Alevi-Kızılbaş inancında 16. yy asimilasyonu ile Duvazdehler - İbrahim Ergin

Alevi-Kızılbaş inancında 16. yy asimilasyonu ile Duvazdehler - İbrahim Ergin

Duaz-imamlarla Aleviliğin hiçbir motif ve sembolizminin zerresi olmayan, Alevileri özden uzaklaştırmak için Şii-Caferi teolojik kavramlarla coşku katması sağlamış, Alevilikle alakasız karekterler Aleviliğin içine girmiş sevdirilmiş, yas tutturulmuştur.

A+A-

Duvaz kelimesi Farsça'da ”oniki” anlamına gelen “düvazdeh” kelimesinden kısaltılarak oluşmuştur. Duvazlar 12 İmam’ı öven nefes türlerinden biridir. Alevi Bektaşi şairlerde 16yy itibaren “On İki İmam’a derin bir saygı ve bağlılık görülmektedir. Onlara anlatılan şii edebiyatın duygusal yönleri ile hakkı yenmiş, öldürülmüş, katliamlara uğratılmış bir soyun hikayelerinden sonra saygı oluşuyor. Bu saygının sonucu olarak, ana teması On İki İmam olan düvâz- düvâz imam şiir türü ortaya çıkmıştır. Bu yazın türünün yerleşmesi ,içselleşmesi Hurufiliğin ve safevilerin etkisi ile temelledirilmiştir. Böylece aşık sadıklar, düvâz yazmayı-söylemeyi Alevî-Bektaşî olmanın bir gereği olarak kabul etmişlerdir.Düvâzlarda, İmâmiyye Şîası On İki İmam anlayışlarının etkileri de görülmektedir.


Alevi Kızılbaş inancının tasavvufi kavramların zenginliği 16 yy da Safevilerle birlikte şii motifler ve sembollerle birlikte girmiştir. Şah İsmailin özellikle güçlü şiir yazma ve kavramlara yüklediği olağanüstü derinlik kendisinden sonra gelen Bektaşi şairlerine de büyük bir anlam mana zenginliği kazandırmış, etkilenme ve bu kavramları kullanma yarışı çıkmış ve 7 ulu ozan gibi ayrımcı anlayışlar çıkmıştır. Bu ayrımlarla Aleviliğin cemler de ve edeb erkanında müziksel kalıplarında nefeslerde 7 ulu ozan baz alınmış bunların dışında nefes söylemek yasaklanmıştır.Normal de nefesler aleviler de ayet niteliği taşıdığından dolayı tüm aşık sadıklar ın yazdıkları kutsi ve uludur..Bu ayrımı yapanlar ikiliği alevilerin içine sokarak şii motif kullananlar ile kullanmayanlar arasında küçük gedik büyüyerek bugün ki konumunu almıştır.

Bu kavramlar ;İmamet ,nübüvvet , Mersiye-i Duvazdeh ,Zülfikarname ,Ali mevlidi ,Kerbela ağıtları, Tevella ve Teberra( Ehlibeytin dostlarına dost, düşmanlarına düşman). Gadirhum , Alinin tarihsel yaşamı değil mitolojik,düşşel yaşamı ile ilgili cenknameler nefeslerde oldukça kullanılmaya başlamış ve alevi öğretisi ,felsefesinin yerini ,şii öğreti ve meseleleri inanç meselesi olarak kabul görmüş. Bu kanal ile Aleviliğin tarihsel süreci büyük kırılmalara yol açarak eksen değişikliğine gitmiştir.

Duvazdehler ,duvaz,duazimam,eimme isna aşeriye isimleri verilir. 12 imamların isimlerinin geçtiği,varis ,temiz ,günahsız olduklarını yanılmaz olarak kabul edilen bu şiirlere denir. Özellikle cem ibadetinin 16 yy dan itibaren duvazlar cemlerin ayrılmaz bir parçası olmuştur.Çünkü cemlerde canlılığını koruyan duvazların 15yy öncesi taramalarında örneği bulunamamıştır. 16 yy da Şah İsmail, 1524, Hayreti 1535 ,Fuzuli 1556 ,Kabuli 1592 ,Nevi 1599,Kul Himmet 17yy ,Pir Sultan 16yy ,Fenni 1888 İlhami 1890 12 hizmet dağıtılırken Pir den gülbanklar eşliğinde duazimamlar okunarak hizmetlerin alınıp ifa edilmesinde dillendirilen bir nefes haline gelmiştir.

