Ali YILDIRIM : Alevilerin özlemi insanca yaşanacak bir ülkedir

Alevilerin özlemi insanca yaşanacak bir ülkedir  Aleviler bugün hala inanç ve kültürleri nedeniyle ayrımcılığa, hukuksuzluğa,...

Alevilerin özlemi insanca yaşanacak bir ülkedir 

Aleviler bugün hala inanç ve kültürleri nedeniyle ayrımcılığa, hukuksuzluğa, eşitsiz uygulamalara maruz kalıyorlar…

Aleviler sorunlarının Alevi kuruluşları ve onların istemleri dikkate alınarak laik demokratik bir ortamda anayasal eşit yurttaşlık hakkı çerçevesinde çözülmesini bekliyorlar…

Alevi gerçeğini 5 yıldır reddeden AKP hükümeti bu kez de Alevisiz bir Alevi açılımı peşine düşmüş bulunuyor…

Aleviler laik demokratik cumhuriyet değerlerini vazgeçilmez kırmızı çizgileri olarak görüyorlar…

Aleviler yalnız kendileri için değil ülke toprakları üzerinde dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların farklılıklarını bir zenginlik sayarak kardeşçe, barış içerisinde bir arada yaşayacakları bir Türkiye özlemektedir.

Alevilerin örgütlü yapılarının alevi inanç ve kültürüne yönelik ayrımcı, eşitsizlikçi ve hukuksuz uygulamalara karşı vermiş olduğu kimlik/kişilik mücadelesi esas olarak sonuç alma noktasına gelmiş bulunuyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Alevi çocukları için bir asimilasyon aracı haline gelen zorunlu din derslerinin varlığının bir insan hakları ihlali olduğunu hüküm altına almış bulunuyor. Cemevleri’nin ibadethane sayılması yönünde açılan onlarca dava gerek idare mahkemeleri ve gerekse Danıştay sürecinde artık son karar aşamasındadır. Alevilere yönelik eşitsiz, hukuksuz ve ayrımcı uygulamalar son sekiz yıldır her yıl yayınlanan Avrupa Birliği İlerleme Raporunda yer alıyor ve AB Türkiye’den bu sorunu çözmesini talep ediyor.

Gelinen bu noktada iktidardaki AKP hükümeti artık beş yıllıdır Alevileri ve Aleviliği inkar yönünde sürdürdüğü politikayı sürdüremez hale gelmiştir. Bu Alevi örgütlülüğünün bir başarısıdır.

Alevilere yönelik inkar politikalarıyla sonuç alamayan AKP iktidarı bu kez bünyesine kattığı devşirme Aleviler eliyle Alevilerin inançsal, kültürel, siyasal değerlerinin çürütülmesi, aşındırılması yönünde sözde “Alevi açılımı” adı altında bir plan ortaya koymuş bulunmaktadır.

Bu plan esas olarak “AKP Alevileri” yaratmayı ve bu devşirmeler eliyle Aleviliği Alevilik yapan değerlerin ortadan kaldırıldığı, AKP ile genetik olarak uyum sağlayacak Alevilerden bir arka bahçe yaratmayı hedef almaktadır.

AKP çevreleri sözde Alevi açılımının ilk adımı olarak kamuoyuna açıkladıkları “Muharrem Orucu İftar Yemeği” organizasyonu ile Alevi dünyasından ve Alevi değerlerinden bihaber olduklarını göstermişlerdir. Daha başlangıçta niyetlerinin Aleviliği anlamak ve onların yaşadıkları sorunları çözmek olmadığı ortaya çıkmıştır. Kafalarında oluşturdukları şablonu, bakan Yazıcıoğlu’nun deyişiyle Alevilere biçtikleri elbiseyi Aleviler üzerine oturtarak Aleviliği Alevilik olmaktan çıkartacaklardır. Yoksa yüzlerce yıllık Muharrem geleneği bu kadar hafife alınıp bir gösteriye, oruç şova dönüştürülür müydü? Alevilerin önüne bir “Hızır Paşa Sofrası” serilir miydi?

Bir yandan açılımdan söz edilirken diğer yandan başta Amasya’daki Alevi kız öğrenciler olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde Alevi öğrencilere yönelik gerçekleşen tacizler münferit olaylar olarak ele alınabilir mi?

Dinci gerici kadrolaşma iktidar eliyle odacı düzeyine kadar indirilmişken, bu hükümet zamanında numune olarak dahi Alevilerden bir il emniyet müdürü, bir vali dahi göreve getirilmemişken hangi açılımın samimiyetinden söz edilebilinir?

Dini referanslarla politika yürüten AKP ile Aleviler arasında son derece büyük bir zihniyet farklılığı bulunmaktadır. AKP için Aleviliğin temel inançsal değerleri bir anlam ifade etmediği gibi, Alevilerin varoluşlarının temelleri olarak gördükleri laik, demokratik, cumhuriyetçi değerler ise AKP’nin sorunlu olduğu konuların başında gelmektedir.

Hükümetler yurttaşların sorunlarını çözmek için vardırlar. Sorun çözerken hükümet yurttaşıyla pazarlık yapmaz, yapmamalıdır. AKP Alevileri adeta bana yedeklenirseniz size hak tanırım pazarlığına davet etmektedir. Şurası bilinmelidir ki Alevilerin pazara çıkaracağı hiçbir değeri yoktur.

AKP çevreleri Çankaya, Anayasa Mahkemesi ve Yök’ten sonra Alevileri de etkinlik alanları içerisinde görmek istiyorlarsa onlara bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini peşinen söylemek isteriz.

Aleviler yaşadıkları sorunların ülkenin anti laik, antik demokratik yapılanmalarından kaynaklandığının farkındadırlar. Bu nedenle de sorunlarının eşit yurttaşlık hak ve hukuku çerçevesinde, demokratik, laik bir zeminde kolaylıkla çözülebileceğinin bilincindedirler. Alevilerin hiçbir güçten ihsan, ulufe beklentisi yoktur. Ayrıcalık istememekte uygulanan ayrımcılıkların son bulmasını talep etmektedirler.

AKP’nin Aleviliği tasfiye etmeye yönelik planının bir parçası olan “Muharrem Orucu İftar Yemeğine” bilinçli olarak katılan Alevilere ilişkin olarak dedelerimizin almış oldukları karar yerden göğe kadar haklı ve yerindedir.

Alevi toplumu 1970 yılında Demirel hükümetine güven oyu veren 5 Alevi dedesini düşkün ilan etmiş ve bu kişiler bir daha toplum önüne çıkamamışlardır. Bu iftara gidenlerin sonu da farklı olmayacaktır.

Alevi toplumu yalnız kendileri için değil ülke toprakları üzerinde dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların farklılıklarını bir zenginlik sayarak kardeşçe, barış içerisinde bir arada yaşayacakları bir Türkiye özlemektedir.
 
Ali Yıldırım
Alevi Araştırmaları Vakfı

KAYNAK : ATILIM / Sayı 191 - 12 Ocak 2008

Röportaj Haberleri

Alevilerin Dışavurumu: Müzik ve Kimlik
Ali Ekber Yurt: 'İmam hatip ve ilahiyat mezunu iki ‘dede’yi Diyanet’e biz önerdik'
Gani Pekşen ile röporaj
Alevi Haber Sözcüsü: 'DAD Hasret Gültekin anıtının yıkılmasını savunuyor!'