Cem evi (meydan) Alevilikte ibadet yapılan yere meydan denir.  hakk, doğa, insan sevgi, barış,  hukuk, yargı,  niyaz, dua, eşitlik, helallik, rizalik, Toplumsal birliktelik, kolektif yaşam..... Bir bütün olarak bunlar Alevi meclisinde işlenmiş Aleviliğe yaşam enerjisini vermiş savunma bilincini aşılmış  kişilikli mücadelelerinin oluşumunda büyük rol oynamıştır. Varoluşunu sağlamıştır. Milattan önce romalılar bizanslar anadoludaydı millatan sonra Müslüman uygarlıklar günümüze kadar aydınlanmayı önüne koymuş kadın erkek eşitliğini yaşama taşımış Aleviliğe karşı karanlık güçler olarak sahaya çıkarak Aleviliği yok etmeye ve asimile etmeye çalışırken Alevilik ruhani liderleriyle Cem meclisinde hem savunma hatını kurdular hem birliğini sağladılar hemde Xızır dan yardım dilediler dua etiler. Hacı Bektaş Veli de bizzat babai ayaklanmasına katılmış kardeşi menteşi kaybederken kendisi kurtulmuş gelecekten umudunu kaybeden  Alevi toplumunu yeniden birligini sağlamış canlandırmış ve umut olmuştur. Hacıbektaş ta kurduğu dergâhı ta Cem meclisinde toplumu birleştirip örgütlenmesini lsağlamış güçlendirip görevler vermiştir. Bu meydanda toplumun geleceğine yön vermiştir bu meydan mansur daridir. Sorgu sual ve karar yeri olarak dar meydanıdır Mansur darında ikrar verip ikrarında durmak esastır. Bir talip bir can bu kapıda mürşide ikrar verip talip olur. insan bu kapıyla, makamlardan geçerek benliğini yıkar, arı, duru olur. İkrar bu kapıda verilir ikrar töreni erkanı bu meydanda yapılır. Bu kapıda Meydana (ceme) girilir
Meydana  her can kendi arzusuyla girer. Rehber,  Pir, mürşid yönetiminde ki bu makamlar yaşama,  yürütme ve yargı makamlarıdır. Tarih boyunca Alevilik  varlığını böyle korumuş birliğini böyle sağlamıştır. İlkesi ve inancı bunu gerekli  kılmıştır.
Alevi  inancına göre insan evladının olgunlaşabilmesi için aşamalı olarak   uygulama olarak belli aşamalardan geçtikten sonra olgunlaşır, İnsanı Kâmil olur. Bu insanı kamil öğretisi evrensel insan modeli yetkin insan olgun insan terimleri ile karşılık bulmuştur. Batı dünyası yakın zamanda evrensel insan modelini konuşmaya başlarken Alevi - Bektaşi Kültürü bu bakış açısına binlerce yılı aşkın bir zamandır ulaşmıştır.   
yolu temsilen bir DEDE´nin ya da bazen ANA`nın gözetiminde ve önderliğinde yerine getirilir. Canların eşitlenmesi, önce cem evine girerken başlar. Cem evinden içeri girecek olan can, her kişi artık can“ olarak algılanır. müdürlük, zenginlik, kadınlık ve erkeklik artık dışarıda kalmıştır. Orada erkek ve kadın yerine artık bacı ve kardeş vardır.
Cem ibadetine katil, hırsız, yolsuz, düşkün kimseler giremez. Bunu Şah Hatayi en güzel dile getirmiştir:

Erenler cemine hercan giremez
Şah’a kanber gibi kul olmayınca

Her kanberim diyen kanber olamaz
Edep ile erken yol olmayınca

rehber, Pir, mürşid (Ana veya Baba ) yaradılış hikayesiyle başlar tanrı doğa insan sevgisiyle aydınlatır. Adeletin eşitliğin doğruluğun. Bilinciyle  yolu öğretir.  Öncelikle bilgilendirir.  Hakk Hukuk  Adelet öğretisi,
Hakk inancı, Pirlere el vereme yola girme musahip edinme,
İlim yolundan gitmek,
Çevreye uyum sağlamak,
Çevreye ve doğaya zarar vermemek,
Hak yememek,
Adil ve şefkatli davranmak,
Toplumsal değerlere sahip çıkmak
Toplumsal değerlerle bağdaşmayan işlerden uzak durmak,
Temiz olmak Hoşgörülü güzel ahlaklı olmak.
Ailesine faydalı olmak gibi  öğretiler öğretilir.
bu rizalık meydanında var olan sorunu halkın ve hakkın tanıklığında sorar sorgular, ve çözüme kavuşturur, sevgi ve muhabetle sorunu irdeler inancsal değerlerle Adeletsizliğe uğrayan hakkı yenen kişinin hakkını arar ve hak teslimatı sağlanır,  Rızalık ve helallik alınır. Alevilik yolunun hak ve hukuk kurallarını anlatır nasihat eder riayet etmeyene uygun görüdügünde  cezai muide uygulanır. Çok ağır bir suça iştirak etmişse bu ceza  düşkünlük cezasıdır"ki muideleri ağırdır. toplum tarafından dışlanmış kaderiyle başbaşa kalmış selamı sabahı kesilmiştir. Caydırıcı bir cezadır. Alevi Pirleri bir doğa inancı olan Alevi inancını bu topraklarda yeşertip kök salmasını sağlayıp, insanlar arasında ayırım gözetil­memesi  inanci  ile bu yolu bu güne kadar böyle sürdürmüşlerdir.

Aşk ile Seyid Akyol