Bu dinamiğin çok güçlü şekilde kök salmasının alevilerde içsel dinamiklerin rolü önemlidir. İmam Cafer buyrukları ve Şeyh Safi buyrukları ile Anadolu’ya dağılan dedelerin koltuk altlarında ki kitaplar cemlerde şii motif ve sembollerin anlatılması ,Aleviliğin sorunsalı gibi gösterilip bunların dillendirmeleri ,alevi Bektaşi ozanlarının bu motif ve semboller ile ilgili şiirler yazarak bu yapı güçlendirilmiştir.


Hz Ali Cenknamelerin cihat geleneği ve islami taban oluşturma ,içeriği mitolojik anlatımları ile duvazlar da Şahı velayet, Der izharı mahabbet gibi arapça başlıklar atılarak duvazlara konusal bir yön de verilmiştir.

Elinde Zülfikar altında düldül
Önünce Kanber’i dilleri büllül
Hazret-i Fâtıma cennette bir gül
Anı Ali’ye verdi Habîbullah /Şâh Hatayî

Mesela alevi geleneğin de 16 yy ile giren salavat örneği ;
Evvel baştan Muhammed’e salavat
Gönül kalk gidelim Hüseyine doğru /Pir Sultan

Bazı nefeslerde ise takiye olsa da gerçek alevi kızılbaş öğretisinde ki Hakk anlayışını saklamadan söyler;

Ademde tecelli eyledi
Allah kıl ademe secde olma gümrah
Şair bu şiirinde şöyle diyor;Tanrı insanda görüldü insan kılığında karşımıza dikildi artık sende yolundan sapma gel insanın önünde eğil insana tap .

Düvâzlar-düvâzimamlar; koşma, semai, gazel, murabba, müseddes, muhammes, terkibi bend, terci-i bend ve kaside nazım şekilleriyle yazılmıştır. Bu nazım şekilleri içinde en çok koşma tercih edilmiştir. Bunun sebebi, Alevî-Bektaşî şiir geleneğinin halk şiirine daha yakın olması ve ozanlık geleneğinden kaynaklanmaktadır. Koşma tarzında yazılmış dikkat çekici düvâzlar Pir Sultan Abdal’a aittir:

Zülfikar’ın cevri lâl ile gevher
Muhammed Bakır’dan ol İmam Câfer
Sorun görün sevdiğimden ne haber
On’ki İmamlara giden turnalar
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz
Dergâhına gider bu yollarımız
Evvel On’ki İmam’ı sevenlerdeniz
Düvâzimam okur bu dillerimiz /Kul Himmet

Düvâzlar-Düvâzimamlar, Alevî-Bektaşî geleneğinin temel âyîni cemlerde okunurlar. Cemde çerağcının niyaz etmesi ve dedenin duasından sonra zâkirler bir ya da üç adet düvâz okurlar. Bu düvâz çoğunlukla Şâh Hatayî’e aittir. Hatayî’nin düvâzları tercih edilmekle birlikte diğer ozanların da düvâzları okunabilir. Bu düvâzların çerağla ilgili olmasına dikkat edilir. Bu düvâzlara “Çerağ düvâzı” denilmektedir. Cemin bu bölümünde okunan bazı çerağ düvâzları şöyledir:

Hata ettim Huda yaktı delili
Muhammed Mustafa yaktı delili
Ol Âl-i Aba’dann Hayder-i Kerrar
Aliyü’l Murteza yaktı delili

Şâh Hatayî. Kudret kandilinde parlayıp duran
Muhammed Alî’nir nurudur vallah
Zuhûr edip kâfir leşkerin kıran
Elinde Zülfikar altında Düldül. Viranî

