işte

Ne var ki o hırçın saçları hep yüzüme savruluyor
Balkona her baktığımda
Pişmanlık bir eski yara gibi
Hala kımıldayıp duruyor onu hatırladığımda

Biliyorum onunla olsaydım
Böyle kavga edip durmazdım yüreğimle
Biliyorum bu sevdayı ben yıktım
Ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle

Dün sahilde karşılaştık
Bir an boş bulundum sendeler gibi oldum
Öyle bir baktı ki ben o gözlerde
Bir ömrün bütün acılarını buldum

Bir şeyler söylemek ister gibiydi
Başını eğip gitti çocuklarının yanına
Nedendir bilmiyorum fakat
Girmek istemedi sanki kocasının koluna

Ardından koşup durduramadım ona soramadım
Öylece donakaldım
Çünkü o anarşik eylemden beri
Ben artık deynekli bir topaldım

Yusuf Hayaloğlu

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.