Düvâzlar, cemlerin Kurban ve Lokma bölümlerinde de okunurlar. Bu bölümde okunan
düvâzlara, “Kurban düvâzı” denilmektedir. Kurbancı ve lokmacı hizmet sahipleri, pişmiş kurban etinden ya da lokmalardan meydana getirirler. Dedenin duası ve dardakilerin secde etmesinden sonra zâkirler kurbanla ilgili bir ya da üç adet kurban düvâzı okurlar. Bu düvâzlar çoğunlukla Kul Himmet, Sefil Ali ve Şâh Hatayî’ye aittir

Ali meydanına bir kurban geldi
İsmail’e inen koça benzettim
Anası meledi bağrımı deldi
İsmail’e inen koça benzettim
Kul Himmet

Muhammed Ali’yi candan sevenler
Kurbanımız kabul olsun erenler
El bağlayıp ikrarda duranlar
Kurbanımız kabul olsun erenler
Sefil Ali
Cemde tevbe-istiğfar sırasında dede ya zâkir saz eşliğinde ya da saz olmadan tevbe istiğfar içerikli bir düvâz okur. Bu düvâzlara, “Tevbe düvâzı” denilmektedir:

Hatalar etmişim noksandır işim
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Muhammed-Ali’ye bağlıdır başım
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Şâh Hatayî

Düvâzlar Görgü Cemi’nde; kurban ritüeli, çerağ uyandırma ve sofra bölümünde de
okunurlar. Yine, Görgü Cemi’nde tevhid ve taclama sırasında zâkirler dededen izin isteyerek düvâz okurlar . Bu düvâzlara “Taclama düvâzı” denilmektedir:

Bugün bize Pîr geldi
Gülleri taze geldi
Önü sıra Kanber’i
Aliye’l-Murtazâ geldi
La ilahe İllallah /Kul Himmet

Düvâzlarda, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin bir arada ifade edilmesi de sıkça
karşılaşılan bir durumdur. Bu tarz düvâzlarda Hz. Muhammed ile Hz. Ali birlemesi görülür.Birlemede, Hz. Muhammed ile Hz. Ali iki ayrı şahıs olmaktan ziyade bir kişi olarak algılanmaktadır. Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin birlendiği düvâzlarda dolaylı olarak, “Allah teâla Âdem’i yaratmadan on dört bin yıl önce ben ve Ali aynı Allah katında bir nur idik” (Nurullah elHüseyni el-Mar'aşi Tüsterî,), hadisine telmih yapılmaktadır:

Kudret kandilinde parlayub duran
Muhammed Ali’nin nurudur vallah
Zuhûra gelüb de küffârı kıran
Elinde Zülfikar Ali’dir billâh /Şâh Hatayî

Bu örnekler çoğaltılabilir. Alevi kültür geleneğinin telli kuran dediğimiz bağlamanın icrası ile nefesler zenginliğini ve diriliğinin her daim korumuştur. İhmal edilen olgu ise Aleviliğin öğreti ve felsefesinin yerine 16 yy itibaren şii motif ve sembollerin bolca kullanılması ve kesintiye uğraması bir çok gelenek ve göreneğin kültürel söylemlerin unutulmasına yol açmıştır. Mürşid Pir Talip üçlüsünün aralarındaki bağın zayıflaması kırılmaların yaşanması ,görgü cemlerinin olmaması ,zakirliğin işlevsel yanının manalarda kapı açma özelliği olan nefeslerin yerini duvaz ,mersiyelerin alması ile kapanmıştır.

Sonuç olarak düvâzlar, Alevî-Kızılbaş geleneğinin yansıdığı hemen her cem-erkânın da ,Hakka yürüme ,kurban tığlama erkanlarında okunur. Bu durum düvâzların işlevini arttırmış ve önemli metinler haline getirmiştir. Düvâz okumak söylemek On İki İmam , Hacı Bektaş’a ve onların soyundan gelen pîrlere ve dedelere ikrarın bir gereği olmuş. Dolayısıyla, okunan düvâza bağlı olunan ocağa ve ocakzâde dedelere de saygı ve bağlılık işlevi kazandırmıştır.

Sosyolog/İbrahim ERGİN

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum